Bölüm 25: Araştırma- Soruşturma

8K 504 480
                                    

"Ronda'nın insan olmadığını nasıl anladılar ki? Bir insan anlayamaz bunu."

Bu benim de aklıma takılmıştı. "Bilmiyorum Alice. Ama yapan veya yapanları bulacağım. Hak ettiklerini bulacaklar."

Gözleri bir saniyeliğine katran karası rengini alsa da, kırpıştırdığında tekrar o büyüleyici okyanus rengine döndü.

"Bu arada Morgan'ı görürsen beni ara. Ona ulaşmam lazım."

Kafasını salladı. "Ondan da haber alamadım... Ya ona da bir şey olduysa?"

Parmaklarımı kucağında kenetlediği ellerin etrafına sardım. "Şimdilik kötü düşünme. Ama dikkat et kendine. Bob'un yanına git, burada yalnız kalma. Orada güvende olursun."

Crane'in ayak sesleri yaklaşırken "Tamam,"diye fısıldadı.

"Biz artık gidelim. Sormamız gereken sorular olursa sizi ararız."

Crane yanımıza gelirken ben de ayağa kalktım. "Kendine dikkat et Alice."

Bana sarıldığında deniz kızlarının o mistik kokusu sardı her yanımı. "Sen de dikkatli ol Jenny."

Bakışları Crane'i bulduğunda dedektif hafife gülümsedi. "Merak etmeyin. Yapanların hak ettikleri cezayı almasını sağlayacağım."

***********************
Tekrar Morga girdiğimde artık pinpon topu gibi oradan oraya koşturmaktan bezmiş bir haldeydim. Eve giderek akşam hava kararana kadar boş boş oturmanın sırası değildi, kameralardaki görüntüleri incelemem gerekiyordu. O gece toplantıda olanlardan biri öldürmüş olmalıydı Ronda'yı. Yoksa büyü kazınmış bakır hançeri nasıl bulacaklardı ki?

Merdivenleri inip kendimi o alışıldık soğuk havaya bıraktım. Etraf bozulmaya başlamış kan kokusuyla kaplanmıştı. Iyy... Ve daha da iğrenci, deşilmiş bağırsak ve mide kokularıyla.

"Yine mis gibi kokuyor ortalık,"diye mırıldandım, otopsi masasına doğru yürürken. Beyaz maskeli Ravi, adamın açılmış göğsüne elini daldırırken gözlerini devirdi. "Söylenme de az yardım et."

Vampir olmam göğüs kafesi bir pencere gibi açılmış adamdan tiksinmeyeceğim anlamına gelmiyordu. Adamın kalbini çıkarttığında öğürmemek için bakışlarımı başka yöne çevirdim.

"Vampir olmana rağmen iğreniyor musun?"

Bakışlarım tekrar Frankenstein moduna geçen doktoru bulduğunda, kalbi tartıya koymuş, ölçüm sonuçlarına bakıyordu.

"Vampirim ben be, zombi değil."

Bana bakmadan önündeki masada duran deftere bir şeyler karaladı. "Mantıklı. Şimdi gel ve bana yardım et lütfen. Gözümden kaçmış bir şeyler olabilir."

Adama ya da dışarıya çıkarılmış iç organlarına bakmamaya çalışarak masanın başına geçtim. Buradaki manzara da pek iç açıcı değildi ama en azından daha alışıldıktı. Defterle işi bittiğinde masaya geri bıraktıktan sonra maskesini boynuna doğru ittirdi.

Kurbanın başına doğru eğildim. "Alnının ortasında dokuz milimlik bir mermi deliği var. Etrafındaki yaralanmaya bakılırsa yakın mesafeden ateş edilmiş sanırım. Eğer kurban mafya bağlantılı falansa bu infaz gibi görünüyor."

Benim olduğum tarafa gelen Ravi kafasını salladı. "Evet. Ölüm nedeni o gibi. Parmaklarda barut lekesi yok. Üzerinden de silah çıkmadı. Her şey bir anda olmuş olmalı. Böyle bir şey olmasını beklemiyormuş."

Neşter tutan eli tekrardan adamın açılmış göğsünden içeri dalarken bakışlarımı kaçırdım.

"Adı Robert Henderson. Otuz beş yaşında. Kurye elemanı. Kız arkadaşıyla Güzel Sanatlar Müzesi'nin önündeyken vuruluyor.  Görgü tanıkları net görememiş. Her şey bir anda oldu demişler. Senin deyiminle Yakışıklı Dedektif'in davası."

İŞARETLENMİŞحيث تعيش القصص. اكتشف الآن