36- İki Başlı Ucubik Yaratık

2.3K 269 216
                                    

Selam arkadaşlar bölüm biraz 5 bin bilmem kaç karakter olduğu için gerçekten düzenlemek istemedim o yüzden yanlışlar varsa beni affedin exoyu yeni tanımış biri gibi kyunsoo ya da beakhyun falan yazmış da olabilirim şlaskşdlskdsalş

Ay çok tatlış bir bölüm oldu sanırım

İyi okumalar <3 


----


"Ne yapıyorsun? Bırak beni." Yixing karnında birleştirdiğim ellerimi birbirinden kopararak benden ayrılmıştı.

"Seni çok özledim." Önünü döndüğü anda ona yeniden sarılmaya hazırlanmıştım ki göğsümden iterek buna engel olmuştu. Yeniden bana dokunmuş olması çok iyi gelmişti. Bilerek ittirmemişti tamam mı, bu bir nevi sevgi göstergesiydi.

"Burada ne işin var erkek arkadaşının yanına gitsene." Yanaklarını sıkmamak, öpücükler kondurmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Senin burada ne işin var? En son kaybolmuştun." Bilerek üzerine gitmeyi, onu daha çok sinirlendirmeyi tercih ettim. Öfke ve utançtan kızaran yüzünü saatlerce seyredebilirdim.

"Kaçmakla bir yere varamayacağımı fark ettiğim için gelmiştim ama görüyorum ki sen oldukça meşgulmüşsün." Yatmak, yatmak ve yatmakla meşguldüm evet. "Zor olmalı, hem kızlarla hem de erkeklerle takılmak." Laf sokarken bile tatlıydı. Yüz ifadesi o kadar masum ve çocuksuydu ki zaten iğneleyici konuştuğunu fark edemiyordunuz. "Belki de artık çevrede kız kalmadığı için erkeklere yönelmişsindir. Bilemeyeceğim."

"Seni öpmek istiyorum." Bunu beklemiyordu. Elbette bunu beklemiyordu. Yüzünde tokat yemiş gibi şaşkın bir ifade oluştu. Ama ne var? Onu öpmek istiyordum.

"Önce Baekhyun, şimdi de ben mi? Ne o, arkadaşlarını öpme gibi bir alışkanlık mı edindin?"

"Hayır, ama seni öpmeyi alışkanlık haline getirebilirim." Üzerine eğildim, korkarak geri çekilmese onu gerçekten öpebilirdim. Bunu beklemiyordum. Buraya Mina ile yorucu bir tartışma içine girmeye gelmiştim fakat karşımda Yixing bütün tatlılığıyla duruyordu.

"Ne saçmalıyorsun? Kendine gel. Ya da onun yanına git." Az önce kalktığım yeri işaret ettiğinde birlikte oraya bakmıştık, ama Mina gitmişti.

"Sadece senin yanında olmak istiyorum."

"O zaman benim ya- Hey!" Ağzından kaçırmak olduğu şeye bütün dişlerimi göstererek gülmüştüm. "Boşluğuma geldi." Bozularak dudaklarını büzmesi beni büyülemişti.

"Boşluğunu seviyorum."

"Tamam, anlaşılan o ki saçmalamaya devam edeceksin. Ben gidiyorum. Geri gelmem hataydı."

"Dur, dur, dur!" Durdurabilmek için neredeyse koluna yapışmıştım. "Sana bir şey söylemem gerek."

"Peki dinliyorum, ama saçmalamadan anlatacaksın. En fazla bir dakikan var." Gideli beri çok değişmişti. Baskıcı bir tavırla çatılan kaşları gibi. Parmaklarım üzerlerinde gezmek için kaşınıyordu.

"Ama bu çok zor. Bir dakika çok kısa daha da kötü olanı saçmalamadan iki cümle dahi kuramam ben!"

"Umrumda değil, gidiyorum bak."

"Hayır, hayır gitme. Olabildiğince az saçmalayacağım." Sabırsız bir şekilde ayağını yere vurmaya başladı. Yixing'le çok şanssız bir ilişkimiz vardı. Ondan hoşlanmaya başladığımı fark ettiğimde beni Baekhyun'la öpüşürken görmüştü, yeniden gelmeye karar verdiğindeyse eski sevgilimle. Ama şimdilik bu ayrıntıyı bilmesine gerek yoktu.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin