ChaeLisa + ChaeYoon + ?

1K 87 61
                                    

Terastaki insanlardan kurtulmama yardım eden Yoon'a ne kadar teşekkür etsem azdı. Her işe yarayan deri ceketi yine beni kurtarmıştı. Ben yerde oturup ağlarken o yanıma gelmiş ve saniyeler içinde ceketini çıkarıp yüzümü örtmek için kullanmıştı. Ardından omuzlarımdan tutup aşağı inmeme yardım etmiş ve patronum Jennie ile karşılaşmama izin vermeden arabasına binmiştik.

''Teşekkür ederim'' dedim terastan beri süren sessizliğimizi bozarak.

''Önemli değil'' dedi ''Kim olsa aynısını yapardı''

Göz yaşlarım halen yüzümdeki ıslaklığını korurken gülümsedim ''Herkes bunu yapmazdı Yoon, sen harika birisin. Kendini herkesle bir tutmaktan vazgeç''

''Bu bir iltifat mı?'' derken arabayı çalıştırmaya uğraşıyordu.

''Gülümsediğine göre evet''

Gülümsemesini korurken gözlerini kontaktan ayırıp bana çevirdi ''Seninleyken hep gülüyorum'' dedi ''Sen de şu an ağlamayı kesip gülümsesen iyi olur''

Elimin tersiyle yüzümdeki nemden kurtuldum ''Haklısın'' dedim ve hemen ardından ''Beni evime bırakır mısın?'' diye ekledim.

''Emriniz olur Chae Young hanımefendi!'' deyip neşeli bir tonda gülümsedikten sonra gaza bastı.

****

Kapının çalmasıyla birlikte sıcacık yatağımdan kalkmak zorunda olduğum birkaç küfür savurdum. Tüm yüzümü ve vücudumu kaplayan yorganı omuzlarıma alarak düşmemesine özen gösterdim ve odamdan çıkıp giriş kapısına yöneldim. Şu anki durumum yürümekten uzak ve bir o kadar sürüklenmeye yakındı. Ayaklarımı yerden kaldırmadan sürüklüyordum ve benimle birlikte yorganımın da sürüklenmesine izin veriyordum.

Sonunda kapıya ulaştığımda kim olduğunu sormadan açtım ve Ji Soo ile karşılaştım. Onu tamamen unutmuş olduğum şu an aklıma gelmişti ve anlık şokla gözlerimin oldukça büyüdüğünden adım kadar emindim.

''Chae Young!'' dedi sinirli bir ses tonuyla. Ben ise tek bir ses dahi çıkarmadan ona içeri geçmesini işaret ettim.

''Terasta olanlar da neydi öyle?'' halen sinirliydi.

Güldüm ''Demek fotoğraf çekimimize geldin!''

''Aptal'' diyerek fısıldadıktan sonra devam etti ''Halen nasıl şaka yapabiliyorsun?''

''Ne yapsaydım? Pişman değilim''

Giriş kapısının açık oluşu ve koridorda dikiliyor oluşumuz umrumuzda değildi ''Senin umrunda olmayabilir ama şu an herkes ikinizi konuşuyor''

''Ne güzel işte'' deyip omuz silktim ''Ona olan hislerimi herkes görmüş olur''

Beni hızla itti. Küçücük ve zayıf bedeniyle bunu nasıl yaptığını aklım almamıştı doğrusu. Normal zamanlarda bile beni itmekte zorlanırken şu an üstümde yorgan olmasına rağmen itmesi kayda değerdi.

Bağırdı ''Kendine gel!''

''Ne var yani? Onu sevemez miyim?'' alaycı bir şekilde güldüm ''Benim birini sevmem yasak mı? Ya da sevdiğim birini öpmem suç mu?''

''Ben öyle demek istemedim'' derken sesini yumuşattı. Bunu yapmasının nedeni dolan gözlerimden fazlası değildi ''Hadi gel, oturup konuşalım'' dedikten sonra tek koluyla beni kavrarken tekiyle de kapıyı kapattı.

Küçük olmasına rağmen benim için yeterli olan oturma odasına karşılıklı bir şekilde oturduk. Oturduğumuz koltuk üstümdeki kalın yorganla birlikte ikimizin sığması için oldukça küçüktü bu yüzden vücutlarımız birbirine değiyordu fakat bu, şu an için beynimizi kurcalayan bir durum değildi.

Playing W Fire | chaelisa ✔Where stories live. Discover now