"Ben de seni seviyorum." Gözleriyle etrafı taradı. "Bu kadar halk içinde olmasak tüm endişelerini nasıl sileceğimi bilirdim ama şu anda her şeyin düzeleceğini söylemekten başka bir şey gelmiyor elimden."

Kendimi bira zorlayarak neşeli olmaya çalıştım. "Vaay, tüm üniversiteye nam salmış ünlü Belalı Arda, halkın tepkisinden mi korkuyormuş?" dedim alayla.

"Zorlama istersen Pelin." Sesindeki şakayla karışık tehdit gülmeme neden oldu.

"Oy, oy!" dedim yanaklarını tutarak. "Benim aşkım kendini zor mu tutuyormuş?"

"Yerinde olsam daha ileri gitmezdim Pelin." Bakışlarındaki çaresizliği gördüğümde oyunu uzatmamaya karar verdim. "Şaka yaptığımı biliyorsun, değil mi? Biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı." Koynuna sokularak kokusunu içime çektim.

Omuzlarımı kavrayan kolları beni daha sıkı sardığında derin bir iç çekti, verdiği nefesi alnımda titreşti. "Şaka yaptığını biliyorum elbette, ben de ciddi değildim zaten. Hem rahatlamana sevindim." Çenemi kaldırıp dudaklarıma aceleyle küçük bir öpücük kondurmayı da unutmadı. "Annenle babana bizi anlatmak için yine de bekleyeceksin, tamam mı?"

"Tamam." derken, yüzümü göğsüne bastırıp, gerginliğimi sakladığımın farkında olmadı.

"Senin üzerine fazla gelmelerinden endişe ediyorum sadece."

"Merak etme, çok fazla üzülmeme onlar da dayanamazlar zaten, özellikle de babam." dediğimde içimden bunun doğru olmasını diledim.

Otobüs perona yanaştığında, kalkmasına yarım saat daha vardı. Bagajımı verdikten sonra biraz daha beraber olabilmek adına kafeye döndük.

Karşılıklı masada otururken, Arda iki elimi avuçlarına aldı. Dalgın dalgın parmaklarımla oynuyordu. Ben ise yakışıklı yüzünün her ayrıntısını aklıma kazımak için hayranlıkla onu izliyordum.

Böyle bakınca, lacivert gözlerini çevreleyen kirpiklerinin ne kadar gür ve uzun olduğuna bir kez daha hayran oldum. Saçlarının haylaz dalgaları yüzünün etrafında dağılmış, düşüncelerini gizliyordu.

Uzanıp onlara dokunmamak, o güzel bukleleri parmaklarıma dolamamak için kendimi zor tutuyordum. O sırada aklına bir şey gelmiş olmalı ki, birden irkildi. "Sevgilim yüzük?"

Korkuyla yerimde sıçrayarak, "Ne olmuş yüzüğe?" diye sordum. Hemen parmağıma baktım, neyse ki kaybetmemiştim, yerinde duruyordu. Ne demek istediğini o anda anladım.

Yüzüğümü çıkarıp kolyeme takmayı ben de düşünmüştüm ama sonra takarken verdiğim sözü hatırlamış ve vazgeçmiştim. Üstelik annemle babama Arda'yı anlatırken yüzük vesile olur, onun neden gelip tanışmak istediği konusunu biraz daha yumuşatmasını umuyordum.

Arda'yı kabullenmelerini sağlamak için öncelikle benim onların karşısında dimdik durmam gerektiğini, endişemi hissettirmeden inatla ilişkimi savunmam gerektiğini biliyordum. Arda'ya hiç değilse böyle kalkan olabilecek, ilk darbeyi ben karşılamış olacaktım.

"Onu çıkarmayacağım Arda. Hiçbir güç senin bana taktığın yüzüğü parmağımdan çıkarmamı sağlayamaz."

"Tatlım, bir hafta sonra geldiğimde nasılsa tekrar takarım. Görmeyecekler mi sanıyorsun? Bu kadar derdin içinde oraya varır varmaz gerginlik yaratmaktan başka bir işe yaramaz."

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Where stories live. Discover now