Eliyle çenemi tutup kaldırdı. "Gözlerini kaçırma lütfen." Gözlerimiz buluştuğunda içini çekti, ikimizin de bakışları hüzünlüydü. "İstersen önce bizden bahsetme, onu geldiğimde ikimiz beraber konuşabiliriz. Hem bizi birlikte görürlerse belki daha hoşgörülü olurlar. Tüm yükün senin omuzlarında olmasını istemiyorum."

Ne olursa olsun, arada köprü vazifesi göreceğim için her iki tarafı idare etmek bana düşüyordu. Bunun, her halükarda omuzlarıma büyük miktarda yük olacağının pekala farkındaydım ama bu endişemi, yanlış anlar korkusuyla Arda ile paylaşamadım.

"Teşekkür ederim, zaten önceliğim aile sırları olacak."

"Cevapları ne olursa olsun, ben sana her zaman destek olacağım Pelin."

Onunla hiç değilse bu konuyu, yani uykumu kaçıran düşüncelerimi paylaşmak istedim. "Arda, ben açıkçası çok korkuyorum." diye başladım.

"Neden?" diye sorarken kaşlarını çatmış, başını hafifçe yana doğru eğmişti.

"Annemle babamın yaşadıklarını özetlersek, hikayeleri basit ve sıradan gibi görünüyor: İki genç birbirini sevmiş olabilir, tamam ailelere karşı gelerek kaçmış da olabilirler, yıllar içinde erkek kardeşinle de bağlantıyı koparmamış olabilirsin. Buradaki en büyük soru asıl bundan sonra çıkıyor ortaya. Neden benim varlığımı saklamışlar? Acaba en büyük sır ben miyim?"

Korkum su yüzüne çıkıp, günlerdir altında ezildiğim diğer baskılarla birleşti ve kendimi her bakımdan çok çaresiz hissettiğim için gözyaşlarım süzülmeye başladı.

"Ya verecekleri cevabı duymaya hazır değilsem? Ya bununla başa çıkamazsam?" İki elimin tersiyle yanaklarımı kuruladım. "Düşünüyorum, kafa yoruyorum tüm düğüm bende kilitleniyor sanki. Ben bundan çok korkuyorum. Ya hayatım koca bir yalansa? Ya ben..." Cümlemi tamamlayamadan tıkandım.

Arda yerinden kalkarak yanımdaki sandalyeye oturup beni kollarıyla sardı. "Aşkım, seni yalnız bırakmak zorunda olduğum için bu tatilden nefret ediyorum. Önümüzdeki hafta en kısa zamanda gelmeye çalışacağım. Söz veriyorum."

Ona açık kapı bırakma niyetiyle, "İşlerin yoğun olursa, gelemezsen darılmam Arda, gerçekten." dediysem de başını olumsuzca salladı.

"Dünya batsa da umrumda değil Pelin, elbette geleceğim." dedikten sonra devam etti. "İstiyorsan bu haftayı hiçbir şey olmamış gibi geçir ve beni bekle. Veya bir önerim daha var, ki bu çok daha mantıklı geliyor. Al babanı yalnız konuş. Eğer biraz bile ikizine benziyorsa sana dürüstçe neler olduğunu anlatması daha kolay olacaktır. Anladığım kadarıyla annen olaylara daha tepkiyle yaklaşıyor."

"Evet, haklı olabilirsin. Kendimi her zaman babama daha yakın hissetmişimdir." Söylediği mantıklıydı. "Evet önce babamla yalnız konuşmak daha iyi olacak. Sonuçta kardeşiyle hala görüşen babam."

Dönüp Arda'ya baktım. İç çatışmalarımı bilmediği halde bana güç aşılamaya çalıştığını biliyordum ama benim çok daha fazla güce ihtiyacım olacaktı. Benim kafamdaki sorunların dörtte birini bile bilmiyordu tabii ki.

Yine de, "Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum." dedim. "Yüreğimdeki ağırlık hafifledi. Ben bunu daha önce niye akıl etmedim ki?" Eğilip yanağını öptüm. "Teşekkür ederim, seni seviyorum."

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin