28.Bölüm ~Bir gece~

16.6K 614 50
                                    

Herkese hayırlı ramazanlar ve oruç tutan herkese Allah yardımcımız olsun diyerek söyleyeceğim birkaç şeyi söyleyip gidiyorum.

Öncelikle size bir iyi bir kötü haberim var.
Önce kötü haberi vereyim.

Bu bölüm Açelya’ya çok kızabilirsiniz bu sefer ki isteği cidden mide bulandırıcı. Ama hemen sinirlenmeyin diğer bölümü bekleyin.

Güzel haber ise Büşra ile yeni bir Zeyker hikâyesine başlıyoruz. Kurgumuz her şeyimiz hazır dram yazmayacağım yeni hikâyede söz (!)

Mültimedyaya muhakkak bakın*

Bölümü birdilektut99 a ithaf ediyorum.

Keyifli okumalar!

Yanaklarımda hissettiğim parmaklarla gözlerimi hafifçe araladım. Karşımda otuz iki diş sırıtarak bakan Kerem'i görünce gülümseyip dudaklarına uzandım. Dudaklarına bir öpücük kondururken "Günaydın." Dedim. Gülümsemesi daha da artarken-daha ne kadar artacaksa- yanağımı okşamaya devam etti. 

"Günaydın sevgilim. Hadi kalk artık yola çıkacağız." Gözlerimi devirip kendimi tekrar yatağa attım. Sabahın köründe yola çıkacaktık. Her ne kadar yalvarsam da kabul etmedi. Hatta bir ara beni dinlemedi bile. "Asma şu yüzünü şöyle. Erkenden gidelim bebeğim, arabada uyursun." Dedi. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Tamam, hadi önce karnımı doyur." Yüzünde ki ifade yerini çatık kaşlara bırakırken yutkundum. "Yani bebeğimizin karnını doyuralım. Yoksa ben kendim yemek yaparım. Yapabilirim. Yani, şey yapardım." 

Kerem yüzüme kendimi salak hissettirecek bir şekilde bakarken durumumu hiçte kolaylaştırmıyordu. Ne yani? Hamile halimle yemeği ben mi yapacaktım? Tabi ki de Kerem yapacak.

"Kalk hadi Zeynep sabah sabah benim sinirimi bozma. Sana en kısa zamanda yemek yapmayı öğreteceğim." Dudaklarıma bir öpücük kondurup kapıyı doğru yürürken hala söyleniyordu. Bazen mahallenin girişinde oturan ellerinde ki çekirdekleri çitlerken çöplerini yanlarından geçen insanların üzerine atan koca karılar gibi davranabiliyordu.

Bana yemek yapmayı öğretecekmiş. Hah! Sen varken ben ne yapayım yemek yapmayı. Bazen düşünüyorum yemek yapmayı bilmeyen bir sevgilim olsaydı ne yapardık acaba diye. Kesin açlıktan ölürdük. Kerem'in arkasından tam dil çıkartacakken bir an arkasının dönüp bana baktı.

"O dilini içeriye sok. Sen bavulunu hazırladın mı?"

"Kim? Ben mi?"

"Hayır hayatım. Bebeğimiz." Diyerek dalga geçti. Gözlerimi devirip bakışlarımı odanın içinde gezdirdim. Gördüğüm siyah bavulla ellerimi çırpıp Kerem'e bavulu gösterdim. "Bak orada hazırlamışım işte. Ne kızıyorsun?"gözlerini devirip kafasını gösterdiğim yere doğru uzattı. Kaşları çatılırken sinirle soludu. Uu çok etkileyici Sayer.

"O benim bavulum hatun." 

"Ne var yani unutmuşum." Diye savunmaya geçtim. Tabi ne kadar mümkünse. Kerem kafasını havaya kaldırıp bir şeyler mırıldandı.

Sanırım sabır diliyor.

Kıkırdayıp yatakta aşağıya ayaklarımı sarkıttım. "Gülme! Git hemen bir duş al rahat bir şeyler giy. Kahvaltıyı hazırlayıp bavulunu toplayacağım." Gülümseyip koşar adımlarla Kerem'in yanına gidip boynuna sarıldım. 

"Sen harikasın." Ellerini belime yerleştirip kulağıma doğru fısıldadı. "Banyo konusunda yardım edebilirim. Yani istersen." Sinsice gülümsedim. -Kerem'in görmeyeceği bir şekilde-

Yeşil Peri (Peri Serisi 1) ASKIDAWhere stories live. Discover now