*Gelecek Bölümden*

9.2K 754 100
                                    

Kapı kolunu kırmak istercesine sertçe açmaya çalışıyorum.
"Boşuna çabalıyorsun, burada kaldık."
Sinirle ayaklarımı yere vuruyorum.
"Of of of!! Yarım saat içinde yemek başlayacak ve ben senin yüzünden burada mahsur kaldım!"
"Benim yüzümden mi kaldın? Buraya bizi sokan sensin!"
"Koridorda bağıra bağıra konuşmasaydın o zaman!"
Tartışmamız benim yeniden kapı koluna işkence etmem ile kesiliyor. En sonunda pes ediyorum ve kapıya tekme atarak olduğum yere yığılıyorum.
O da bu küçük hizmetli odasının karşı duvarına yaslanmış bir şekilde oturuyor. Benim aksime çok daha sakin duruyor.
"Her şeyi mahvediyorsun. Neden buraya geldin ki?!"
"Nino'nun fikriydi."
Boğazımdan kısık bir "hıh" sesi yükseliyor.
"Yalan söylüyorsun. Sırf otelde Mehmet ile tek başıma kalmayayım diye yaptın!"
Bakışlarını kaldırıp dik dik bana bakıyor.
"Hayal gücün ne genişmiş öyle.."
Dudaklarımı kemiriyorum. Kafamı sertçe arkamdaki kapıya yaslıyorum.
"İş yemeğini kaçıracağım. Kimbilir babam ne düşünecek! Şuan belki de Mehmet her yerde beni arıyor."
"Yanından ayrılmasaydı o zaman.."
Sıkıntılı bir iç çekiyorum.
Sonra sanki onun varlığını yeni fark ediyormuş gibi onu incelemeye başlıyorum.
"Çok bitkin görünüyorsun."
Elleri ile saçlarını düzeltiyor.
"Senin yüzünden."
"Sana o haplara bir daha ulaşamayacağını söyledim. Hiç şansını zorlama."
Aniden ifadesi değişiyor. Pot kırdığımı anladığımda nefesim tekliyor.
"Onları attığını söyledin?"
"Attım" diyorum aniden.
Yerinden doğruluyor.
"Yalan söylüyorsun. Hâlâ sende değil mi?"
Başımı hızla olumsuz anlamda sallıyorum. 
Otomatik olarak ayağa kalkıyorum.
"Evin hiçbir yerinde yoktu!"
"Evime izinsiz girip etrafı mı karıştırdın?"
"Kısasa kısas."
Elimi arkaya uzatıyorum ve çaresizce bir kez daha kapıyı açmaya çalışıyorum.
"Şuan üzerinde değil mi?" diye soruyor gözlerini kısarak.
"İyi ki yanımda gezdiriyorum, senin yaptıklarını düşünürsek.."
Kaçmamam için ellerini iki yanımdan kapıya dayıyor.
"Neden onlardan kurtulmadın peki?"
Omuz silkiyorum.
"Belli mi olur? Belki sana karşı kullanırım."
"Kendin kullanmazsın çünkü."
Dudaklarım yukarıya doğru kıvrılıyor.
"Tahmin edemeyeceğin kadar farklı şeyler yaptım. Bence beni sınama."
Nefes almakta zorluk çekiyorum. Üzerime geçirdiğim siyah dar elbisem de bana hiç yardımcı olmuyor.
"Pekala Selin.. Şimdi onları bana veriyorsun."
"Gerçekten seni dinleyeceğimi mi düşündün?"
Dişlerimi bordo ruj ile renklenen dudağıma bastırıyorum. Eğer bir oyun oynanıyorsa veya rekabet varsa, ona tek başına olmadığını göstermeye çalışıyorum.
"Şimdi de hapları düşünmeyeyim diye beni baştan çıkarmaya mı çalışıyorsun? İyi deneme."
"Düğününü ben organize ediyorum, unuttun mu?"
Baş parmağı sağ kaburga kemiğimde duruyor.
"Nerdeler dedim?"
Çevik bir hareketle kolları ve kapı arasından çıkıyorum. Pek uzağa gidemesem de birkaç adımla ondan uzaklaşıyorum.
Çenesini sıvazlıyor. Sonra her şey çok hızlı gelişiyor ve takip edemiyorum. Sırtım yerin soğuk zeminine çarptığında gözlerimi korku ile kırpıştırıyorum.
"Canımı acıttın! Kalk üstümden avazım çıktığı kadar bağırırım!"
"Seni duyan olsaydı şuan burada olmazdık. Sen de o aptal iş yemeğine giderdin."
Sessiz kalıyorum. Ne diyeceğimi bilmiyorum.
Tehditvari bir fısıltı ile yaklaşıyor.
"Sana. haplar. nerde. dedim?"
İşaret parmağımı göğüs boşluğuma değdiriyorum.
"Asla ulaşamayacağın bir yerde."
Sersemliyor, nefes alış verişi hızlanıyor.
Aniden elini uzattığı sırada sertçe elini tutuyorum.
"Yapma."
Kararsız bir şekilde yüzüme bakıyor.
"Eğer buna yeltenirsen, sana yemin ederim, ben de kullanmaya başlarım."
"Yapamazsın."
"Daha önce yapmadığımı mı sanıyorsun?"

Gece'nin MavisiWhere stories live. Discover now