Ten Minutes

708 89 52
                                    

    "On dakika içinde yaptığın bütün şerefsizlikleri açıklayacaksın."

    Luke uzun süredir konuşmayan Michael'a döndü. O sırada Michael beşi gösteren saatine bakıyordu. "Gerçekten bunları öğrenmek istiyor musun?"

Michael "Zaten hepsini biliyorum." demek istedi fakat onun yerine "Evet Lukey." dedi.

Luke derin bir nefes alıp Michael'ın umursamaz tavrını düşünmeyi bıraktı, ardından anlatmaya koyuldu. "Bir keresinde Calum ve ben bir kafede çalmak istedik. Ve- bu çok utanç verici." Luke kahkaha attı. Michael güzel kahkahasına gülümsedi. "Ve bu izni alabilmem için patronun kızıyla yatmış olabilirim."

Michael tek kaşını kaldırıp sesli bir kahkaha bahşetti. Luke onun gülerken başını eğmesinin ve kızıl saçlarının o kadar yıpranmaya rağmen bulutlar kadar yumuşak ve alev kadar canlı görünmesinin ne kadar muhteşem olduğunu düşündü. "Yani para karşılığı olmasa bile fahişelik yaptın?"

Luke gözlerini devirip Michael'ın omzuna yumruk attı. "Komik değil kızıl kafa."

Michael sakallarını kaşıyıp dinlemeye devam etti. Luke mesajı alınca kafasını eğip düşünmeye başladı. "Lise'de bir oğlan vardı, adını hatırlayamıyorum sanırım Ashton olması gerek."

Michael'ın çenesi gerildi. "Ashton Irwin, en yakın arkadaşım." demek istedi. Ama onun yerine kafa sallamakla yetindi. "Çocuk Calum'a abayı yakmıştı, biz de biraz eğlenmek istedik..." Luke anlatırken utanç içinde kıvranıyordu. "...bu yüzden çocuğu spor salonuna çağırıp Calum ile top kafesine kilitleyip bütün gece orada bıraktık."

Michael, Ashton'ın karanlık ve kapalı alan korkusunu hatırladığında sinirle dişlerini sıktı. "O çocuğun bir korkusu olabilirdi, bunu düşünemediniz mi?"

Luke saçlarını karıştırdı. Bir süre konuşamadı, ağzını aralıyordu fakat doğru cümleyi bulamıyormuş gibi tekrar kapatıyordu. Sonunda konuşmaya başladığında, Michael gözünü kırpmadan onu izlemeye devam etti. "Lisedeydim, alkol ve popülarite gözümü boyamıştı, neden yaptığımı bile bilmiyordum."

Michael gözlerini yumup derin bir nefes aldı. "Pekala, on dakikan doldu."

Luke rahatlamışçasına inledi ve bu Michael'ın gözleri şokla -ve Luke inlediğinde neden bu kadar güzel olduğunun merakıyla- açtı. Luke yaptığının farkına Michael'ın yeşillerini görünce vardı.

Neden inlemişti ki?

"Dostum, ah tanrım, yani üstümden yük kalktığı için inledim bilirsin iti-"

"Sorun yok, Luke. Tahrik falan olmadım ya." Luke rahatlayarak sırıttı.

Michael tedirgince güldü.

Bu sırada, alttaki küçük dostuna sakin olması için yalvarıyordu.

17 Minutes | mukeWhere stories live. Discover now