18. Bölüm

558 67 36
                                    


Multimedya; Katre'nin çorapları. :D

Hayırlı, bereketli, bol dualı Cumalar ve keyifli okumalar...

Katre'nin anlatımıyla...

Kapıyı açıp dışarı çıkacakken Nehir'in bizim apartmanın kapısına doğru baktığını fark ettim. Elimi kapının üzerinden çekme gereği duymadım. Öylece durup gitmesini bekledim. Camlar aynalı olduğu için beni görmesin diye kendimi geri çekmeme gerek yoktu. Onunla ne kadar geç karşılaşırsam o kadar iyiydi. Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim. Kendimi kandırmaktan başka bir şey değildi yaptığım. Onu, bin yıl sonra da görsem yine aynı kırgınlık kol gezecekti bedenimde. Yine aynı alınganlıkla arkasını dönecekti kalbim... Sıkıntı dolu bir nefes daha verdim.

Gelen ayak sesleriyle kafamı sakince çevirip arkama baktım. ''Günaydın şekerim.'' Dedi büyük bir coşkuyla üst kat komşumuz Ayça.

''Günaydın.'' Sesim yaşadığım sıkıntıdan dolayı bıkkın bir tonda çıkmıştı. Yüzünden solmayan gülümsemesiyle ''Pek bir efkârlıyız,'' dedi. Yüzümdeki ifadenin değişmediğini görünce ''Bir sorun mu var?'' diye devam etti ciddiyetle.

Annem her ne kadar sevmeyip 'yelloz' dese de ben seviyordum. İyi bir kadındı. ''Dershane.'' Diyerek kısa bir açıklamada bulundum bıkkınca. Kahkaha atıp sesinin apartmanda yankılanmasına izin verdi. ''Hadi gidelim yoksa ikimizde geç kalacağız.'' Fazla neşeliydi.

Kapıyı açıp geçmesi için yol verdim ufak bir reverans yaparak. Bana nazik bir şekilde gülümseyip ilerlemeye başladı. Dudaklarım belli belirsiz yukarı doğru kıvrıldı. ''Hadi gel seni bırakayım.'' Arkasını dönmüş gülümseyerek bana bakıyordu.

''Teşekkür ederim ama gerek yok. Yakın zaten.'' Samimiyetim yüzüm ve sesim arasında paylaşılmıştı.

Koluma girip ''İtiraz istemiyorum. Birlikte gideceğiz,'' deyip beni çekiştirmeye başladı.

Arabayı siteden dışarı çıkarmak için hareketlendirdiğinde bende sakince dershaneyi tarif ettim. Gülümseyerek kafasını salladı ve Murat Dalkılıç'ın sesinin arabayı doldurmasına izin verdi. Kırk yılda bir gibisin çalıyordu. Sesini daha fazla açmadan önce ''Biraz eğlenelim,'' dedikten sonra göz kırptı.

Bana kaçamak bir bakış daha atıp şarkıya eşlik etmeye devam etti. Kıkırdamama engel olamadım. Sesi güzel değildi tıpkı benim sesim gibi. Biranda sağa çekip durdu. Olaya anlam veremediğim için kaşlarım çatılırken bakışlarım onu buldu. Müziği kısıp ''Sana Murat Dalkılıç gibi... Ah! Onu geç.'' Dedi burun kıvırarak.'' Benim gibi bir biriyle düet yapma şansı veriyorum ve sen öylece oturuyor musun?'' Sesinde sahte bir kınama vardı.

Dudaklarımda içten bir gülüş peyda oldu. ''Neyse heyecanına veriyorum.'' Dedi daha fazla kendini tutamayıp hafifçe gülerek. Müziği tekrar açıp arabayı çalıştırdı. Başta tereddüt etsem de bende ona uyup sözlerin dudaklarımdan dökülmesine izin verdim.

Dershanenin önünde durdurduğu arabayla müziği tamamen kapattı. Yüzümde varlığını koruyan gülümsemeyle ona döndüm. ''Çok teşekkür ederim. Her şey için,'' dedim tüm içtenliğimle. Gerçekten de eğlenmiştim.

''Rica ederim.'' Sesi samimiydi. ''İyi işler,'' dedim arabadan inmeden önce.

''Sağ ol tatlım. Sana da iyi dersler.''

Kapıyı kapatıp birkaç adım geriledim. Camı aşağı indirip ''Tatlım, sesin berbattı,'' dedi takdir edercesine.

Sahte bir utangaçlıkla gülümsedim saçlarımı kulağımın arkasına doğru iterken. ''Teşekkürler. Sizin sesinizin berbatlığı yanında bir hiç ama bunu duymak beni çok mutlu etti.'' Dedim. Attığı kahkahayla daha fazla kendimi tutamayıp bende eşlik ettim.

Bir Umuda KiracıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin