33

569 16 0
                                    

Multi medida Aslin Keskin var.

Gözlerimi açtığımda kendi yatağımda üzerimde pijamalarımla olduğumu gördüm ama biz şeye gitmicekmiydik.

Yataktan hızlıca kalktığımda başım dönmüştü elimi duvara koyup biraz bekledikten sonra odadan çıktım aşağa o kadar çok hızlı iniyordum ki merdivenlerden çıkan ayak seslerim san ki bir şey olmuş gibiydi. Sahi olmadı mı?

Hole geldiğimde sağ tarafımı görmemle gözlerim iricesine açıldı Arslan'lar ve... ve Efe burdaydı.

"Aslin."

Efe hızlıca ayağa kalkıp üzerime gelmeye başladığımda ağladığımı yeni fark ediyordum kafamı hızlıca sağ sola salladım.

"Hayır hayır sen öldün."

"Hayır meleğim bak ölmedim ben yaşıyorum. Seni almaya gelicem."

Çığlık atarak kalktığımda gördüklerimin rüya olduğunu anladım, ne rüyası dunganga girmiş kabusuma. Ne alakaysa. Etrafıma baktığımda her şeyin rüyamda ki gibi olduğunu gördüm, yataktan yavaşça çıkıp kapıya yöneldim, merivenleri dikkatlice indiğimde holde nefesimi tutarak kafamı sağ tara çevirdim.

Gördüğüm manzara seslice nefesimi vermemi sağladı, hemen Ulaş'ın yanına oturduğumda telefonundan kafasını çevirip bana baktı ve elindeki telefonu masanın üzerine bıraktı.

"Ne oldu bebeğim? Yüzün beyazlamış."

"Kabus gördüm, ya Ulaş çok korkunçtu Efe vardı ve beni alıcağını söylüyordu."

Ulaş beni kolları arasına alırken konuşmaya başlamıştı.

"Seni kimse benden alamaz Allah'tan başka."

Gülümseyip yanağına öpücük kondurdum, tepki vermeyip karşıya bakmaya devam edince yüzünü kendime çevirip boyumun yettiği kadarıyla çenesini öptüm sakkalı erkekleri seviyorum. Niye bunu söyledim bilmiyorum ama öyle.

"Ya senin yüzün niye düşük böyle."

"Aslin sana bir soru sorucam ve bana dürüst olucaksın."

"Aksi olamaz."

"Efe gelse yanii seni almak istese seni hala seviyorum dese gidermisin?"

Bekledim bekledim, durdum evet Efe'yi seviyorum ama...

"Sen şakamısın Ulaş tabi ki de hayır, tamam Efe'yi seviyorum ama ben sana aşığım unuttun mu biz birbirimize bağımlıyız."

"Biliyorum tatlım ve unutmamak gerek sen benim ilacımsın ve bağımlının tadı ilacında saklı."

Kafamı olumlu anlamda sallayıp gülümsedim, gülüşümden öptü.

02:23                               23 Eylül. Cuma

Her bir sayfaya siyah kalemle yazıcağıma söz vermiştim...

Çünki günlük ve benzeri defterler insanın en savunmasız, en çaresiz, en kötü, en üzgün, en çaresiz anda yaşadıkları hislerin cümlelere dökülmüş halidir. Ve ben de bu anımı siyah kalemle daha çok öldürmüş oluyorum.

Kimine göre belki ölümsüzleştirmiş oluyorsun yazarak, bazı insanlara görede boş ve zaman kaybı.

Ben ikisinin de olduğunu düşünüyorum. Yazarak boşa zaman kaybetmiş oluyorsun, yazdığında eline bir şey geçmiyor, hiç durmadan yazsan bir şey kazandırmıyor sana. Dönüp baktığında beyaz sayfalar siyah mürekkepli kalemle kirletilmiş.

Anılarını, yaşadıklarını sevmediğin ne kadar olay yada his varsa buraya gömüyorsun. Bir kaç gün belkide dakika yahut saniye içerisinde sayfaların arasına gömdüğün siyah mürekkepli kimisi küçük, kimisi büyük olaylar bu defterin beyaz sayfalarında ölüme ulaşıyor.

Kapağı renkli olur dışardan bakıldığında güzel anısı olan bir sürü renkli defter. Kimisi gerçekten güzel anılarını doldurur o deftere ve adını günlük koyar. Başlarken 'sevgili günlük' diye başlar ve bugün yaptıklarını anlatırsın, sonunu asla iyi bitirmeden o defteri kapatmassın.

Lakin günlük bu değildir, onlar sadece yazdıkları renkli yazıların üstüne bu başlığı verir. Saçmadir çünki zaten mutlu bir olayı birden fazla kişiyle yaşarsın.

Ama gerçek günlük o değildir. Gerçek günluk senin en aciz, en yalnız olduğun zamanda sana kirletmen için sunulan beyaz sayfalardır.

'Yaz yaz bitmez ömrüm yetmez'
Ne güzel söylemiş değil mi kadın? Bir ömür yazsan da yazıcakların bitmez. 'Önceki yazdıkların, yazacaklarının habercisidir.'

Heyoo! Iste ben karşınızdayım. Bayaa uzun oldu dimi özledim sizleri. Birtane daha hikaye yazıcam söyliyeyim bu aradaaa.... bömler geç gelebilir. Sizleri seviyorum öpüldünizzzz😘😘😀😘😉😘😚😍😍

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now