14

1.5K 62 64
                                    

Multide Ulaş, Aslin, Ukay, Uraz ve Uzay var.

Bu bölüm çok sevdiğim bir okuyucum için... @yasemin_akay..

Bu sadece kısa bölümdür benden size karne hediyesi Can tanelerim😘😘
+17 vardır...

Yalnızlık bir perde örtmüş üstüme,
Aşk denen tek hece bilmezdim ne?
Sonra sen geldin;
İçime dolup, beni benden ettin.
Senden başka, artık düşemem aşka.

Oooo. O melek yüzüm.
Benim güler yüzüm, şimdi geçmişim hüzün.
Sensiz yaşanmış yaşanmış her birgün,
Senden başka artık düşemem aşka...

Sözler beynimde yankılanırken aklıma Efe gelmişti bana bu şarkıyı söylediği zaman, ağlamıştım hemde hıçkırarak, göz yaşlarına boğularak, o kadar güzel bakıyordu ki hayatta değer verdiğim ikinci insan, 1.kim mi? Tabikide doğru tahmin "Ulaş" hani ona abi gözlüyle bakmadığım, onu deli gibi arzuladığım, canımdan, çok sevdiğim. Açıkcası kendimi Efe'ye ihanet ediyormuş gibi hissediyorum sonuçta birbirimizi çok seviyorduk, benim ilkimi alanda oydu evet dün Ulaş beni öptü ama ilkimi almadı ve bundan haberi yok, Efe'yi her aklıma getirişimde Ulaş'da geliyor bu çok normal çünki ikisinide seviyorum, hâla Efe'yi sevmem yalnış olabilir ama o benim ilk aşkım tamam çok ilklerine önem veren bir kız değilim fakat konu Efe olunca benim için akan sular duruyor yine aynı Ulaş'ın beni dün gece yatağa yatırdığında dedim ya "dudaklarımdan öpme" aslında onu affetmemem değildi o an işte sanki bir yerde Efe beni izliyormuş gibi geliyordu sanki her an bir yerden çıkıcakmış da beni öyle görücekmiş gibi, hiç bir zaman birbirimize ayrılalım kelimesini kullanmadık ve gözümün önünde intihar ederken de dememişti, dimi intihar etti hemde gözümün içine baka baka beni hiç düşünmeden, bu hayattaki insanlara karşı ön yargım onunlayken başladı çünki o da öyleydi bende yavaş yavaş karakterini almıştım, alışkanlık. Gözümün önüne her o sahne geldiğinde pişmanlık duygumu kaybediyorum, sanki hepsini görmesini isteyip benim gibi hani o 6 temmuz'daki gün ne hissettiğimi hissetsin istiyorum devalarca ölüp parçalansın.

Sonra kendime bakıyorum tam bir "sürtük" gibiyim üvey abisini seven ve onu deli gibi arzulayan bir sürtük. Bende istemezdim ona aşık olmak diğer kızlar gibi okuldan tanışıp yada iş yerinden bana yasak olmayan birini sevmek isterdim ama hayat bu değilmi nereden sınav yapıcağı hiç belli olmuyor, Ulaş'ı arzuladığım kadar başka hiç birini arzulamamıştım deli gibi istememiştim, ah! Tam bir sürtüğüm ama bu damgayı yerken içim acımıyor sonuça benim durumumda olan kaç milyon kız vardır dimi? Ulaş'dan vazgeçmek istesemde bu mümkün olmuyor nasıl bir eroin yada alkol bağımlısı sürekli onu isterken benim vücudumda adeta ULAŞ diye haykırıyor istiyor. Uzak duruyorum tam alıştım artık yok dediğim anda karşıma çıkıyor ve Bam! Aslında düzelmemişsin sadece beklemeye alışmıssın, zaten içki yada kokain veya başka birşey de böyle değilmidir onu görünce bedenini elektirik kaplar saldırırsın günlerce aç kalmış bir çocuk gibi yada çölde susuz kalmış bir insan gibi onu bulduğunda köküne kadar dibine kadar içine çekmek istersin. Sonra başkaları kullanmasın diye saklarsın bende yok dersin ama aslında her hücrende her atomun da o vardır möloleküllerin adeta ondan oluşmakdadır. İşte benim Ulaş'a hissettiğim bu, çok can yakıyor severken öldürüyor, yanındayken özletiyor, o olmayınca zaten hayattan soyutlanıyosun zaten o değilmi seni hayata bağlayan somut tutan? O degilmi her hücreni canlandıran? Ve yine o değilmi seni öldürüceğini bildiğin halde onu istediğin.

Efe'ye hissettiklerim tamamen başkaydı, ona hissettiğim AŞK'dı ona okadar aşıktım ki kimseyi umursicak durumda değildim "Ulaş" dışında. Efe okadar eğlenceli birisiydiki berber çok eğlenirdik, asla bana zarar vermedi, yada benden abuk sabuk şeyler istemedi ve bu beni dahada Aşık etti onunla aşkı dolu dolu yaşadım o 3 kelimeyi ben dolu dolu yaşadım, ve ona ihanet etmiş gibi hissetmem beni gerçekten yıpratıyo çünki o benim peşimi hiç bir zaman bırakmadı, git desem bile yüzsüzlük yapıp gitmedi. Keşke ölmeseydi diyorum ama ölmeyip de benden ayrılmsı gerçekten beni daha çok yıkardı çünki benden başkası ona dokunucak, benim sevdiğim gülüşü görücek, kokusunu içine çekicek en önemlisi de sevicek, o yüzden bazen İyiki diyorum öldü, enazından sonu ben oldum...

"Aslin?"

Ulaş'ın sesiyle irkilerek ona döndüm.

"E-efendim?"

Biliyorum ki düşündüklerimi duysa ağzıma şıçar sıçmayı bırak ba- bir dakika yeter bu iğrenç bok düşüncesini daha fazla düşünemiceğim.

"Ne düşünüyorsun?"

"Beni buraya nasıl kapattığını."

Gerçekten şu iki yada 1.5 gündür yalan söylemelerim osgarlık hayır yani bu olayları bir film yönetmeni falan görse direk osgar verirdi.

"Aslin dün seni buraya kapatmak istemezdim fakat sende biliyorsun ki Mafya gibi şeyleri söylemeni istemedigimi ve biliyorsun ki dün hiç iyi değildi, şimdi bana gerçekten ne düşündüğünü söyle!"

"Başka birşey düşünmüyorum."

"Aslin-"

"Ulaş bana güvenmiyormusun?"

Benim için bir kritik cümledir güven. Güven; her şeyden önemlidir benim için.

"Ne alaka güvenmemekte tabiki de güveniyorum ama yalan söylüyorsun."

"Ha yani ben yalancıyım?"

"Of Aslin lafları nerenle anlıyorsun."

"Sus konuşma sensin yalnacı."

Ayağa kalkıp odadan çıkıcağım sıranda belimden tutup kendine sabitledi arkamdaki sertliği hissettiğim andan beri boğazımdan aşağa doğru bir yanma ve sızlama vardı.

"Gitmeden önce dünki yapmadığımızı mı yapsak?"

Öyle kolay değil canım önce bağır çağır sonra odaya kilitle sonra gel öpiyim.

"Karnım aç."

"Benimde aç."

Kolaymış...

Diyip beni yatağa yatırdı üzerime çıktığımda kasıklarımın ordaki inleme isteğimi zor bastırdım, sol eli ellerimi yukardan tutarken dudaklarında boynumdan görpücük kemiğime öpmeden geziyordu ve bu benim içimdeki kor ateşi dahada alevlendiriyor. Dudakları çeneme doğru çıktığında kendimi ona daha fazla bastırdım, bütün vücudumu o öpmeden gezdiğinde hızlıca kafasını kaldırıp boynuma yapışması bir oldu, dişlerini geçirmesi ve ya sert öpmesi canımı acıtırken umursamadan öpmesini istiyodum. Ellerimi bıraktığında hemen ensesine götürüp daha çok bastırdım boğazından gelen hırlamayla birlikte üzerimde doğrulup tişörtünü çıkardı hızlıca benim üzerimdeki kendi tişörtünü yırtıp kenara attı, açlıkla südüyenimden taşan göğüslere gömülürken benim pozisyounum ise tırnaklarım sırtında yol çiziyor, bacaklarım hafif açık ve kırık.

Yavaşça dudaklarıma yaklaşırken iyice kendimi kaybetmiş tek istediğim onun öpmesi olmuştu fakat onun söylediği sözle yine bütün büyü bozuldu.

"Ne düşünüyordun?"

Kaşlarımı çatıp, ellerimi boynundan çektim ve itmeye başladım.

"Allah senin belani versin Ulaş, sen beni bu durumda nasıl kullandın? Sen sen benden öğrene bilmek için yararlanıcaktın... Çok mu öğrenmek istiyosun sen üzülme diye söylemek istememiştim fakat benim duygularımı önemsemediysen benimde önemsememe sebep yok. Efe'yi düşündüm onu nasıl sevdiğimi, onu özlediğimi, seninle beraberken ona ihanet etmişim gibi hissettiğimi, sonra seni düşündüm abim oluşunu üvey olsa bile abim olduğunu fakat sana nasıl aşık olduğumu beni bıraktığın halde sana kızamamam kırgın olduğum halde arzulamam, daha sonra kendimi düşündüm sürtük gibi olduğumu üvey abisine aşık olucak kadar aşağlık olduğumu ama umursamadım sonra tekrar Efe'yi düşündüm beni izlediğini, her an biryerden çıkıcakmış gibi hissettiğimi, onu özle-

" Sus daha fazla konuşma!"

Yerden tişörtünü alıp hızlıca üzerine geçirdi ve kapıyı çarparak odadan çıktı, daha sonra aşağının da sert bir şekilde kapanmasını duyduğum zaman, hata yaptığımın farkına vardım tamam o sordu ama söylememdliydim sonuçta kim ister ki canından bile çok sevdiğin kızın özlemle, aşkla, tutkuyla eski sevgilisini anlatmasını ve onu düşünmesini. Eve geldiği zaman ondan özür diliceğimi aklımın bir köşesine not edip hızlıca duşa girdim.

Kısa bir bölümdü fazla olay olmadı çünku bu sizi bekletmemek adına yazılan bir bölümdü canlar sizleri seviyorum öpüldünizz😘😗😍😗😗😍😍😍😂😃😊😊😉😉😉

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin