40. Bölüm

5.7K 331 27
                                    

Sevgili Yeşil Peri okuyucularıııım,

Size uzun bir bölümle geldim, çokta severek yazdım bölümü. Umarım beğenirsiniz. Yorum istiyoruuum! (smile)

Yeni bir hikayeye başladım, eğer okumak isteyen varsa severek bekliyorum hepinizi :)

Bölümü dalkcerne ye ithaf ediyorum.

Keyifli okumalar!

----

Bazen hayatımızda dönem noktası diyeceğimiz olaylar olur, bana kalırsa herkesin hayatında bu tür olaylar olmuştur ya da olacaktır. Mesela birine göre hayatının aşkını bulmuştur bu da onun dönüm noktasıdır.

Başka birisine göre üniversiteye kazanmak hayatının dönüm noktasıdır, benim dönüm noktam ise Kerem..

Kerem'i tanıdıktan sonra hayatım tamamen değişti, her anlamda. Bunun iyi veya kötü olması gerekmiyor illaki, Kerem'den önce ruhsuz bir kadındım. Hayatım belirli bir monotonlukta geçiyordu yaptığım ekstra hiçbir şey yoktu.

Anne olmak.. ah. Korkulu rüyam gibi bir şeydi, anne olmak bana göre değildi ki, ben anne olamazdım ama şimdi bebeğime bir şey olacak diye çıldıracak gibi oluyorum.

Onu kendimden bile korumak istiyorum, bir an önce miniğimi kucağıma alıp kokusunu içime çekip, doya doya öpmek istiyorum. Bunlar bana artık hayal gibi gelmiyor iki ay sonra bu dileklerimin hepsi gerçekleşecek ve işte o zaman şu hayatta benden mutlusu olmayacak.

Hıım. Mesela Kerem'den önce evlilik kelimesini duymak bile midemi bulandırırdı. Ben ve evlilik mi? Tamam elbette her genç kız gibi gelinlik hayallerim olmadı değil ama o zaman küçüktüm yani sağlıklı düşünemiyordum ki.

Ama insan büyükçe fikirleri de değişiyormuş. Yedi aylık hamileyim ve hala evli değilim, inanabiliyor musunuz?

Ben inanamıyorum da.

Birisi gelip sorsa rezillik olur sanırım, aslında insanların ne dediği elbette umurumda değil ama, yapmayan kim olsa üzülür böyle bir duruma. Ki hormonlarım ve ben bir araya geldik mi kaçınılmaz son oluyor ve hüngür hüngür ağlıyorum.

Kerem'in bundan elbette ki haberi yok, olmaması da en iyisi. Ama yine de düşünüyorum neden hala evlenmek istediğine dair bir şey söylemiyor.

Ondan evlilik teklifi istemiyorum artık, düğünde istemiyorum, ondan hiçbir şey istemiyorum ki ben.

Ve bu konuda babamı nasıl ikna edeceğim bilmiyorum. Kerem'i zaten hiç sevmiyor bir açığını yakalamak istiyor sürekli, arada laf sokuşturmuyor değil ama benim ve torunun hatırına susuyor.

Fazla dayanacağına sanmıyorum ve bu durum beni oldukça korkutuyor. E tabi adamda haklı ama bir yerde, kızı yedi aylık hamile ve evli değil. Hangi baba evladını böyle kabul etmek ister ki?

Düşüncelerimi bölen telefonun sesiyle derin bir nefes aldım, telefona uzandığım da babamın aradığını görünce yüzümde oluşan tebessüme engel olamadım.

"Babacığım."

"Canım kızım ve torunum ne yapıyormuş bakayım." Sesi fazla enerjik geliyordu, demek ki keyfi yerinde.

"İyiyiz baba, arada sancılarım oluyor ama idare ediyorum. Kerem'de iyi bak selamı var." Dedim. Halbuki Kerem ortalıklarda yoktu bile. Babamın telefonun ucundan homurdandığını duydum.

"O mendeburu sormadım, birde utanmadan selam söylüyor." Birkaç homurtudan sonra "Ben sana şey diyecektim, akşama yemeğe gel annen sevdiğin yemekleri yaptı."

Yeşil Peri (Peri Serisi 1) ASKIDAWhere stories live. Discover now