Duygularımızı da gömebiliyor muyuz?

134 6 0
                                    

Arabayı kenara çekti. Bir müddet konuşmamayı sectim. Baran arabadan indi kapımı açtı eğilerek göz yaslarimi sildi. Önce başımı öptü, sonra ellerimden tutup onunla gitmemi istercesine beni kaldırdı. Kalbim ağrıyordu. Bulunduğumuz yer mezarlık ve benim diğer yarım burada kalmıştı. Baran'ın ellerinden sıkıca tuttum mezarlığın içine girmiştik ama annemin yanına gitmiyorduk. Buğuk bir sesle
-Annemin yeri burası değil dedim.
+Biliyorum ben seni başka bir yere getirdim,dedi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Sevda ÖZTÜRK isimli bir mezarlığın başında durduk. Baran'ın annesi miydi? Daha da kötü hissetmiştim kendimi. Aynı acıları tatmış aynı yaraları almışız da haberim yokmuş... Sımsıkı tuttum ellerinden ve annen mi?dedim. Sakince kafasıyla onayladı. Gözleri dolmuş ve akmaması için direniyordu. Annesine daha çok yaklaştı.
Annem, biz geldik. Seni bu aralar ihmal ettim biliyorum ama sen gönül koymazdın değil mi oğluna? Söz verdiğim gibi anne, o gün bugün. Konuşmak ister misin?diyerek beni yanına çağırdı. Ne diyecegimi bilemesemde tüm içtenliğimle konuşmaya çalıştım .
Merhaba Sevda Teyze, ben yağmur. (Baran'ın gözlerine bakarak) Baran'ın kız arkadaşıyım. Baran'a kızmayın bu aralar benimle uğraşıyor, o yüzden size gelemedi. Ben sizden özür dilerim. Ama bundan sonra sizi ihmal etmeyecek ben inanıyorum. Oralarda bir yerlerde bizi duyuyor, görüyorsanız eğer (kısık sesle) oglunuza iyi bakacağım, onun elini hiç bir zaman bırakmayacağım size söz veriyorum. Tüm kalbimle...
Göz yaşımı silip ayağa kalktım. Baran'ın yüzünde bir damla yaş akıp akmamak arasında kalmışken bir kaç adımla yanıma gelip sarıldı. İçine bastıra bastıra.. teşekkür ediyor ve daha sıkı sarılıyordu. Annesine veda edip yürümeye başladık. Annemin yanına da uğrayabilir miyiz? dememe kalmadan annemin yanına geldik. Annemin mezarına baka baka dakikalarca ağlamaya başladım. Bir süre sonra annem oralarda beni görüp üzülmesin diyerek kendimi toparladım.  Annemin mezarında karanfiller vardı. Bunları ben dikmemiş olsam da annemin en sevdiği cicekti karanfiller. Tanrım annemi oralarda karanfilsiz koyma olur mu? Sessiz sessiz içimden annemle konuştum. En sonunda anne seni biriyle tanıştırmak istiyorum dedim ve arkamı döndüğümde Baran yoktu. Sağıma, soluma baktım hiç bir yerde görünmüyordu. Anneme veda edemeden hızlı adimlarla Baran'ı aramaya başladım. Arabayı park ettiğimiz yere doğru geldiğimde arabanın arkasında, arkası bana dönük şekilde telefonda konuşuyor ve sinirli bir şekilde elini hareket ettiriyordu. Ne olduğunu anlayabilmek için biraz daha yakınlaştım. "Seni öldürmeye mecbur bırakma beni." Korkmuş bir şekilde Baran'ın yanına yaklaştığım da telefonu sinirli bir şekilde kapatıp konuşmaların ne kadarını duyduğumu sordu.

+Ben, ben duymadım bir şey.
titrek bir sesle konuşmanın inandırıcılığı ne olabilirdi ki? Baran yüzümdeki korkuyu anlamış olacak ki ellerimden tutup parmaklarımla oynamaya başladı. İçinden içinden özür diliyordu. Anlam veremedim neden özür diliyordu. Telefonda kiminle konuşup kimi öldürmek istediğini anlayamıyordum. Kafam karışmış neler olacağını gözümde kestiremiyordum. Neler olduğunu anlatmak ister misin? diye sorsam da. Baran anlatamam Yağmur, şimdi değil. Olmazlı cümleler kullanıyordu. Bana bir şey demeden arabaya bindi ve çalıştırmaya başladı. Ben o an öyle kaldım. Hareket edemiyordum resmen. Beni neler bekliyordu? Ne yapacaktım? Yine bir bilinmeze doğru mu gidiyordum. Düşünmelere dalmisken bir korna sesiyle irkildim ve arabaya geçtim.

+Baran neyin var neler oluyor sen anlatmazsan ben senin yanında nasıl olabilirim? Bana her defasında bunu yapma lütfen. Beni sana itaat etmek zorunda bırakıyorsun. Her şey senin isteğin doğrultusunda ilerliyor. Sen ne yaparsan o. Ben neyim Baran? Kimim ben senin için? Sorularım bitmiyordu. Baran'ın da sessizliği.

Sessiz bir şekilde eve geldik. Arabadan indim ama Baran hala icerideydi. Tekrar bindim arabaya gelmiyor musun diye sordum.

-Gelmeyecegim, sen git kapıları kitle,iznim olmadan da sakın dışarı çıkma. Bir şey olursa haber ver.

Ağzından sadece bunlar çıkmıştı. Neye uğradığımı anlatacak kelimelere sahip değilim şu an.

Neler oluyor ya ben senin kölen miyim? Ne demek iznim olmadan? Konuşmaların artık beni yaralıyor. Farkında değil misin sen ? Bak ben oyun hamuru değilim duydun mu beni? Beni istediğin şekle sokamazsın. İnsanım ya ben. Ya boş ya. Ben kime laf anlatıyorum ki diyerek kapıyı çarpıp çıktım. Eve doğru yürürken arkamdan "dediklerimi yapmazsan o zaman oyun hamuru olursun" diye bağırıyordu.

Bir saat önceki Baran'dan bu hale nasıl gelebildin? Hoş ya benim ki de soru. Sen  hep böyleydin ki. Benim ahmakligim. Kendime kıza kıza evin kapısını açıp içeri girdim. Sırtımı duvara yaslayıp aşağıya doğru kayarak orada öyle dakikalarca oturup neler yaşadığımı zihnimde canlandirdim. Bu gün bu sonu hak etmiyordu. Yine yaptın yapacağını. Yine yarım bıraktın bizi. Düşünürken içim geçmiş. Kendime gelmem gerekti hızlı bir duş sonrası kahvemi aldım ve bornozum rahatsız ettiğinden dolayı odama çekilip  pijamalarımı giydim. Aynada kendime bakarken arkamda bir kutu vardı. Bu Baran'ın bugün ki kutusu değil mi ? Ama bunu yanına almıştı bu nasıl burada olabilir ki? Hem ürpermistim hem de çok  merak ediyordum ne  olabilir ki diye kafamda bir ton hediye canlanmaya başlamıştı.

Merakla kutuyu açmaya başlamışken  yüzümde farkında olmadığım mutluluk ,  bir zaman sonra  beynimden vurulmuşa döndürdü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin