KARA SEVDA - TUTKU SERİSİ I-FİNAL

BADE'M ALINTI

Merhaba 'Kara Sevda'lılar...
bana gelen bir kaç mesj ve yorumda Burak'ın hikayesini merak edenler var. Burak'ın hikayesini yazmaya başladım. aklımda hep kurguladığım bir şey vardı ve sonunda hikaye yerine oturdu. Çapkın ve umursamaz iş adamımız Burak ve hikayesi TUTKU SERİSİ II - Bade'm yakında sizlerle olacak.

ALINTI

BADE’M

Genç adam kuzenleri ile oturuyordu. Yine şehir dışına gidecekti. Oflayarak elindeki çaydan bir yudum aldı.
“Sorun ne?” diye sordu kız kardeşinin kocası Karahan. Onunla artık kardeş gibiydiler.
“Eskişehir’e gideceğim.” Dedi bıkkınlıkla.
“Eskişehir nereden çıktı lan?”
“Ya ne bileyim, teklif şirkete geldi. Arda’ya git dedim ama o Öykü yüzünden gidemiyor. Biliyorsun zaten kız uçan kuştan nem kapıyor.”
“İş mi?”
“Hayır, üniversitede İşletme ve Ekonomi üzerine seminer var. Bir de ödül verecekler. Genç ve başarılı girişimcilerin konuşma yapması istenmiş. Bu işleri Arda daha iyi yapar. Ama maalesef bu sefer iş bana düştü.” Dedi Burak sıkıntılı bir sesle.
Karahan kahkaha attı. “Üniversiteli bebeklere ders vereceksin yani.”
“Ya sus, zaten canım sıkkın. Neyse ben çıkayım. Arabayla gideceğim. Gel istersen.”
“Sağol, bir tane de ben de var biliyorsun o nem kapandan. Dansöz gecesinden sonra kök söktürüyor. Çıkamıyorum bir yere. Sayende.” Dedi gözleri ile arkada Arya ile oturan sevgili karısını göstererek.
“He, doğru, sen kal. bardayken her dakika 'neredesin aşkım?' muhabbetleri çekemem.” dedi sesi alaylıydı. Araba anahtarını aldı ve “Hadi ben çıktım.” Dedi kızlara bakarak.
“Hafta sonu geleceksin ama değil mi abi?”
“Kaçırır mıyım kızım doğum gününü. Geleceğim tabi.”
“Tamam.” Dedi Sevda. Adama sarılarak.
Karahan yalancı bir öksürükle ayırdı onları.
“Abim Karahan abim o.” Gözlerini kısmıştı.
“İsterse baban olsun. Kıskanıyorum.”
“Gerizekalı.” Dedi Burak adama acıyarak bakarak.
Tüm ailesi toptan aşkla kafayı yemişti. Çapkınlık yapacak bir Özgür kalmıştı yanında. Arabaya bindi ve en sevdiği yabancı şarkıyı son ses açıp, yola çıktı.  (LET ME GO...)
Eskişehir’de onu bekleyen sürprizden henüz tabii ki haberi yoktu.

                                    ***
Genç kızın topuk sesi yankılanıyordu. Apartmandan hızla çıktı ve kendini bir taksiye attı.
“222 lütfen.” Dedi sert bir sesle. Taksici başını salladı ve gaza bastı. Kızın gözyaşları sicim gibi akıyordu. Adam resmen bakire diye dalga geçmişti onunla. Daha on dokuz yaşındaydı Bade. Ne bekliyordu? Ayrıca babası onu öldürürdü. Başını sola salladı. Geldiği mekana baktı. Bir senedir Eskişehir’deydi ama buraya ilk kez geliyordu. Böyle yerlere hiç gelmezdi. Ama bu gece tüm tabularını yıkacak, geleneklerini silecekti aklından. Bakışlarını kulübün girişine yönlendirdi. Pahalı ve seçkin bir yere benziyordu. İçeri girdi ve bar taburesine oturdu. Etrafına baktı. Ne içeceğini bile bilmiyordu. O adama güvenip, o eve gitmemeliydi. Ne bekliyordu gerçekten makarna yiyip, masumca film izlemeyi mi? Adamın sözlerini unutamıyordu.
“Hadi ama bakire olduğunu söyleme bana?”
Ağzından fısıltı ile “Bakireyim.” Demişti saf saf. Bunun adamı mutlu edeceğini düşünmüştü. Ama adam öfkelenmişti.
“Neden o halde buraya geldin? Başımı belaya mı sokacaksın?”
Kız ürkmüştü. Onu ilk kez böyle görüyordu. Rüya gibi olacak gece kabus gibi bitmişti. Onu kovmuş, suratına da kapıyı çarpmıştı.

***
Genç adam etrafına bakıyordu. Bu gece bedenini rahatlatacak bir ten bulmak onun için hiç zor değildi. Bara girdiğinden beri bir sürü davetkar bakışlara maruz kalmıştı. Ama hiçbiri dikkatini çekmemişti. Sandalyeyi bar tarafına döndürdü ve barmene “Dark rom lütfen.” Diye elindeki bardağı gösterdi.

Yanındaki adamın sesi ile kendine gelen Bade, adama gelen içkiye baktı. Adam bir dikişte içmişti. Limonlu bir şeydi. Kendi de içebilirdi her halde. Barmene seslendi. “Şey dark rom lütfen.” Dedi.
Burak duyduğu şeyle kıza bakmadan tebessüm etti.
Sonra başını çevirdi ve kızın hareketlerini takip etti. Önüne gelen içkiye bakıyordu kız. Bardağı eline aldı ve büyük bir yudum aldı. Bu sırada Burak gülerek kızı izliyordu.
“Sert başladın.” Dedi.
Bade hala suratını buruşturuyordu. Adama baktı.
“Yo, iyiyim.” Dedi. Yalan söylediği çok belliydi.
“İlke göre biraz sert oldu bence. Daha yumuşak bir şey denemelisin. Meyve kokteyli gibi.”
“Sorun yok.” Dedi Bade.
Adam aralarındaki mesafeyi aştı ve kızın yanındaki tabureye oturdu.
“Burak.” Dedi elini uzatarak.
“Bade.” Dedi o da elini uzatarak.
“Memnun oldum Bade.”
“Bende... Yani galiba memnun oldum.” dedi gülerek. Elindeki içkiden bir yudum daha aldı ve yine yüzünü buruşturdu.