28

881 33 8
                                    

Multimedia'da Aslin Keskin var.

  Gözlerimi abimin adımı seslenmesiyle açtım. Her bağırışında beynimdeki olmayan sinirleri devreye sokmaya başladığında bu günüm. Patlamaya hazır bir bomba olarak geziceğime adım kadar eminim.

  Yataktaki yorganı yere atarak ayağa kalktım ayaklarımı yere vura vura odamdaki ebeveyin banyosu diye adlandırılmış saçma isimli tuvalete gitmeye başladım. Rutin işlerimi halledip odamada döndüğümde telefonumdan bu günün tarihine ve saatine baktığımda bugün büyük bir ihtimalle yüzüme takamicağım buruk gülümsemeyi içimde Aslin Minel Keskin'e gönderdim.

  Bu gün 9 Eylül çarşamba saat 11:30. Bu tarihin beni gülümsetmesinin -içimdeki-  sebebi ne Efe'yle ilk tanıştığımız gün ne de doğum günü. ki zaten doğum gününde vefat etmemişmiydi? Bu gün yas tutmamın sebebi babamın bana ilk  pamuk şeker aldığı gündü. Hiç unutmam o günü daha 8 yaşlarındaydım. Normalde annem şeker, çikolata yememe izin verirken babam ve Ulaş abim izin vermezdi. Biz evden dolaşmak için çıktığımızda babam bana koskocaman pembe renginde bir pamuk şeker hediye etmişti aklıma İlk ve son pamuk şekerin dediğini. Hatırladım evet o günden bu güne hiç pamuk şeker yememiştim. Çubuğu, ipi ve poşeti hâlâ duruyor pamuk şekerimin. Eve geldiğimiz zaman aşırı derecede karnıma sancılar girmeye başladığında babam aşırı derecede telaşlanlanmıştı hem kendine kızarken aynı zamanda benimlede ilgilenmeye çalışıyordu bir yandan annem babam kendini suçlamaması için böyleşeyler olabilir odaha çocuk derken Abilerim odamdan hiç çıkmamışlardı. Odam ozaman masmaviydi odamdaki gece lambalarıma kadar herşeyimi mavi yaptırmıştım.

  Kafamı saaten kaldırıp odamın içinde gezdirdiğimde yine içimde buruk bir gülümseme oldu. Şimdi herşey simsiyahdı yaşadığım hayatın bana vermiş olduğu rengi tüm detaylarıma işlemeye çalışıyordum. Şu 18 yaşıma kadar el bebek gül bebek yetiştirildiğim için içimdeki şımarık mavi çocuktan nefret etmeye başladım derinliklerimde saklanan o umut şarkısıyla yaşayan çocuğa baktığım zaman gülmeyi, konuşmayı hatta nefes almayı hak etmediğimi düşünüyorum.

Benim yüzümden annem ve babam vefat etti. O gün aşağı 1 saniye geç indiğim için annemle babam vefat etti. Ben değerlerini bilmedim bir gün okuldan geldiğimde kapımı annemin açmicağını hiç düşünmedim. Hep daha fazlasını istedim bencillik yaptım. Sonucunda olan bana oldu. Annemle babam giderken arkalarında koskocaman bir Keşke bıraktılar.

  Elimdeki telefonu hızlı birşekilde kaldırıp fırlattığım esnada içimdeki öfke bana bakıp gülüyordu. Bu zamana kadar güçsüz kalmadım herzaman yanımda babam ve annem vardı. Güçsüz kaldığımda kendimi ezik hissetiğimde ve bunların hepsi benim yüzume vurulduğunda intihar etmiştim. Keşke o zaman ölseydimde bir daha aynı hissi yaşamasaydım.

Şuan kendimi çok güçsüz hissediyorum. Tamam abilerim beni seven insanlar olabilir tamam şımarıklık yada bencilik yapıyor olabilirim ama benimde yaşadığım acılar var. Onları çok özledim. Belki onlar şuan burda olsaydı abimler yada abim olmicaktı. Aklımdaki korkunç fikri hemen atıp saçlarımı topuz yapıp odamdan çıktım.

Bunları düşünürken üzerimi değiştirmiştim. Bu gün kimse biryere gitmiyor dinlene bilirim zaten pek havam da yok insanlara bulaşır kavga çıkartırım abimlerden azar işitmeye de gerek yok.

Adımlarımı salano yönlendirirken aynı zamanda Hayal'e seslendim. Kendimi Ukay abimin yanına attığımda kolunu kaldırıp omzuma attı ve geri telefondaki işine döndü.

"Buyrun Aslin hanım."

"Bana meyve karışımı getirirmisin."

  Kafasını olumlu anlamda sallayıp çekildiğinde hızlıcıa etrafı süzdüm. Ulaş abim bana tekli koltuktan tek kaşı kalkımış bir şekilde bakarken, Uzay ve Berk tahminim üzere odalarındaydılar, Uraz'da büyük bir ihtimal odada olduğuna göre geriye Eylül kalıyor. Tam abime döndüp Eylül'ü sorucaktım ki Hale'nin içiceğimi getirip Ulaş'ın konuşmasıyla soramadım.

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now