Gece'nin Mavisi

Gelecek Bölümden..

İki omzumu da saran kolu beni tamamen zapt ettiğinde göğüs kafesim öfkeyle yanmaya başlıyor ve bir hırsla dişlerimi onun bileğine geçiriyorum. Dişlerinin arasından, canının yandığını belli eden bir ses yükseliyor ama yine de beni tutan kollarını bir an olsun gevşetmiyor.

"Sen iyice zıvanadan çıktın.. Bırak beni! Bırak dedim sana!"

Ben öfkeden delirsem de o çıldırtıcı bir şekilde sakinliğini sürdürüyor.

"Sakin ol.. Temiz havayı içine çek, iyi gelir."

Benimle dalga geçer gibi konuşması daha da sinirimi bozuyor ve son bir gayretle çırpınmayı sürdürüyorum. Ayaklarım yere bastığında bile beni bırakmıyor, tek eliyle yanındaki halatı söküyor.

"Cemil yalvarırım salak salak hareketler yapma bak. Ne yaptığını sanıyorsun sen ya? Böyle mi ikna edeceksin beni... Kusura bakma ama bu maganda tavırlarınla seni ciddiye alamıyorum!"

Sonunda kollarından kurtulduğumda topuklarımı yere vura vura ondan uzaklaşıyorum. İstifini bile bozmadan, yanımdan geçip gidiyor ve birkaç saniye içinde altımızdaki tekne hareket etmeye başlıyor.

Kaşlarımı kızgınlık ve endişeyle çatıp giderek uzaklaşan sahile bakıyorum. Dudaklarımı endişe ile kemirmeye başlıyorum ve birkaç dakikalık duraksamanın ardından onun yanında bitiveriyorum.

"Geri dön. İşim gücüm var benim ya... Abime söyleyeceğim, yemin ederim. Seni eşek sudan gelinceye kadar dövdüreceğim ona!"

Sözlerimdeki tehditlere zıt bir şekilde gülümsüyor ve alt dudağını dişlerken sarı saçları alnına düşüyor.

Karşısındaki mavi sulara bakarken gözleri daha önce hiç görmediğim kadar nefes kesici bir hal alıyor. Ama ona olan kızgınlığım biraz bile azalmıyor.

Dolu dolu olan gözlerimi fark etmesin diye bir hışımla yanından ayrılıp teknenin kenarına geliyorum. Başka bir durumda olsak, sırf ona inat şimdi denize atlardım, bunu biliyorum. Ama içimdeki taze ve zorlayıcı mekanizma, beni her hareketimde iki kişilik düşünmeye zorluyor. Bu yüzden kollarımı göğsümde birleştirip ucu bucağı görünmeyen maviliklere odaklanıyorum.

Yanından ayrılana kadar tek kelime etmeme kararı alıyorum.

"Hayret.."

Dalgalara karışan gür sesini duyduğumda içim ürperiyor.

"Seni burada tutmanın bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Benim tanıdığım Selin şimdiye kadar çoktan tekneden atlamıştı."

Dişlerimi sıktığımda çenem ağrıyor. Ona ısrarla bir yanıt vermiyorum. Bu sessizliğim onun da canını sıkmış olacak ki, yanıma gelip kollarını arkamdan belime sarıyor. Burnu ve dudakları saçlarıma gömüldüğünde bedenim, beynimden farklı hareket edip rahatlıyor.

"Seni zorladığımın farkındayım. Ama benden bu kadar uzak kalmana katlanamıyorum."

Derin bir nefes alıp kokumu içine çektiğinde gözlerim istemsizce kapanıyor.

"Kokunu bu kadar keskin duyarken, ruhunun benden bu kadar uzak olmasına dayanamıyorum," derken sesi giderek kısılıyor ve fısıltıya dönüşüyor.

Belimi okşayan eli karnıma yaklaştığında nefesimin ciğerlerimde kesikler oluşturacağını sanıyorum. Nefesimi tutuyorum. Sanki nefes alırsam onun varlığını hisseder diye ödüm kopuyor.

O an deli bir cesaretle duygularım mantığımı yeniyor ve ben arkamı dönüp onun etkisi hiç bitmeyen gözlerine bakıyorum. Ama onun yüzüne bakınca, bu zamana kadar yaşadığımız her şey sanki gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçiyor. Özlemim, acıya.. acım öfkeye dönüşüyor ve göğsünde olduğunu henüz fark ettiğim ellerimle onu sertçe itiyorum.

"Bana bunu yapamazsın! Hiçbir şey olmamış gibi devam etmemi bekleyemezsin!"

Hayal kırıklığı ile derin bir iç çekiyor.

"Ben senin için her şeyi göze aldım. Bana nefretle bakan bu bakışları hak etmiyorum!"

"Biliyor musun Cemil? Aslında daha fazlasını hak ediyorsun!"

Alev gibi yanan bakışlarını ayırmadan bana yaklaşıyor.

"Ben senin için hayatımdan vazgeçtim be... Kendimden vazgeçtim," derken gözlerini kısıyor.

"Sonra da benden vazgeçtin!"

Omzunu itip ilerlemeye çalıştığım sırada sertçe kolumu kavrıyor ve yeniden kendine döndürüyor.

"Senden vazgeçebileceğimi mi düşünüyorsun?"

"Evet. Hatta şuan burada durmuş, benden vazgeçmiş bir adamı seyrediyorum."

Kısık nefesleri sıklaşıyor.

"İyi izle o zaman."

Kolumdaki eli aniden belimi sarıyor, diğer eliyle saçlarımı kavrıyor ve soğuk dudaklarını büyük bir öfkeyle, bitmeyen bir tutkuyla dudaklarıma bastırıyor.

Çok özlediniz biliyorum.. Yeni bölüm pek yakında!