Savaş'a olanlar

6.7K 479 200
                                    

ÖNEMLİ AMK OKUYUN!

Hohoho bir noel baba havasıyla geri döndüm. Duyuruyu paylaşalı 3 gün oldu ve ben döndüm.
(Bir de uzun süre diyodu salak!) Diyen iç sesim Azize'yi ve sayın sizleri duyar gibiyim. Ama dedim ki-
(Dur dur sen fazla boş konuşuyosun yine özetle olayı!) Emrin olur Azize. Öncelikle hoşgürünüz ve saygınız için hepinize çok teşekkür ederim. Size aşığım yani o duyuru yorumlarını okurken ağladım resmen çok tontonsunuz!

(Yafrum uzatma kısa kes!) İkinci olarak ilk yüze girdik! Yani şu an #97'yiz. Lütfen kalkıp bir göbek atabilirmiyiz lütfen lütfen.

***

Bazılarınızın da istediği gibi dönüşüm bombe gibi olacak oluyo da zaten. Hikayelerin özetleme bölümünden hoşlanmam.
(Çaktırmayın özetlemek işine gelmedi) neyse benle bu bile komik dimi?
(Ego kasma pls) dediğinizi duyar gibiyim tamam daha fazla uzatmiyim. Son bir şey daha bütün karakterlerde en çok sevdiğinizden en az sevdiğinize kadar sıralayın. Tam şuraya 👉
Haydı anam sonra da okuyun;

***

Eve geldik arabadan ilk Rüya indi. Ardından ben ve diğerleri. Kapıyı Sema teyze açtı Rüya içeriye girdi ve yukarıya çıktı. Ofladım ve 5'i bir yerdeye döndüm. "Acaba gidip bir konuşsam mı?" Dedim merakla. "Bence gitme sinirli görünüyo yani sakinleşince hep birlikte konuşup çözeriz." Dedi Savaş. "Yok ya sen git konuş bebeğim" dedi Aksel ona gülümseyerek baktım. "Aman ben odama çıkıyorum!" Dedi Savaş ve kaşları çatık bir şekilde merdivenlere ilerledi. "Sen git konuş Rüya'yla" dedi Oğuz,Barış ise kafasını salladı. "Ben bir gidiyim o zaman" dedim ve çantamı kapıya bırakıp merdivenlere ilerledim.

Rüya'nın odasının kapısında durdum ve derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. Ses seda yoktu,bir kere daha çaldım ve yine ses seda yok. Ofladım ve korku ile yavaşca kapıyı açtım. Rüya yatağında oturmuş,kollarını önünde bağlamış,kaşları çatık bir şekilde boş duvara bakıyodu.

En şirin halim ve seslimle. "Rüyaa" dedim ve tamamen içeri girip kapıyı kapattım. "Ben yemicem bir şey!" Dedi sert ama normal düzeyde bir sesle. Alt dudağımı ıssırdım ve yatağa yaklaşıp tam önünde durdum. "Ablacım-" "Bir şey yemicem dedim!" Diye gürledi.

Odada uzun bir sessizlik oldu. "Rüya özür-" "Ya sen nasıl bir ablasın!? İnsan kardeşini unutur mu!?" Dedi ve bacaklarını kendine çekip kafasını gömdü. Burun ve iç çekme sesleri gelince ağladığını anladım. Yatağa yanına oturdum.

"Rüya bende yavaş yavaş alışmaya çalışıyorum. Yani sanki kırk yıldır hayatımdasın!" Dedim. Bana kısa bir bakış attı ve daha şiddetli ağlamaya başladı.
(Kızım sen tam bir MALSIN!) Diyen iç sesime %100 katılıyorum. Yavaşca elimi sırtına koydum ve sıvazladım. "Ö-özür dilerim" dedim üzgün sesimle. "Se-sende ha-haklısın ama i-insanın zo-zoruna gidiyo" dedi. Gözlerimi kapattım ve ofladım. Kollarımı açtım ve. "Gel buraya" dedim. Kafasını göğüsüme gömdü. Biraz daha sakinleşmişti.

...

Biraz daha öyle durduktan sonra kalktım ve. "Hadi sende değiştir üstünü aşağıya inelim" dedim ve arkama dönüp kapıya ilerlemeye başladım. "Abla" dedi birden. Arkama döndüm ve. "Efendim?" Dedim gülümseyerek. "Seni seviyorum" dedi. Yüzümde ki o küçük gülümseme büyüyüp her hücreme yayıldı resmen. "Bende birtanem" dedim ve odadan çıktım. Tam kapıda duran Aksel ödümü-

Neyse anladınız siz. Baş parmağımı damağıma koydum ve yukarı ittim. "Ödüm patladı!" Dedim. Pis pis güldü ve beni duvarla arasına sıkıştırdı. "Selam bebek" dedi. Göz devirdim ve gülümsedim. "Buyrun beyfendi?" Dedim bilmiş bilmiş. "Diyorum ki sahile inelim balık ekmek falan?" Dedi tek kaşını kaldırıp. "Çok romantiksiniz beyfendi" dedim. "İstersen daha lüks-" "On dakikaya hazırım" dedim ve kolunun altından sıyrılıp odama ilerledim.

İçeri girdim ve gardorobumun başına geçip elime şunları aldım;

İçeri girdim ve gardorobumun başına geçip elime şunları aldım;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Giydikten sonra telefonumu alıp odadan çıktım. Aşağıya indim Aksel kapıdaydı. "Hadi çıkalım" dedi. Kafamı salladım ve kapıya ilerledim. "Nereye!?" Dedi Savaş sinirle. "Sahile gidicez" dedim kaşlarını çatmış bana bakıyodu. Yerinden kalkıp sinirle merdivenlere yöneldi ve yukarıya çıktı kısa bir süre sonra da kapı çarpma sesi duyuldu.

"Noluyo buna be!?" Dedim kaşlarımı. "Onun bu aralar sinirleri bozuk bizde bilmiyoruz" dedi Oğuz. Ofladım,Aksel elimi tuttu ve beni çekiştirerek dışarıya çıkardı.

...

Sahilde oturuyoduk,elinde iki ekmekle çocuk geldi. "Teşekkürler" dedik aynı anda ve birbirimize bakıp güldük.

Tabak gibi olan ay denize yansıyodu ve gerçekten çok kusursuz görünüyodu. Aksel'in kıkırdaması ile ona döndüm. "Seninle şu durum bile o kadar romantik geliyo ki gerçekten çok garip hissediyorum" dedi. "Çünkü seni seviyorum" dedim gülümseyerek. "Bende seni seviyorum" dedi.

Uzun bir sessizlik oldu ama merak etmeyin ben onu da bozdum.
(Gerçekten harikasın senden beklenirdi) diyen iç sesim ve siz sayın okurları duyar gibiyim.
(Okurlar mı? Gerçekten çok resmisin)
Diyen Azize'yi susturdum. Ve aklıma gelen o mucizevi soruyu Aksel'e sordum.

"Ben sana birşey sorcam" dedim. Merakla bana döndü. "Noldu sor bakalım?" Dedi. "Bu Savaş'a noluyo? Neden bu kadar sinirli bu aralar?" Dedim. Göz devirdi ve ofladı. "Bilmiyorum ama var birşeyler çıkar kokusu yakında" dedi. Kafamı salladım.

...

Sabah kalktım ve piçliğim tuttu. "5'İ BİR YERDE!" Diye bağırdım. Kısa bir süre sonra içeriye sırayla. İlker abi,Aksel,Oğuz ve Barış girdi. Hepsini inceledikten sonra Savaş'ın olmadığını farkettim ve kaşlarımı çatıp. "Savaş nerde!?" Dedim.

"Gelmedi" dedi Barış kapıya bakarak. "Yanlız ben 4'ü bir yerde demedim beyler 5'i bir yerde dedim ve sayıyorum burda bir...iki...üç ve dört kişi var" dedim gülerek. Hepsi göz devirdi Oğuz kapıya gitti ve. "SAVAŞ GEL BURAYA!" Diye bağırdı.
(Aklıma Zarif sultan geldi onu da arayalım bir dış ses) diyen Azize'ye göz devirdim.

"Ben çıkıyorum!" Diye bir ses geldi ve ardından sertçe kapanan kapının sesi. "Bu salağa noluyo bu aralar!?" Dedi Aksel kaşlarını çatıp. Oğuz hariç kimse cevap vermemişti. "Birisi biliyo ama" dedi ve imalı imalı Barış'ı gösterdi. Hepimiz gözlerimizi Barış'a diktik. "Hiç bana bakmayın kimseye söyleyemem" dedi. Yavru köpek bakışlarımla Barış'a bakmaya başladım. "Hiç bana o yavru it bakışlarıyla bakma Afra onlar bana sökmez!" Dedi. Ardından da. "Za-zaten sana asla söyliyemem!" Dedi kesin bir dille.

"Yanlız bir dakika Barış! Noluyo!? Neden özellikle Afra'ya söyliyemezsin?" Dedi Aksel. "Abicim sana da asla söyliyemem özellikle ikinize asla asssla söyliyemem!" Dedi kesin bir dille. Aksel sinirle Barış'a bakarken biz gözlerimizi sonuna kadar açmış bakıyoduk. Barış ne söylediğinin farkına vardı ve iki eliyle ağzını kapatıp. "Hass-" dedi. Aksel kolundan tuttu ve odadan çıktılar.

Odada kalan İlker abi ve Oğuz ise bana döndü ve aynı anda. "Eee?" Dediler. İç çektim ve. "Bana kahvaltı getirin" dedim. Birbirlerine bakıp göz devirdiler ve odadan çıktılar. "SİZE GÖZ DEVİRMEYİ VE AYNI ANDA KONUŞMAYI YASAKLIYORUM YA! KENDİMİ ÜVEY GİBİ HİSSEDİYORUM!" Dedim. Alt kattan gelen ses beni aydınlatmıştı. "AFRA SEN ZATEN ÜVEYSİN!" Dedi İlker abi.
(Senden daha zeki varlıklar var dış ses bunu kabullen!) Dedi Azize...

·NASIL BÖLÜMDÜ? GÜZELDİ DİMİ BEN YAPTIM EHEHEHHEHE

Size aşığım,çok çok çok çok sefiyorum datlımlar okuyucular hadi eyw

(Harika yıldıza tıklayıp bölümün yorumunu yapmayı unutmayın 🌹)

5'İ BİR YERDE #Wattys2018 FİNAL YAPTI!Where stories live. Discover now