45- Bitmeyen Fic, Bitti.

2.1K 233 242
                                    


Biliyorum çok ani oldu, biliyorum şu an dehşet içinde ekrana bakıyorsunuz ama final işte napalım :( 

Uzun final konuşmasını sona sakladım elbette :( 

İyi okumalar <3 


----


5 Ay Sonra 


 "Bear Kafe'ye hoş geldiniz."

"Ben bir sütlü filtre kahve alabilir miyim?"

"Tabii, hangi boy istersiniz?"

"Orta olsun. Bu kekler kendi yapımınız mı?"

"Evet, havuçlu ve elmalı."

"Bir dilim de elmalı kek alabilir miyim?"

"Siz oturun, siparişiniz hazır olunca seslenirim." Sinirle kahveyi hazırlamaya başladım. Öfkeli, sinirli, stresli ve yine öfkeliydim. Aletleri gürültüyle kullandığım için yakın masalardan birinde oturan kız başını kaldırıp bana bakmıştı. Ona aldırmadan işime devam ettim. Belki müşteri kaçırdığım için işten kovulurdum. "Filtre kahve ve elmalı kekiniz hazır." Tezgahın üstüne tepsiyi bırakıp hazır yeni müşteri gelmemişken tuvalete gidip eksik peçete ve sabun var mı diye kontrol ettim.

"Sevgilim." Belimde hissettiğim kolların ardından ayaklarım yerden kesildi. Bu hareketi tatlı bulamadım. Çünkü çok sinirliydim.

"Neredesin sen?" Elimdeki tuvalet kağıdı rulosunu kafasına vurarak intikam almaya çalıştım.

"Sakin ol, geldim işte."

"İki saat sonra sınava gireceğim ve sen şimdi mi geliyorsun? Eğer bu dersten kalırsam seni öldürürüm Jongin. Tanrım bütün çalıştıklarm beynimden uçu gitmiş gibi." Başımı ellerimin arasına alıp konuları hatırlamaya çalıştım. "Hepsi senin yüzünden." Ona yeniden saldırdığımda bu sefer kollarımdan tutarak bana engel oldu. "Kahve yapacağım diye ne biliyorsam unuttum."

"Bütün gece çalıştın Baek. Unutmana imkan yok."

"Bütün gece çalıştım ve uyuyup dinlenmem gerekirken sabahın köründe beni bu kafeye diktin. Nereye gittin hemen söyle!"

"Bazı işlerim vardı."

"Benim sınavımdan daha önemli ne işin vardı?" Cebinden çıkartıp flashback uzattı.

"Senin diğer sınavın."

"Bu ne?"

"Şu kesin kalacağım diye bir haftadır ağladığın dersin sunum dosyaları. Kimsede not olmadığını söylemiştin."

"Jongin. Şaka falan yapmıyorsun değil mi? Sen o dosyaları nereden buldun. O adam derste not almamıza bile izin vermiyor bilgileri sızacak diye."

"Şu işe bak. Adamın bütün mail hesabını sızmış olabilir artık." Ona dehşet içinde baktım.

"Jongin bu yaptığın gerçekten çok fazla."

"Biliyorum, biliyorum. Yasal değil. Hatta baya suç işledim farkındayım. Ama senin bir dönem daha bu ders yüzünden ağlamanı istemiyorum. Bir de bursunu kaybedersen kafenin kazancından ödemek zorunda kalacağız. Bu da etkili tabii ki." Hala suratına bakıyordum boş boş. "Tamam, özür dilerim. Sana sormadan böyle bir şey yapmamalıydım."

"Ne özrü! Jongin bu yaptığın harika bir şey! Ben de kalacağım diye korkuyordum." Boynuna atıldım kahkaha atarak. Evet, doğru bir şey değildi ama çaresizdim. Bir de tek suç bende değildi, not paylaşmayan hocanın da suçu vardı. "Bunu benden başka kimse kullanmazsa o kadar da suç olmaz değil mi?" Pişkince güldüm. Belimi eliyle sıkıp beni kendine çekti.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin