16. Bölüm

500 81 55
                                    


Yaşlanan bir sayı size bir şeyleri vermez, veremez. Bir mucize beklemek yerine derin bir nefes alın ve ne istiyorsanız onu gerçekleştirmek için harekete geçin.

Her şeyin gönlünüzce olduğu bir yıl olması dileğimle...

Mutlu yıllar...

Keyifli okumalar...

Katre'nin anlatımıyla...

Kendimi hemen geriye çekip tekrar kaldırıma çıktım. Bedenimi döndürme gereği duymadan kafamı çevirip sağ omzumun üzerinden arkaya baktım. Arabanın içindekini tanımıyordum. Çatık kaşlarımla olayı anlamlandırmaya çalıştım. Kafasını sola, önünde durduğu apartmanın girişine doğru çevirmişti. Anlaşılan birini bekliyordu. Nefesimi sertçe dışarı üfleyip önüme döndüm. Ne diye korna çalıyorsa? Ara, geldim de... Yıl olacak 2016 ama hâlâ bas bas kornaya basıyor millet!

Gelen bir taşıt olup olmadığına bakıp eve doğru yürümeye başladım. Siteden içeri girdiğimde sağ tarafımda kalan Nehirlerin evine doğru kaçamak bir bakış yolladım. Bir kez daha nefesimi sert bir bıkkınlıkla dışarı verip eve doğru ilerledim duygu karmaşam eşliğinde.

Bir yanım 'Nehir'de kendine göre haklı, seni korumak istemiş' derken diğeri sinsice yaklaşıp 'yalan söyleyerek mi?' diyerek konuya son noktayı koyuyordu. Kafamı iki yana sallayıp düşünceleri zihnimden atmaya yönelik bir harekette bulundum.

Her günkü arkeolojik çalışmalarımdan birini daha yapmama gerek yoktu çünkü çantamı yanıma almamıştım. Cebimden anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtım. Cüzdanımı ve telefonumu aldıktan sonra ceketim astım. ''Katre?'' diye seslenen anneme ''Efendim?'' diye cevap verdim odama doğru ilerlerken. Gelenin ben olup olmadığımı teyit etmek için sorulan bir soruydu. O yüzden yanına uğramama gerek yoktu.

Elimdekileri masama bırakıp dolabıma yöneldim doğruca. Kıyafetlerimi alıp mutfakta olduğunu tahmin ettiğim annemin yanına gittim sakin adımlarla. Elindeki malzemeleri yıkadığı için sırtı bana dönüktü. ''Kolay gelsin.'' Dedim usulca.

''Bu saate kadar neredeydin?'' Sesindeki tını sertçe yutkunmama neden oldu. ''Nehirleydim.'' Musluğu kapatıp bana doğru dönerken '' Nehir, senden en az bir buçuk saat önce geldi,'' dedi. Sesinden sinirlendiğini anlayabiliyordum. Kucağımda tuttuğum kıyafetlerimle olan bakışmamı bölmeyip ''Başta onunlaydım sonra ayrıldık. Yağmur yağınca da bir kafede oturdum,'' dedim usulca.

''Niye ayrıldınız?''

Gözlerimin odağını annem yaptım. ''Öyle gerekti.'' Şimşek gibi çakıp zihnime düşen görüntülerden dolayı sesim sert çıkmıştı. Konuşmasına izin vermeyip ''Ben duş alacağım,'' dedim ve hızlıca banyoya doğru koştum.

+++

Kızgınlıklarım vardı benim. Biraz sana çokça da bana...

Her seferinde gelip yüzüne vurmak istediklerim, susmaktan öteye geçemediklerim. 'Karşına dikilip neden beni görmüyorsun? Neden yanlışlıkla da olsa uğramıyor bakışların gözlerime?' demek isterdim. Nedenlerin himayesinde binlerce soru sıralamak değildi amacım. Geçerli bir şey bulup kor alevimin daha da harlanmasını engelleye bilmekti sadece.

Bazen birine âşık olsaydın diyorum. Gerçekten birinin gözlerinde kaybolsaydın. Görmeye dayanamazdım biliyorum. Ama o zamanda seni bu denli sever miydim, işte onu bilmiyorum. Belki de en başta yoluma bakardım. İlk görüşte âşık olmamıştım ki. Kabul, farklıydı seni gördüğüm ilk an. Sinemada yanına oturmam, elimi kolumu nereye koyacağımı bilememem ve daha nicesi...

Bir Umuda KiracıNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ