{20}

2K 155 120
                                    

Jennie

"Eomma"

Fısıltı kadar sessiz sesim kalbim de çığlık gibiydi. Her insanın bir zaafı vardır. Benimki de insanların çoğu gibi annemdi. Konu anneme geldiğin de kendimi küçük bir çocuk gibi savunmasız hissediyordum.

Mezar taşını silerek üstün de "19/02/2010" yazan sayılara uzunca baktım. Tekrar yanağımda ıslaklık hissettim. Başımı eğerek seslice ağlamaya başladım. Her göz yaşım da annemle olan anılarım geliyor ve daha çok acıyordu kalbim.

Omzumda hissettiğim ceketle olduğum yerde dona kaldım. Biri beni mi takip etmişti? Yoksa mezarlıkta yardım sever biri miydi?

"Jennie-ah ağlama!"

Omuzlarımdan tutarak yüzümü göğsüne çekti. Gözlerimi kapatarak daha çok ağladım. Hıçkırıklarım mezarlıkta yankılandı. Annemin canını yaktığımı biliyordum ama kendimi durduramıyordum.

Kaç saat orada öyle kaldık bilmiyorum ama onun teselli edici sözleri huzur veren kokusuyla ömür boyu orada kalabilirdim.

Yavaşça çekildim. Önüme gelen saçları yavaş bir şekil de kulağımın arkasına sıkıştırdı. Yüzümü sarıldığım kişinin yüzüne doğru çevirdim.

"Jimin?"

Şaşkınlıkla jimin'e baktım. Beni sıkılmadan teselli eden, ağlamamı durdurmaya çalışan kişi jimin miydi?

Gülümsedim. Ona kötü biri demiştim. Ama o tam aksine ne olduğunu sormadan beni teselli etmişti. Tekrardan jimin'e sarıldım. O da karşılık vermişti.

"Teşekkür ederim jimin. Ne olduğunu sormadan beni teselli ettiğin ve ağlamamı durdurman için elinden geleni yaptığın için teşekkür ederim."

Ağlamaktan dolayı kısık çıkmıştı sesim. Ama jimin'in duyduğuna emindim. Hızla başımı kaldırdım. Jimin ile yüz yüze gelmiştik. Biraz yakındık sanki.

Geri çekilicekken belimden tutup biraz daha yaklaştırdı kendini. Başını boynuma gömdü. Bir şeyler mırıldanmaya başladı.

"Sana ihtiyacım var jennie. Benim bu karanlık dünyamda ki tek ışık sensin"

"Efendim?"

Mırıldandığı için hiçbir şey anlamamıştım dediklerinden. Hızla başını boynumdan kaldırıp boşver dermişcesine omzunu silkdi.

Yerden kalkarak kalçasında ki toprağı temizledi. Ben de yavaşca ayağa kalktım. Bacaklarımda ki sızıyla yüzümü buruşturdum. Jimin gibi kalçamda ki toprağı temizledim.

Jimin'i beklemeden yürümeye başladım. Elimde hissettiğim elle gözümü açabildiğim kadar açtım. Şuan kendimi güvende hissediyordum.

"Annemi 13 yaşında kaybettim. İlk dediklerin de öldüğüne inanmadım. Ama sonradan kendi gözlerimle gördüm. Teyzem beni zorla morga götürdü. Ne kadar gitmemek istesem de teyzem beni acı gerçekle yüzleştirmek istiyordu. Morg da annemi gördüğüm de yüzünde ki o her zaman ki gülümsemesi yoktu. Öldüğünü işte o zaman çok iyi anlamıştım."

Jimin yanımda olduğunu belli edermişcesine elimi sıktı. Gülümseyerek ellerimize baktım. İyi hissettirmişti.

Jimin'in durmasıyla ben de durdum. Bakışlarımı önüme döndürdüğüm de araba gördüm. Sanırım onun arabasıydı.

Jimin'in ellerini çekmesiyle irkildim. Kendimi bir an uzay boşluğun da hissettim. Kendimi yalnız bir ucube gibi hissediyordum.

Arabanın kapısını açarak ön koltuğa oturdum. Jimin de şoför koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırdı.

Elimi jimin'in eline kenitlememle jimin'in şaşkın bakışları bana döndü. Utandığım için direk camdan dışarıyı izlemeye başladim. Ah iyi bir histi ama şuan utanç vericiydi de.





























Jennie

Jennie

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.



Selammmm

Bakın bu sefer erken bölüm attım. Bence bunu kutlamalıyızz jdhdhd.

Bu arada şunu fatk ettim. Her yazarın derdi olan okuma sayıları ve oy sayıları.

Sizden sadece oy vermenizi istiyorum. Okuma sayıları 100'ü geçmişken oy sayıları 10'u geçmıyor.

Yıldıza basıcaksınız sadece yaniiiiii

Bu uyarımı dikkate alın lütfen!!!

Şimdiiii bölümün sorularına geçelimmmm

- jennie nin annesine noldu?

- jimin jennie yi takip mi etti?

- diğer kızlar neredeeee?

- noluyo burda lan?!?!

İhihihihi byebye~



Polisler VS HırsızlarTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon