22.Bölüm ~Mutluluk~

21.9K 674 80
                                    

Flashback

Kerem karşımda oturmuş bir şeyler söylememi bekliyordu. Ne diyebilirdim ki ona?

"Hiçbir şey bilmiyorum. Tarık bizden ne istiyor? Sen neden bunu kabul ettin? Babamla olayın ne alakası var? Açelya ne yapmak istiyor? Bunların hiçbirisinin cevabını bilmiyorum hiçbir şey bilmiyorum ve sen geçmiş karşıma seni affetmemden bahsediyorsun."

"Her şeyi anlatacağım. Ama gerçekleri öğrendikten sonra benden nefret etmeyeceğine dair söz vermen lazım."

Bu kolay bir söz olurdu. O ne yaparsa yapsın ondan nefret edemezdim.

"Başla."

Derin bir nefes aldı ve yayvan bir şekilde uzandığı yataktan doğruldu. Benim gibi bağdaş kurup karşıma oturdu.

"Bahsetmiştim sanırım çok sevdiğim bir sevgilim vardı diye, o zamanlar deli gibi âşıktım. Adı Selindi. Birbirimizi çok seviyorduk yani ben öyle zannediyordum en azından. Bir gün eve gittim Koray'la konuşmaya Selin'e evlenme teklifi edecektim ve onun fikrini almak istedim."

Derin bir nefes aldı. Yüzünde farklı bir ifade vardı acı çekiyor gibiydi. Onu böyle görmek beni de üzmüştü ve o Selin denen kadından şimdi den nefret etmiştim.

"Koray'ın odasına girdiğim zaman Selin ve onu sevişirken buldum. Evet, cidden sevişiyorlardı ve ben geldiğim zaman ikisinin de umurunda olmamıştı işlerine devam etmişlerdi. Neler hissettim hiç fikrin var mı Zeynep?"

Yoktu. Hiçbir fikrim yoktu. Bu çok çok kötü bir durumdu. Kendimi Kerem'in yerine koyamıyordum bir türlü. Sustum cevap veremedim. Zaten Kerem'de cevap vermemi beklemeden devam etti.

"Evden çıkıp kendimi sokaklara attım. İçecektim ve birkaç saatliğine bile olsa her şeyi unutacaktım. İşte o zaman Tarık aradı. Ameliyata çağırdı, kariyerim benim için her şeyden önemliydi. Çocukları her zaman severdim ama asla baba olmak istemezdim. Her şeyi bir kenara bırakıp o ameliyata girdim. Tarık o zamanlar benim hocamdı, tanıdığım en iyi kadın doğum uzmanı oydu aslında. Onun öğrencisi olmak bana gurur veriyordu."

Kafasını iki yana salladı ve sıcaklıktan uzak bir şekilde gülümsedi. "Ne salaktım."

"Ameliyata girdim ama bildiğim her şeyi unutmuştum ne yapacağımı bilmiyordum o an aklımda sadece bebeği kurtarmak vardı. Peki, ben ne yaptım Zeynep? Ben o bebeği sakat bıraktım. Ömür boyu sakat kalmasını ben sağladım. İhmalsizliğim yüzünden o bebek şimdi yürüyemiyor. Bu bu çok acı verici."

Duyduğum gerçeklerle adeta donup kalmıştım böyle bir şeyi beklemiyordum, Kerem yüzünde bir çocuk ömür boyu sakat kalacaktı. Bu nasıl olurdu? Susup Kerem'i dinlemeye devam ettim. Gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü görür gibi oldum.

"Şerefsiz herifin tekiyim. Yaşadığım her şeyi hak ediyorum. Ve en kötüsü ne biliyor musun? Ege onu sakat bırakmama rağmen beni seviyor bana değer veriyor. Beni her gördüğünde sıkıca sarılıyor. Biliyor onu bu hale ben getirdim biliyor ama bu umurunda değil. Bir kere olsun bana kızmadı, hep beni sevdi. En kötüsü bu."

Ne diyeceğimi bilemiyordum, dilimin ucunda bir sürü kelime birikmişti ama söyleyemiyordum hepsini geri yutuyordum. Kerem'e kızamıyordum lanet olsun ki ona kızamıyordum. Ona acıyordum, ona imreniyordum. Bu kadar şeye rağmen ayakta durabilmesi onun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

Yeşil Peri (Peri Serisi 1) ASKIDAWhere stories live. Discover now