31

729 29 3
                                    

Multi media'da Aslin Keskin var.

İnsan sevdiği kişinin kollarında gözlerini açmayı çok sever dimi? Sevmek, çok sevmek onun için kendini feda edebilecek kadar çok sevmek, onunla beraber olmak için herkesi karşına alman, sevdiğin şeyleri feda edebilmen demek, onu çok sevmek demektir.

Seni üzer, canını yakar, ağlatır, ama yinede çok seversin, bu kadar kuvvetlidir birini sevmek, hemen  olucak bir iş de değildir. Hayatın boyunca sadece birini sevebilirsin ve asla ondan vazgeçemezsin. Beni üzüyor, kırıyor, incitiyor ama ben onu çok seviyorum dersin. Ordaki 'ama' varya cümleye girdiği zaman ondan önceki bütün kelimeleri siliyor, bu yüzden seviyorsun.

  Geri dönemediğin zamamlar da oluyor, canından çok seversin ama geri dönemessin, çünkü arada hep bir engel vardır, ona baktıkça; seni üzdüğünü, kırdığını, incittiğini hatırlarsın, ve ne kadar seversen sev bunlar senin karşına hep bir engel olarak çıkar, hayat sana karşı 1-0 olur.

Bir daha onun gibi başka biri olmaz hayatta, hep onun gibi birini istersin, bulamayacağını bilsen bile istersin. Başka birini sevemessin bir daha, sanki ona ihanet ediyormuş gibi gelir, eğer ben başka birini seversem ona ihanet etmiş olurum düşüncesi sarar vücudunu. Buda zehirler seni günden güne, içten içe.

Bir süre sonra alışır insan, onu sadece içten sevmeye. Biri çıkar karşına onu seversin yada sevdiğini zannedersin. Ama sevdiğini düşünürsün alıştın ya.
Bir anı, tek bir anı insanın içindeki o durgun denizi ayağa kaldırır, yenik düşersin, bitirir seni. Bunların hepsi tek bir anıyla olur. Çünkü onu hâlâ seviyorsun, çünkü ona hâlâ aşıksın.

Mecburiyet vardır, o birdaha gelmicek! Sen başka birini sevmek zorundasın, birdaha onunla olursan aynı şeyleri kaldıramassın, bu yüzden mecbursun başkasının kollarında olmaya. Ne kadar acı versede, ne kadar seni yıpratsada mecbursun. Zümrüdü anka küllerinden doğmuş, sende doğmaya mecbursun, güçlü olmaya mecbursun, kendin için, seni seven insanlar için yeniden doğmaya mecbursun.

Yine canın yanıcak, yine üzüliceksin lakin bunların hepsini bir zaman sonra içinde yaşıcaksın, sende artık istemiceksin hep üzülmek, bu yüzden ikinci bir karakter yaratıcaksın, belkide küçük bir kız çocuğu yaratırsın, narin ve kırılgan bir çocuk o içinde yaşar büyümeden, gelişmeden sadece yaşar hep ağlayarak, hep devamını isteyerek.

Bakmamaya çalışırsın o kız çocuğuna çünkü bakarsan büyür, büyürse; o acıları saklamak için yine birşeye, bir karaktere ihtiyacın olucak. Saklaman gerek, eğer saklamazsan vakti zamanında yaşadığın acıları, çektiğin çileleri unutursun, eğer unutursan çok geçmeden aynı darbeye bir daha alırsın.

İnsanlara birşey olmaz sen ağlayınca yahut gülünce, sen gülersin yine sen ağlarsın. İnsanlar kaybetmez, sen kaybedersin zamanını da, hayatını da. Suçu başkalarına atarsın, bu böyle yaptığı için ben üzülüyorum dersin, yine kendini kandırmış olursun, çünkü ihtiyacın var, çünkü anca kendini öyle iyi hissedersin.

Sende biliyorsun ki suçlu sensin. Biliyordun böle olucağını! Bile bile yinede üzerine gittin, üzülüceğini biliyordun. Sen yaptın, istesen mutluda olabilirdin sonuçta senin elinde. Ama sen bilerek bu yolu seçtin sen bilerek kendini yıprattın, sen bilerek insanların seni üzmesine izin verdin. Bunların hepsini sen yaptın.

Sabahın 07:25'de gördüğüm rüyadan dolayı kalkmış ve tekrar uyuyamamıştım, rüyamda Efe'yi gördüm rüya gibi de değildi gerçekti Ulaş'la bu evde yatıyoruz, zaman, mekan aynı odanın içindeki tekli koltukta oturmuş bizi izliyor gözümü iki kes kırpıştırınca kayıp oldu.

"Güzelim!"

Belime dolanan kollar ile yerimden sıçradım, kaç saatir burdayım?

"Efendim?"

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now