8. Bölüm

630 105 35
                                    


Multimedyada; ♥ Baran ♥, Nehir ve Katre var...

Hayırlı Cumalar ve keyifli okumalar...

''Manyak mısın sen ya? Ödüm patladı!'' dedim yaşadığım olayın izini taşıyan sesimle. Yüz ifadem nasıldı bilmiyorum ama kahkaha atmasına neden olmuştu. ''Gülme!'' dedim sertçe. Bir kahkaha daha attı bu tavrıma. Sinirle nefesimi dışarı verdim.

''Gülme!'' dedim tekrar. Ona attığım ters bakışlarımı görünce gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Sinirle bakmaya devam ettim. Ne varsa sanki bu kadar gülecek?

''Ne işin var senin burada? Hem sen neden bağırmıyorsun ki? Öyle sessizce gelip korkutuyorsun?'' Dedim kızgın bir tonda.

''Seni görünce peşinden geldim. Heyecan olsun istedim.'' Dedi sorularımı gülerek cevaplayıp.

''Ne heyecan ama!'' dedim sert sesimle. Sonra aklıma gelen şeyle ''Baban?'' dedim kısaca.

''Nöbetteydi daha gelmedi.'' Kafamı salladım 'anladım' dercesine.

Koluma girip ''Hadi dershaneye geç kalacağız,'' deyip beni çekiştirmeye başladı.

''Nehir!'' dedim aklıma bir şey gelmişçesine. ''Hı?'' dedi merakla kafasını çevirip bana bakarken. ''Dün senden sonra neler oldu neler...'' Merakı katmerlensin diye gizemli bir tonda konuşmuştum.

''Ne oldu? Anlat!''

''Cık. Beni korkuttuğun için dershane çıkışında anlatacağım.''

''Saçmalama!'' dedi hemen. ''Ben o saate kadar bekleyemem ki. Ölürüm meraktan. Ya anlat hadi! Bir daha yapmam. Hadi anlat.'' Dedi hızlı hızlı konuşup.

''Bilemedim ki şimdi.'' Sahte bir kararsızlık yansıdı sesime.

''Anlatsana!'' diye çığırdı merak ve sinir karışımı sesiyle. Daha fazla dayanamayıp kahkaha attım. Koluma vurup ''Gülmede anlat!'' dedi sabırsızlıkla. Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım. Ama Nehir'in bakışları hiçte yardımcı olmuyordu bana. Derin bir nefes daha alıp anlatmaya başladım Poyraz'ı.

''İnanamıyorum sana Katre! Çocuğu nasıl eve alırsın?'' Yeşil gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. ''Sözümü daha bitirmedim.'' Sürekli araya girmesinden dolayı sesim bıkkın bir tonda çıkmıştı. ''Tamam, tamam seni dinliyorum.'' Dedi bir an önce devam etmemi haykıran bakışlar atarken.

''Tam eğilip ayakkabısını çıkarmaya başladı bu, bende geri zekâlı deyip, kapıyı suratına kapattım.'' Dedim gülerek. Kahkaha atan Nehir'le sınıftakilerin meraklı bakışları bize dönmüştü. Gözlerimin önüne gelen görüntüyle bende sınıftakilerin bakışlarını önemsemeyip bende kahkaha attım.

+++

''Bi' Yer' e mi gitsek?'' dedim umut dolu bir sesle yanımda yürüyen Nehir'e. Korel'i görmek istiyordum. Evet, dün ona kızmış, kırılmıştım ama... Aması yoktu işte... Kalbim, söz dinlemeyen hayırsız evlat misali başına buyruktu. Özlemiştim ve uzaktan da olsa onu görmek istiyordum. Hem beni aldatmış gibi davranmayı kesmeliydim. ''Farkında değilsin ama bizim gireceğimiz bir sınav var. YGS – LYS adında.'' Sesi bana bir şeyler hatırlatmak ister gibiydi.

''Hadi ama Nehir! Sürekli ders çalışmayla olmaz ki. Biraz gezmek bizim de hakkımız. Hem sürekli ders çalışın demiyorlar, verimli ders çalışın diyorlar.'' Dedim bilge bir tavırla. ''Bir şerefsizin peşinden koşup kendinizi üzün demiyorlar, eğlenin diyorlar.'' Dedi taklidimi yaparak. Hoşnutsuzlukla ofladım.

Bir Umuda KiracıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt