10- Fesleğen Soslu Pizza

4.5K 388 144
                                    

Dün gece hastaneden sonra Chanyeol ve Luhan


"Sakat kalacağım. Ömrümün sonuna kadar tekerlekli sandalyeye mahkum kalacağım. Tam karşıdan karşıya geçerken sandalyenin aküsü bitecek ve yol ortasında kalarak can vereceğim!"

"Baekhyun ağlamayı bırakır mısın artık?"

"Bacağım ne kadar acıyor senin haberin var mı?" Baekhyun'un göz yaşlarıyla bezenmiş kırmızı gözleri yüzünden korkmadığımı söylesem tamamen yalan olurdu.

Acilin duvarına yaslanmış ve bize aptalmışız gibi bakan Luhan'dan daha fazla ürkütücü görünüyordu şu an Baekhyun bana. Bunun nedeni ağlayarak bağırması mı yoksa daha sonra edeceği işkenceleri bilmem miydi tam olarak emin değildim. Ama buradan koşarak kaçmak istiyordum.

"Midem bulanıyor!" Eh tabi bir de bu sorunumuz vardı. Baek bir süredir kusmakla meşguldü. Sehun'la ne kadar süredir içtiklerini merak ediyordum açıkçası. 

Esmer çocuk panikle etrafına bakınıp Baekhyun'a yardım etmeye çalışırken aslında ne kadar da iyi niyetli biri olduğunu fark etmiştim.

Tamam, buraya gelmemizdeki ana etken olsa da yine de oldukça nazik biriydi. En azından Baekhyun bağırırken kulak sağlığını düşünmeden ona yaklaşabilen tek kişiydi.

"Buraya çıkart." Jongin telaşla bir şeyler ararken Sehun çoktan onun önüne hastane torbalarından birini tuttuğunda Sehun'un kriz yönetimine bir kez daha hayran kalmıştım.

Çünkü ben daha başımdaki ağrının önüne geçemiyordum.

"Biraz sessiz olabilir misiniz rica etsem? Diğer hastalar rahatsız oluyor da." Gelen hemşireye attığım bakışlar tamamen teşekkür etme boyutunun da üstündeydi. Diğer hastalardan biri değildim ama en az onlar kadar rahatsız oluyordum.

"Gerçekten çok özür dileriz. Arkadaşımın bünyesi biraz zayıftır da." Bakın şu an burada sedyede yatan birkaç hasta bize öldürecekmiş gibi bakıp söyleniyordu, Baekhyun hem ağlayıp hem de kusma işini aynı anda gerçekleştiriyordu, Luhan şırıngalarla hepimize akupunktur yapacakmış gibi görünüyordu ve bu ortamda bile Sehun en pürüzsüz gülümsemeyle hemşireye yürüyordu.

"Anlayabiliyorum fakat yine de biraz özen gösterirseniz sevinirim. Geçmiş olsun." Beklendiği gibi, Sehun büyüsü yeniden gerçekleşmiş ve çatık kaşlı kız bir anda ay gibi parlak bir gülümsemeyle oradan uzaklaşmıştı.

"Sen harikasın Sehun." Kusmasını bitiren Baekhyun o aptal haliyle bile Sehun'u övmeye devam ediyordu tabii ki ve bu gayet olağan bir şeydi.

Fakat tuhaf olan kısım elinde küçük bir çanakla ve tuhaf bakışlarıyla Sehun'a bakan Jongin'di. Tamam aynı şekilde ben de Baekhyun'a bakıyordum. Şu an hangi şey normaldi ki bu garip olsun? O yüzden önemsemeyip bu işkencenin ne zaman biteceğini düşünmeye başlamıştım.

"Byun Baekhyun." Baekhyun'la ilgilenen doktor tok sesiyle aramıza konuk olduğunda iyi şeyler söylemesi için dua ediyordum. 

Her ne kadar iy şey söylerse söylesin Baekhyun bundan sakat kalacağı anlamını çıkaracak olsa da ayak bileği kanserine yakalandığını düşünmesinden daha tercih edilebilir bir durumdu bu.

"Tekrardan yürüyebilecek miyim doktor bey?" Luhan eliyle yüzünü ovalayıp sertçe ayağını yere vurduğunda onun verdiği tepkiyi içimden ben de veriyordum ama dışarı çıkarttığım anda Sehun ve Baekhyun yüzünden bu hareketim pek hoş karşılanmayacağı için korkuyordum.

"Ciddi gibi görünmediğini söylemiştiniz röntgen sonuçları nasıl peki ciddi bir şeyi var mı?" Söz konusu Baekhyun olduğunda Sehun gerçekten korumacı birine dönüşüyordu ve bu korumacı hali beni bile korkutuyordu.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin