Bölüm 9 - 'O Kız' Olmak ya da Olmamak

18K 1.4K 197
                                    

Beni çok uğraştıran, bir türlü yazamadığım bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz..
İyi okumalar!

Eli sertçe bel kıvrımımı kavradığı zaman biraz nefes alma umuduyla dudaklarımı dudaklarından ayırıyorum. Altımdaki çarşaf iyice kıvrılıyor. Öpücükleri karnıma doğru indiğinde diyaframım patlayacak sanıyorum. Derin nefesler alıp veriyorum.
Ay ışığının aydınlattığı odasında tavanı süzüyorum ve dudağımı dişliyorum.
Sıcak ve düzensiz nefesi bedenime çarparken, çoktan kaybettiğim mantığımı geri kazanmaya çalışıyorum.
Duraksadığımı anladığı zaman kafasını hafifçe kaldırıyor ve yüzünü yüzüme yaklaştırıyor.
Bir fısıltı çıkıyor dudaklarımın arasından.
"Biz ne yapıyoruz?"
Dudaklarını dudaklarıma sürtüyor. Bu hareketi ile yaşam hücrelerime yeniden can katıyor.
"Düşünme."
Kendimi tamamen arzularıma kaptırmam ve akışına bırakmamı söylüyor.
Öpücükleri çenemden boynuma iniyor. Tamamiyle mest olduğunu derin iç çekişlerinden anlayabiliyorum.
Sonra bir şeyler oluyor. Gözümü kapattığım anda geçmişten gelen tatsız anları zihnim tekrarlamaya başlıyor.
Kırılan şarap kadehleri, bağırış ve hıçkırıklar, hayal kırıklığı..
Kötü bir rüyadan uyanır gibi gözlerimi açıyorum ve yeniden dudaklarıma eğilen Cemil'in göğsüne elimi koyarak onu durduruyorum.
Şaşırıyor.
Gözlerimi kırpıştırıyorum.
"Ben bunu yapamam. Olmaz."
Şok etkisi ile kaşlarını çatıyor. O kendine gelemeden yatak ve vücudu arasından çıkıyorum. Yere fırlatılan tshirtümü üzerime geçiriyorum.
Şaşkınca olduğu yerden bana bakmayı sürdürüyor.
Kendimi savunmaya geçmeden önce omuz silkiyorum.
"Ne olursa olsun birine verilmiş bir sözün var Cemil. Biz bunu yapamayız. Birini aldatamayız."
Canı sıkkın bir şekilde gözlerini odada gezdiriyor.
"Bunları konuştuk Selin. Hadi dön lütfen yatağa."
Başımı olumsuz anlamda yavaşça sallıyorum. Yerde duran diğer kıyafet parçalarını hızla kucağıma alıyorum.
"Ben 'o kız' olamam Cemil. Bu.. yanlış. Çok yanlış. Nino'ya bunu yapamayız."
Parmaklarını şakaklarına dayıyor.
"Nino, öyle mi? Günahın kadar sevmediğin birini mi düşünüyorsun?"
"Her ne olursa olsun.. Kimse aldatılmayı hak etmiyor. Bunu Nino'nun yaşamasına sebep olamam."
Elim arkamdaki kapı koluna gidiyor.
Kafa karışıklığı ve büyük bir hayal kırıklığı ile bana bakmaya devam ederken kapıyı açıyorum ve odasından çıkıyorum.
Sersem adımlarımı büyük büyük atarak evini terkediyorum.
Kapımın önüne geldiğim zaman kucağımdaki kıyafet parçalarını düşürüyorum. Onları almak için eğildiğimde kendimi birden kapının önünde yığılmış vaziyette buluyorum.
Sırtım kapalı olan kapıya yaslanıyor, yüzüme yapışan saçları arkama atıyorum.
Ona sebebini neden söylemedim bilmiyorum. Söyleyemedim işte. Eski sevgilim Burak'ın beni sarı yellozun biri ile aldattığını anlatmak, dünyanın en zor şeyiymiş gibi geldi bir an. Dilim varmadı, arkamdan iş çeviren insanlar hakkında konuşmaya.
Aldatılmış olmanın verdiği kötü hissi bilen biri olarak, her ne kadar Nino'dan nefret etsem de, bunu başka bir kadının yaşamasına izin veremem. Selin Yılmaz böyle biri değil.
Kafamı belki de Ayşe'nin uyanmasına sebep olacak şekilde sertçe kapıya yaslıyorum.
Kendimi inanılmaz kötü hissediyorum. Daha önce bunun olmasına izin verdiğim, sonra da Cemil'i öylece bıraktığım için.
Kendimi toparlamam ve sakinleşmem dakikalarımı alıyor. Ne Cemil'den bir ses geliyor ne de Ayşe uyanıyor. Halsiz bacaklarımı zorlayarak yerimden doğruluyorum, kapının yanındaki anahtarı alıp eve giriyorum.
Eve girer girmez Ayşe'yi kontrol ediyorum. Hiçbir şeyden habersiz uyumaya devam ediyor. Daha sonra banyoya giriyorum. Aynadaki kötü yansımamı süzüyorum bir süre.
Geniş yakalı tshirtümün yaka kısmını şaşkınlıkla açıyorum.
Köprücük kemiğimin hemen altında oluşan mavimsi morluğa bakıyorum.
Vücudumdaki iz, beni saniyeler içinde Cemil ile yaşadığım dakikalara götürüyor. Ona karşı koyacak gücü hiç bulamayabilirdim ve şuan her şey çok farklı olurdu.
Kafamı farklı düşüncelerden uzak tutmak istercesine sallıyorum.
Karnımdaki his bir türlü geçmiyor. Vücudum heyecan ve kasılmaların ardından inanılmaz derecede güçsüz düşüyor. Dağınık saçlarımı özensizce topluyorum ve kendimi penceremin önündeki koltuğa atıyorum.
Açık camdan içeri süzen serin hava biraz iyi geliyor. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatıyorum.
Cemilde nasıl bir izlenim bıraktım, hiçbir fikrim yok. Ona elbette Burak olayını anlatmam gerek, fakat yeterli gücü toplamalıyım.
Bedenim sızlıyor, benim gözüme uyku girmiyor. Boş bakışlar ve derin düşünceler ile tavanı izliyorum. Bu sırada dış kapı güçlü bir şekilde kapanıyor.
Evden ayrılıyor.
Göz kapaklarımı sertçe indiriyorum.

Gece'nin MavisiWhere stories live. Discover now