45. Bölüm

65 3 4
                                    


Selam!

Ey Rabbim! Yalvarışım rahmetine güvenimden, her şey kudretinden, içimdeki kırık kalp Allah derken, rahmetini esirgeme üzerimizden! Bu gecede dua bahçesinde yeşeren fidan olmak dileğiyle kandiliniz mübarek olsun.

Nasılsınız bakalım görüşmeyeli?

Çok kısa bir bölüm... Ama yine de paylaşmak istedim.

Keyifli okumalar efenim...

Nehir'in anlatımıyla...

''Sessizce odadan dışarı çıkmak için geriye döndüm. Son anda çığlığımı kontrol altına alabilmiştim Allah'tan! Sağ elim korkuyla kalbimin üzerine gitti. Birkaç saniyeliğine gözlerimi yumup açtım. Başparmağımla damağımı yukarı doğru kaldırdım. Kendime engel olamayıp Baran'a son kez baktım. Kapıyı ardımdan sessizce kapattım sonrasında.

''Safsal!'' Sesim duyguların yoğunluğundan dolayı tuhaf bir boğukluktaydı. ''Aklım çıktı!''

Önemsemedi.

''Baban sabahın köründe gelecek! Ne yapacağız?'' Katre'nin korkuyla sarf ettiği sözler karşısında çaresizce gözlerine baktım.

Biliyordum, ama kıyamıyordum.''

•••

Odada yankılanan alarm sesi yüzümü acıyla buruşturmama neden oluyordu. Kafamı iyice yastığıma bastırdım. Katre ne de olsa kapatırdı. Huzursuzca kıpırdandım yerimde. Ses gittikçe artıyor ve sinirlerimi bozuyordu. Allah'ım Katre bu sesi duymuyor muydu?

''Kapat şunu!''

''Of! Sustur artık şunu!''

Aynı anda dudaklardan dökülen isyan karşısında kaşlarımın çatılmasını engelleyemedim. Uyku mahmurluğuyla olayları anlamam güçleşiyordu. Zorlukla gözlerimi açıp Katre'den yana döndüm.

Hafifçe doğrulmuş hoşnutsuzluğunu haykıran bir ifade ile bana bakıyordu. Anlamsız bakışmamızın ardından kafamı ne var anlamında iki yana salladım.

''Kapatsana lanet olası alarmını!'' Sinir her harfinde can buluyordu.

''Benim değil.'' Olayı kavrayamamış olmamdan dolayı ses tonum bir tık azalmıştı.

''Kimin o zaman?'' Ses kesildi.

Sertçe yutkundum.

''Babam,'' diyebildim güçlükle.

Katre'nin gözleri fal taşı gibi açılırken onunda aklına Baran'ın geldiğini anlamam güç olmadı.

''Ne yapacağız şimdi?'' Derken iyice doğrulup oturur pozisyona geldi.

''Neyi ne yapacaksınız?'' Babamın sesi odaya bomba gibi düşerken Katre'yle birbirimize baka kaldık.

''Nehir?'' Usulca bakışlarımı babama doğru çevirdim. Her zamanki sert ifadesine yorgunluk yoldaşlık ediyordu. Ses yeniden yankılandı odada.

Elimi sesin geldiği yöne doğru kaldırdım. ''Az öncede çaldı.'' Dedim. ''Onu ne yapalım diyorduk.'' Babamın telefonuna doğru hareketlenmesi işime gelmişti. Çünkü gözlerini harelerime dikkatle dikerken yalan söylememi bırak düşünmem bile imkânsız bir hal alıyordu.

Babam vakit kaybetmeden telefonunu açmış ve karşı tarafla konuşmaya başlamıştı bile. 'Evet, tamam, hayır,' gibi kısa cevaplar verirken Katre usulca bana doğru yanaştı. Yattığı koltuğundan kalkıp yanıma gelmeyi ya doğru bulmamış ya da üşenmişti. Ki konu Katre ise üşenmiş olması muhtemeldi.

Babama kaçamak bir bakış attıktan sonra sadece benim duyabileceğim bir şekilde ''Kesin anladı!'' dedi.

Nefesimi yorgun bir şekilde dışarı bıraktım. Babam hiçbir zaman nöbetten geldiğinde odama girmezdi ki. Hatta onun odama geldiğini anlar hiç yok denebilirdi. Korkmamı gerektirecek bir durum da yoktu haliyle.

Ama...

Korkuyordu işte insan. Tedirgin oluyordu ne yazık ki...

İtiraf etmesi acı verse de umutta ediyordu. Özlemiştir saçımı okşamaya gelmiştir, ufak bir buse kondurmuştur ya da uyandırmaktan korktuğu için kapıdan bakıp gitmiştir...

Babamdı sonuçta. Bana dair bir sevgi kırıntısı barındırmalıydı kalbinin tozlu rafında...

Katre'nin koluma değmesiyle dikkatimi ona verdim.

Acıdan acıya geçiş böyleydi... Çaresizlik bir kez daha sarmalardı seni. Hiç bırakmamış olmasına rağmen yine de hatırlatma gereği duyardı varlığını.

Katre'ye cevap vermeme kalmadan babam bakışlarını üzerime çevirdi. Zaten verecek bir yanıtımda yoktu. Dikkatle baktı yüzüme bana doğru adımlarken.

''İçerdeyim.'' Ayağını denk al! ''Uyuyacağım.'' Ses çıkmasın!

Bilgilendirmeden çok bir tehditti sözleri. Tanımayan bilmezdi...

Usulca başımı aşağı yukarı doğru sallarken 'Tamam baba,'' demeyi de ihmal etmedim.

Sevgiye hasret kızın isyanının göz pınarlarıma yansımasına engel olmalıydım. Neden alışamıyordum ki? Bu hep böyleydi. Kendimi bildim bileli!

Yüzüme çarpan yastıkla geriye doğru sendeledim.

''Dinlesene beni!'' Fısıltısı kızgındı. ''Bir şey söylüyoruz!''

''Kusura bakma.'' Rahatsız ediciydi kısık sesim. ''Neye uğradığımı şaşırdım.'' Bahanem de pek mantıklı değildi ya neyse.

''Hadi.'' Ayağa kalkıp beni de kendisine eşlik etmem için çağırıyordu.

''Hemen uyumaz. Bekle bir 10-15 dakika.''

Nefesini usulca verip kendini sırtüstü bıraktı koltuğa. Ağzıma gelen metalik tatla yüzümü buruşturdum. Dudaklarıma istemsizce işkence etmeyi bırakmalıydım. Birde hayalimdeki babaya figürünü gerçeğinin yerine koymayı... Ona bu denli bağlanmayı... Kendimi kandırmayı...

+++

''Hayatımdaki en güzel uykulardan biriydi. Annemin yeni yıkadığı çarşaflarımın kokusundan bile daha güzel ve daha huzurluydu kokun... Her şey için teşekkür ederim.''

Sertçe yutkundum.

Baran biz uyanmadan babam daha gelmeden gitmişti. Ardında bir not ve abimin tişörtüne sinen kokusunu bırakmıştı. Katre mutfakta kahvaltıyı hazırlarken notu ve tişörtü alıp siyah kutuma diğer notların yanına bıraktım.

Kapağı kapattıktan sonra elimi sert yüzeyinde gezdirdim usulca. Saçma bir okşama gibiydi. Derin bir nefes alıp gizli yerine yerleştirdim.

Katre'ye yardım etmeliydim. 

Je hebt het einde van de gepubliceerde delen bereikt.

⏰ Laatst bijgewerkt: Apr 30, 2018 ⏰

Voeg dit verhaal toe aan je bibliotheek om op de hoogte gebracht te worden van nieuwe delen!

Bir Umuda KiracıWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu