18- Beni Mahveden Şey Sehun'un İçkileriydi (M)

3.6K 295 74
                                    

Buraya geldiğimde, düzeltiyorum, içki şişesi elimde buraya geldiğimde amacım Baekhyun'la yavaş yavaş yakınlaşmaktı. Ona kur yapmayı beklerken kapıyı açar açmaz üstüme atlayan bir Baekhyun tamamen beklentilerimin dışındaydı. Fakat bunun beni memnun etmediğini söyleyemezdim. 

Şekilli ve sıcak dudakları dolgun dudaklarımın üzerinde seri bir şekilde hareket ederken ellerimi hırçınca bel kemiklerine geçirmiştim. Bugün daha bir güzel öpüşüyordu Baekhyun.

Bedenimi dudakları aracılığıyla içeri doğru çektiğinde kapının sertçe kapanmasına neden olmuştuk. Bacakları belime dolanırken bu anı tekrar yaşadığımız için dudaklarım meşgul olmasa gülebilirdim.

Tanıştığımız ilk gün de kendimizi bu şekilde, duvarlara çarparak öpüşürken bulmuştuk. Şimdi aynı şey tekrarlıyordu fakat bu sefer antika bir vazoyu devirmek yerine birkaç DVD düşürmüştük sadece. 

Salonda duran koltuğa ilerlediğim sırada dudaklarımdan ayrılmıştı.

"Burası olmaz, ortak kullanım alanlarında sevişmemiz yasak." Kurduğu cümle beni güldürmüştü. Küçük bir çocuk gibi yasaklara bağlı kalması ve sevişeceğimizi açık açık dile getirmesi o daha da tatlı yapıyordu. "Soldaki oda." Dediğini dinleyerek onu odasına taşımıştım. Dudaklarımızın arasındaki mesafe yok denecek kadar azdı.

Odasına girdiğimde hangi yatağın ona ait olduğunu sormama bile gerek yoktu. Renkli kıyafetlerin başka bir örtü oluşturduğu yatak başkasına ait olamazdı. Yatağı bile ben buraya hiç birini atmadım diye bağırıyordu. 

Nazik olmaya çalışarak yavaşça sırtını yatağa yatırmıştım.

Sıcak, bedenimi çoktan ele geçirirken onun üzerindeki yerimi almadan önce tshirtümü çıkartmıştım. Dağılan saçlarıma, çıplak kalan esmer omuzlarıma ağız sulandırıcı bir şekilde bakarken onda böyle bir etki bıraktığım için sevinmiştim.

Onu etkilemek ve söz yerindeyse aklını başından almak istiyordum.

Çünkü o benim aklımı başımdan alıyordu.

Güzeldi, yakışıklıydı ve çekiciydi. Zayıf yüzü, düz bir hat halindeki gülkurusu dudakları, yaramaz bakışları ve ışıltılı gözleri beğeni ölçütlerimin çok üzerindeydi. 

Farkında bile değildi. Kafeye gelenlerin gözlerindeki o bakışların, ona sipariş verirken kızların utançla nasıl kızardığının, eski sevgilisinin attığı kıskançlık dolu bakışların, o yattığı herifin gözlerindeki aç bakışların... Hiçbirinin farkında değildi. Kendisini güzel bile hissetmiyordu.

Oysaki koyu siyah saçlarındaki inci parıltıları bile güzeldi.

Dudaklarına tekrardan ulaştığımda bu sefer kontrol bendeydi. Dilinin üzerindeki alkol tadını alabiliyordum. Yalnız kalmak onu oldukça sıkmış olmalıydı. Gerçekten çocuk gibiydi. Yalnız kalmaktan hoşlanmayan küçük bir çocuk.

Bedeni altımda ufak hareketlerde bulunurken iki yanında duran ellerimi tshirtünün altından beline doğru yönlendirmiştim. Teni yumuşacıktı. Beyaz teni sıcak, yumuşak ve ipek gibi pürüzsüzdü.

O çocuk, eski sevgilisi ya da herhangi birisi, bir kez Baekhyun'la birlikte olduğunuzda bir daha istememeniz için hiçbir neden yoktu. Teninin sıcaklığı bile onu defalarca istememe neden oluyordu.

Tamam, yatakta daha iyi olan kişilere denk gelmiştim, hem de çok fazla. Fakat Baekhyun'un farklı yanı içimde uyandırdığı duygulardı. Masum davranışlarına karşın yaramaz bakışları, güzel dudakları, saçlarının ve teninin yumuşaklığı, sesinin ipeksiliği, narin kıvrımları ve ürkek hareketleri hiç kuşkusuz ona daha fazla sahip olma isteğinizi uyandırıyordu.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin