Gelecek Sezondan..

5.2K 629 205
                                    

Okumaya geçmeden önce değerli okuyuculara ufak bir not;

Bu sezon, hikayenin son sezonu olabilir. Yani şuan için net bir şey yok ama planlar bu doğrultuda.. Tabii ki gördüğü ilgi artarak devam eder ve okuyucular çok ısrar ederse bir sezon daha düşünülebilir. Ama bunu bekleyip, aldığı ilgiye göre belirleyeceğiz. 

Yeni sezonun ne zaman başlayacağı belli değil ama çok uzun bir süre beklemenizi ben de istemiyorum. Neyse, şimdilik bu kadar. 

Medyadaki parça ile okumanız tavsiye edilir.. İyi okumalar!

***

Bastığım kuru toprak üzerinde biriken yaprakların hışırtısı ve kuşların sesleri dışında sessiz olan ortamda ilerlemeye devam ediyorum. Arabayı çakıllı yol kenarında park ettikten sonra ağaçlık alanda yürümeyi tercih ediyorum. Doğru yolda mıyım, onu bile bilmiyorum. Görüş alanıma göl ve küçük bir ev girince derin bir nefes veriyorum.

Çekingen adımlarla ilerlemeye devam ediyorum. Ege'nin en sakin yerinde olmalıyım, diye düşünmeden edemiyorum. Normal şartlarda olsaydık şayet, huzurlu olabilirim.

Sonra onu görüyorum, adımlarım duruyor. Fakat o beni görmüyor.

Selin, tek başına evin önündeki masalardan birinde duruyor. Elini biçimli çenesine dayamış bir şekilde gözleri boşlukta sabitleniyor. Düşünceli bir şekilde oturmaya devam ederken, ben de karşımdaki manzaranın güzelliğine odaklanıyorum.

Sanki onu yeniden gördüğüm andan itibaren eksik olan her şey tamamlanıyor. Daha önce de yaşadığım bu duyguyu elbette biliyorum. Sadece, bir daha bu duyguyu hissedemeyeceğimi sanıyordum. Bir daha bunu yaşamak istemiyordum..

Boşluğa sabitlenen bakışlarını ayırmadan, kirpiklerini yavaşça hareket ettiriyor. Tek kolumu yanımdaki ağaca yaslıyorum. Güneş batana, hatta yeniden doğana kadar hiç ayrılmadan onu izlemek gibi delice bir fikre kapılıyorum.

Buraya gelene kadar hazırladığım tüm konuşmalar kafamdan siliniyor. Nasıl onu kaybetmek gibi bir aptallık yapabildim?

Tanrının bana verdiği en güzel hediyeyi bir kez daha kaybetme cürretini kendimde nasıl buldum?

Elimi sakallarımda gezdirip, ona doğru bir adım atacağım sırada evin kapısı açılıyor. Hemen gerileyip gizleniyorum. Ağacın arkasından yan bakışlarla eve doğru baktığımda, küçük bir kız çocuğu görüyorum. Gözlerimi kısıyorum.

Küçük kız, nerdeyse beline kadar uzanan sarı saçlarını arkasına atıyor ve Selin'in yanına gidiyor. Selin, uzun süredir olduğu hareketsiz halinden sıyrılıyor. Yanındaki kızı fark edince yüzünde kocaman bir gülümseme beliriyor. Onu kollarıyla kaldırıp, önündeki masaya oturtuyor. Ve hırkasının yanlış iliklenmiş düğmelerini düzeltirken, onunla konuşuyor.

Küçük kız bir ona bir de iliklenen düğmelerine dikkatle bakıyor. Sonra Selin onun saçlarını örmeye başlayınca gülümsüyor. Selin de onun güldüğünü görünce küçük bir kahkaha atıyor.

Burunları birbirine değiyor ve küçük kızın yanağında ufak bir gamze beliriyor.

"Hani baba nerdeymiş?" diyor Selin, ayağa kalkıp kızı kucağına aldığında.

Kaşlarımı çatıyorum.

Ellerini onun yanaklarına yerleştiren küçük kıza bir şeyler mırıldanmaya devam ediyor. Sonra birlikte yeniden eve giriyorlar.

Uzun süre gizlendiğim ağacın arkasından çıkıyorum. Kapısı kapanan eve öyle bakakalıyorum.

***

"Sen gittikçe geleceğim peşinden. Attığın her adımda, gece gözlerinin değdiği her bir noktada, nefesinin cennete çevirdiği odalarda, bekleyip gelmediğin köşelerde. Biz birbirini seven, herhangi bir çift değiliz. Cemil ve Selin'iz, biliyorsun. Böylesine büyük bir aşkı kimse öldüremezken, sen mi yapacaksın? Öldürecek misin bizi? Yapamazsın. Çünkü ne kadar gidersen git, istersen tekrar git, giden her Selin'in peşinden gelen bir Cemil'i olur. Aşkından, acından, hasretinden kaçamazsın. Geceyi, mavi rengi olmadan boyayamazsın."

Görüşmek üzere!

Gece'nin MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin