Final part (1/2)

970 68 62
                                    

Yemeğimiz bittikten sonra yurda dönmek için koyulmuş olduğumuz yol, gelirken geçtiğimizin aynısıydı. Yol kenarını kaplayan pembemsi çiçekler gerçek miydi yapay mıydı bilmiyordum ama yola hoş bir hava kattıkları kesindi. 

''Sanırım takip ediliyoruz'' dedi Lisa.

Koluna girmiş olduğum duruşumu bozmadan sordum ''Ne? Nasıl?''

''Az önceki kafedeki çocuk, peşimizden geliyor'' 

Duymaması için fısıldadım ''Chang Kyun mu?''

Gözlerini büyütüp ateş saçarcasına baktığında korkmadığımı söylesem yalan söylemiş olurdum ''Hemen adını mı öğrendin?''

''Yakasında yazıyordu'' 

Ofladı ''Herneyse. Sanırım bizi takip ediyor'' 

Çaktırmamaya çalıştığım için olabildiğince yavaş ve fark ettirmeyecek hareketlerle arkamı döndüğümde söylediklerini doğrulamış oldum. Chang Kyun gerçekten bizi takip ediyordu. Kafede önüne bağlamış olduğu beyaz önlüğü çıkarmış, üstüne ceket giymiş, elindeki telefonun ekranına bakarken yaklaşık elli metre arkamızdan geliyordu. 

''Gerçekten geliyor'' dedim önüme dönerken.

''Yanımıza gelirse sakın onunla konuşma'' dediğinde koluna sarmış olduğum kolumu takip edip elimi buldu ve parmaklarımızı birbirine kenetledi.

Net bir şekilde ''Tamam'' diyerek onayladım ve birbiriyle son derece uyumlu olan adımlarımızı devam ettirdim.

Dakikalar sonra kaldığımız binanın önüne geldiğimizde birbirine kenetlemiş olan yapımızı bozduk. İçeri girerken geçmemiz gereken bir güvenlik olduğu için yapmıştık bunu. Baştan aşağı aranacaktık. Bize özel değildi bu durum, her giren çıkana aynı muamele uygulanıyordu hatta buranın sahibi olan Tae Hyun'a bile... Olası bir güvenlik sorununa karşı önlem alıyorlardı sadece. Yadırgamıyordum ya da kötü eleştiri yaptığım falan yoktu. Sadece kontrolün uzun sürmesinden şikayetçiydim o kadar.

Ben gerekli kontrollerden geçtikten sonra sıra Lisa'ya geldiğinde ''Sanırım takip ediliyoruz'' dedi güvenliğe ''Uzun zamandır arkamızdan gelen biri var ve şu an buraya geliyor. Ben geçtikten sonra buraya gelmiş olur. İsmi Chang Kyun'' derken nefes bile almıyordu, rap yapıyor gibiydi ''Dikkatlice ararsanız sevinirim'' 

Bu kadar uzun konuşmanın ardından görevli sadece ''Tamam'' dediğinde güldüm. Güvenlik görevlisi canından bezmiş gibiydi, hatta o kadar yorgun görünüyordu ki az sonra uyuyabilirdi bile.

Güvenlikten geçen Lisa yanıma geldiğinde direk olarak koluma girdi ''Hadi odamıza gidelim'' 

''Bekle'' dedim ''Chang Kyun gerçekten buraya gelecek mi merak ediyorum'' 

Vücutlarımızı olabildiğince birbirine yapıştırıp dışarıdan geldiğimiz için belli belirsiz soğumuş olan elimi kendisininkiyle birlikte cebine sokarken ''Gördükten sonra direk gideceğiz. Konuşmak yok'' 

Takındığı tavra karşı gülerken ''Tamam'' dedim ve hemen ardından ''Lalisa oppa'' diye ekledim. 

Gururla omzunu dikleştirirken yüzüne hakim olan gülümseme resmetmeye değerdi. Hatta o kadar güzeldi ki gerçekten çizilip bir tablo haline getirilmiş olsa milyon dolarlar yatırabilirdim.

Chang Kyun'un gelmesini beklerken başımı Lisa'nın omzuna yerleştirmemle Chang Kyun'un içeri girmesi aynı anda gerçekleşti. İçeri girdiği anda telefonunu cebine atan Chang Kyun, anlamsız bir şekilde göz teması kurduğumuzda gülümsedi. Ayrıca yüzündeki ifade bizi burada görmeyi bekliyormuş gibi değildi. 

Playing W Fire | chaelisa ✔Where stories live. Discover now