12/100

2.4K 230 125
                                    

"Işığına hâlâ sahip olduğumuz için sevinmeliyiz bence. Ben de senin ışığına sahibim hâlâ." -H

...

      Marinette bir haftadır anonimle konuşmamıştı. Telefonunu sıktı. İyi miydi acaba?

     Cüzdanını sınıfta unuttuğu için geri dönmek zorunda kalmıştı. Kanken çantasının kollarından tutarak kulaklığında çalan şarkıyı durdurdu. Sınıfın kapısı aralıktı. Normalde ya tam açık ya da tam kapalı olurdu. Adımlarını yavaşça atarak kapıya yaklaştı.

      "Hey, kimin yaptığını anlamaz mı sence?" Bu Lila'nın sesiydi. Daha da merakla kulak kesildi. "O aptal, bana olan aşkından kör olmuş. Herkese suç atar ama aklına beni getiremez bir türlü." Adrien'ın sesini duymasıyla Marinette'in gözleri kocaman oldu.

     Kapıyı hızla açtı ve ıslık çalarak sırasına yöneldi. Lila ve Adrien şaşkın bakışlarını ona yönlendirmişlerdi. Sırasının altındaki cüzdanı alarak çantasına attı. Ardından tahtanın önündeki Adrien'a ve tahtaya baktı.



      Marinette Adrien'a asılan sürtüğün teki. Ya da para düşkünü mü demeliyiz?

     Yazıyı okuyunca bir tepki vermedi, bileğindeki şans bilekliğini çıkardı. Ve sertçe Adrien'ın yüzüne fırlattı. Ardından da ters dönerek karnına bir tekme savurdu. Adrien'ın yere düşmesiyle bu sefer tekmelerini rastgele atmaya başladı. Lila korkudan yalnızca izlemekle yetiniyordu.

      "Sürtük ve para düşkünü, ha? Aşık olmak bu anlama mı geliyor? Sen kafayı yedin herhalde. Bir de bana kör demiştin değil mi? Ah, kusura bakma. Benim gözüm yalnızca karakterli insanları görünce kamaşıyor, sen buna layık değilsin bile."



      Son tekmeyi de attıktan sonra nefes nefese bir şekilde koridora çıktı, ardından da okulun arkasındaki tekli banka kadar koştu. Oturdu, dizlerini kendine çekti ve ağlamaya başladı.


      2 saat sonra ağlamaktan uyuya kalmıştı. Luka da basketbol oynayan arkadaşlarının yanından ayrılmış, üstünde hırkasıyla eve dönüyordu. Okulun yanından geçerken bankta oturan kişiye göz attı. Saçlarından onu hemen tanımıştı.



     Okulun demirliklerinin üstünden atlayarak genç kızın yanına geldi. Uyuduğunu fark edince yavaşça hırkasını onun sırtına bıraktı ve görünmeyeceği bir yere saklanarak genç kızı aradı.

     Marinette ısrarla çalan telefonu yüzünden uyandığında, güneşin batıyor olduğunu fark etmişti. Gözleri ağrıyordu. Aramanın anonimden olduğunu fark etti. Ancak o telefonu eline alır almaz arama da kapanmıştı.

Anonim: Hırkama iyi bak ;)

Anonim: Bir de, anlıyorum uykucusun kedicik ancak kendi yatağında yat lütfen, sonra bana neler olduğunu tek tek anlatırsın.

...

more than a friend [lukanette/texting] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin