Demek beni seviyorsun güzel seçim

3.6K 123 62
                                    

"O ibneye bir şey yapmadım ama sana yapacam" dediğinde gözlerinin içinin nasıl güldüğünü gördüm. Ve beni korku almıştı. Kurtulmaya çalıştıkça kendisini bastırıyordu ve bir anda...
Beni kurtaran şey Baran'ın çalan telefonuydu. Bir telefona bir de bana baktı. Ve kazanan telefonuydu. Telefonu açtı bir kaç küfürden sonra daha önemli işlerim var diyip telefonu kapattı. Nasıl yani Baran'ın önemli işi ben olamam değil mi? Yumuşama Yağmur. Sen hariç kim bilir kimler var şimdi kalbinde. Tamam bu şarkıyı uyarlayarak saçmalamayı bırakıyorum olaya dönelim. Yüzüne baktım şaşkınlıkla biraz da kızgınlıkla. Sonuçta bana yaptığı şeyi unutacak değilim değil mi ? Baran'a dönüp sorduğum şey 'arayan kimdi?' diye sordum.
Baran: ' hadi ama soracağın ilk soru arayan kimdi mi şimdi' dedi. Gerçekten bu çocuk çok zeki. Benim konuşmama fırsat vermeden yatağın bir ucuna oturup konuşmasını bir kaç ufak öksürükle başlatmıştı.
O kızla hiç bir alakam yok. Sadece Keremin bana oynadığı bir oyun seni duygusal yönden bakıp benden uzak duracağını düşünmüş aklınca. Ama böyle bir şey olmayacak Yağmur. 

Anlattığı şeye tabi ki inanmıyordum. Her lafı çok tutarsızlık belirtisiydi. Beni öpüp koklayıp daha sonra arkadaşım diyor daha sonra kızın teki boynuna atlıyor gözümün önünde bu ne cürret ya ben daha ne kadar avlanabilirdim ki.
Aynı sakinlikle Baran'a cevap verdim. Ona inanmadığımı neden Kerem'in ona oyun oynayabileceğini sordum artık zamanı değil miydi bana anlatmanın.
Bana inanmak zorundasın o konuya gelecek olursak zamanı gelmedi daha anlatmanın diye bir cevapla beni geçiştirmeye çalıştı. Ben buna yükselirim arkadaşım bağırarak 'git Baran' dedim. Baran sanki tepkilerimi tahmin etmiş gibi kısık bir gülümsemeyle bana yaklaştı. Hayda! Şaka gibi bana yaklaşıyor birde sinirliyim çık git ağlıycam hadi bırak beni ağlayım birde beni bırakıp gitti diye hadi hadi.
Şimdi sen bana git mi diyorsun yoksa kal mı diyorsun dedi dudaklarıma dokunarak. Ya dudaklarıma dokunmasa ciddiyetimi bozmazdım ama biliyorsunuz dudak önemli şakayı kenara bırakıyorum. Elini dudağımdan çektim ne yaptığımı idrak etmeye çalışırken birden sarılmaya başladım. Ve akan ilk göz yaşımdan sonra ikincisi üçüncüsü derken artık burnumu çeke çeke ağlıyordum. Baran beni sıkıca kollarıyla sarmış ağlamama izin veriyordu. Galiba şu an ona minnet duyuyordum hem ağlamama izin verip hep de sıkıca sardığı kollarıyla bana yeterince teselli veriyordu. Daha sonra kollarını belimden yavaş yavaş çekip ellerini yüzümde gezdirerek gözyaşlarımı sildi. Ona bakmamı istermiş gibi yüzümü kafasının izasına getirdi. Gözlerimiz birbirimize bakarken dağılmış saçlarımı arkaya attı ve boynumun açılmasına izin verdi. Kafasını yavaş yavaş boynuma getirip ' bu koku, işte bu koku' diye mırıldanıyordu içinden. Yavaş yavaş boynumdan yanağıma yanağımdan dudağıma ufak ufak öpücükler konduruyordu. Her bir yeri öptüğünde bu yanak, bu dudak, bu göz,bu burun diye kısık sesle konuşmaya devam ediyordu. Beni daha da çok rahatlatmıştı. Yavaş yavaş öpüşmeye başladığımızda kafamı yastığa yavaş yavaş koymamı sağladı. İçimde kıpırdanmalar olmadı değil. Üstüme yükünü vermeden öpüyordu. Bir cesaretle o güzel vücuduna dokunmak istedim. Tshirtünü çıkartmaya çalıştım bana şaşkınlıkla bakıyordu ama asla sevişmek için çıkartmamıştım. Yani ben öyle düşünüyordum oda aynısını bana yapasıya kadar. Üstümde sadece iç çamaşırlarımı bırakmıştı. Kollarındaki kaslara dokunmak istemiştim ama ilgi odağım göğüs kaslarıyla birlikte gözüme çarpan karın kaslarıydı. Onlara ellerimi dokundurdum ama daha sonra hiç anlamadığım bir utanma gelip elimi çekmiştim.   Baran elimi tutup dudaklarına götürdü. Her bir parmağımı öpmeye başladı. Daha sonra elimi tutarak tekrar kaslarına götürüp gezdirmeye başladı. Ben bunun tadını çıkartırken o da kendi tadını çıkartıyordu nasıl mı ? Her zaman ki gibi boynumdan öpmeye başlamıştı. Saçlarıma değdirdiği burnundan nefesini uzunca alıp sanki vermek istemiyordu. Hoşuma gitmişti. Kulağına doğru kısık sesle seni seviyorum dedim.

BARANDAN;

Bana duyabileceğim bir şekilde seni seviyorum demişti. O anı tekrar tekrar beynimde başa sardırıp tekrar tekrar o iki kelimeyi duymaya çalışıyordum. Yüzümü boynundan çekip gözlerimi gözlerine denk getirdim. Anlamamışçasına ' ne dedin' diye sordum. Utandığını gözlerini kapattığında anladım. Utanmasını ayrı seveceğim tekrar etsin önce. Ne dedin diye ikinci kez sorduğum da harfleri tek tek söylemeye başladı. S E N İ   S E V İ Y O R U M.
Yağmur şunu kelime kelime söyler misin dedim gülerek. Ağzının içinde geveliyor bu arada gözleri hala kapalı bu kadar utanacağın şeyi cesaretiyle söylemeye çalıştığı için ayrı bi ilgilenme gereği duydum. Ağzının içinde 'seviyorum işte se' demesine izin vermeden dudağından öpmeye başladım. Bana artık itiraf etmişti tamamen. Bu anı bekliyordum hep. Kendimi çektikten sonra demek beni seviyorsun güzel seçim dedim.
Şaşırarak bakıyordu.
Yağmurdan;
Ben o kadar seni seviyorum diyim utana utana çocuğun verdiği cevap demek beni seviyorsun güzel seçim olsun. İnsan bekliyor işte bende seni seviyorum denilmesini. Üstümden yanıma kaydı ve gözlerini kapatıp uyumaya başladı. Daha da garipsedim. Kendimi kötü hissettim döndüm arkamı düşünüyorum Kara Kara ben n'aptım diye. Gözlerimi kapattığımda bir kol beni kendine çekmiş ve beni kendine yakınlaştırmıştı. Sırtım hala dönük ve Baran'a yapışık bir şekilde. Dudaklarını enseme getirip bir öpücük kondurdu ve 'seni seviyorum' dedi. İşte bu diyip kendimi uykuya bırakıp sabah hangi hengamları yaşayacağımı hayal dünyamda canlandırabilirdim.

BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin