Bölüm 15: Ayrılık

En başından başla
                                    

Gideceğimiz yönü belirlemek için haritayı ve pusulayı karın üzerine yerleştirip oturduk. Haritaya göre önümüzdeki ormanı geçtikten sonra, bir havzaya varacaktık. Havzadan da sonra korucu merkezine ulaşacaktık. Rosalin ise bu yolun tam ters yönüne denk geliyordu. Bizi ararlarsa ters yönümüzde arayacaklardı.

"Güzel... karşılaşmayacağız." dedi Jungkook.

Rosalin'e 6 kilometre vardı. Çok uzun sürsede oraya varacaktık.

Ağaç kütüklerinin karın altında gizlendiği dik yamaca dikkatle tırmanmaya başladık. Kayalar çok engebeli ve zorluydu. Başımın üstünde bir baykuş öttü. Ses, gecenin siyaha boyadığı ormanda kurtların ulumasına karışıyor, rüzgar ıslığıyla dalların arasından uğursuz bir etki yaratarak esiyordu. Adımlarımı sıklaştırmaya çalıştım ama kar derindi ve sürekli olarak dizlerime kadar gömülüyordum. Az kalsın kucağımdaki kafa lambasını düşürecektim. Lambayı yakmak için can atıyordum ama henüz cesaret edemiyordum. Korucu kulübesinden  yeterince uzaklaşmadan yakarsam, Jimin ve Yoongi için işaret feneri vazivesi görürdü. Zirveye ulaştığımda arkamda kalan Jungkook'u elinden tutup yukarı çektim. Bacaklarım bitkinlikten titriyordu ve bedenimdeki gerilim canımı yakıyordu. Son 24 saatin gerginliği su yüzüne çıkmıştı. Bedenimde rahatsız edici bir sıcaklık hissediyordum. Ter içinde kalmam doğru değildi. Daha sonra durup dinlendiğimiz zaman terim tenimde donardı. Ama bunun için daha sonra endişelenebilirdim, yola devam etmek zorundaydık.

45 dakika yürüdükten sonra bayılmak üzereyken, devrildiği için dalları birbirine dolanmış barınağa benzer bir ağaç bulduk. Kar ve rüzgardan korunur hale geldiğimizde, stresin ve bitkinliğin ağırlığının üzerimden kalktığını hissettim. Dışarıdaki esip gürleyen rüzgarla karşılaştırınca içerisi neredeyse huzur vericiydi. Çantadaki tahıllı gofretler açlığımızı bastırmamızda yardımcı oldu. Mataranın kapağını açıp ılık suyun vücudumu rahatlığıyla sarmalamasına izin verdim. Ardından Jungkook'a içirdim. Terlediğime göre sıvı almam gerekirdi. Bu havada susuzluk çekmem inanılmaz görünsede Hoseok'un eğitimine güveniyordum.

"Daha iyi misin ?" diye sordu Jungkook.

"Ah... Kesinlikle." Bu mola beni rahatlatmıştı.

"Birkaç saat, ateş yakıp burada kalmamız daha iyi olabilir, onlardan uzaktayız." dedim.

"Evet.."

"Ben gidip odun toplayacağım Kook buradan ayrılma."

Doğrulup şiddeti sağır eden rüzgara doğru yürüdüm.

"Dikkatli ol serseri !"

İlerideki ormanda puslu bir ışık hüzmesi hareket ediyordu. Daha net görmek için gözlerimi kıstım. Kulak kesilip dinledim. Bir erkek sesleniyordu, rüzgar kelimeleri anlaşılmaz kılıyordu ama adımı seslendiği belliydi.

"Taehyung ! Jungkook !"

O saniyeler, birbirinin ardı ardına süzülen büyük kar kristalleri havada asılı kaldı. Akrep ve yelkovan o saniyeler birbirini yakalamaktan vazgeçti. Zaman kavramı bükülüp korkuyla büyüyen gözlerimin önünde paramparça oldu. Rüzgarın ayaklarımı kesen uluması kesildi, önce kulaklarımda sonrada hücrelerimde Jimin'in sesi yankılandı.

"Jungkook !" Hızla ağaca doğru koştum.

"Sakin ol, ne oldu ?"

"Bizi buldular, hadi buradan gidiyoruz."

"O sikik kulübeden çok uzaktayız,
n-nasıl buldular ?!"

"Bilmiyorum !"

Yerine çivilenen Jungkook'u kolundan tutarak dışarı fırladım ve hızla koşmaya başladım.

Işık kaynağı şimdi daha yakındaydı. Jungkook yüksek kayalığın arkasına doğru yön değiştirince, dengemi kaybedip dizlerimin üzerine düştüm.

"Gel buraya." Beni kaldırıp yanına çekti.

"Koşmamız gerekiyor !" dedim.

"Hayır, ormanlık alanda değiliz, açığa çıktığımız anda bizi görecek. Sikeyim, ne yapacağız ?" Işık yön değiştirdi.

"Şimdi, kayalıktan kayalığa koşarak onun görüş alanından çıkacağız tamam mı ?" dedim.

"Tamam."

Açıklığa fırladık ve hız kazanmak için boştaki kolumu kullanarak yukarıdaki buz dağı gibi sivrilen kayalığa atıldım. Fenerin üstümdeki dalların arasında kesik kesik parlayan ışığı izledim.

"Hadi Kook."

Matarayı ve kafa lambasını göğsüme bastırarak ayağa fırladım ve bir sonraki kayalığa koştum. Eşyalarımı yanımdaki kar yığınının üstüne bıraktım. Kesik kesik nefesimi, ellerimi dizlerime dayayıp düzenlemeye çalıştım. O kadar hızlı soluyordum ki Jimin'in sesimi duyacağından emindim. Aldığım her soğuk ve keskin nefes boğazımı acıdan parçalayarak aşağı iniyordu. Başı öyle kötü dönüyordu ki bayılmaktan korktum. Artık bize fazla yakındı, yamaçta bizden çok daha hızlı ilerliyordu.

"Hadi, Tae az kaldı. Dayan kurtulacağız."

Aklıma gelen şeyle zor olsa da dudaklarımı araladım.

"Hayır Kook. Bizi buldu. İkimizin de yakalanasına göz yumamam." dedim titreyen sesimle.

"Ne demeye çalışıyorsun ?"

"Beni bırak Jungkook, beni bırak ve arkana bakmadan koş. Gidip bizim için, benim için yardım bul."

"Ne saçmalıyorsun ! Seni asla arkamda bırakmayacağımı söyledim !"

"Başka çaremiz yok, bunu yapmak zorund-"

"Asla ! Kes sesini. Kardeşimle beraber kurtulacağım."

"Beni dinle Jungkook ! Eğer ikimizde yakalanırsak, bir daha kurtulma şansımız olmayacak ama eğer sen kurtulursan bizim için yardım arayabilirsin."

Onu bırakma düşüncesi gözlerimin buğulanmasına neden oldu.

"Seni bırakamam..." Sesi sonuna doğru kısılırken yere, dizlerinin üzerine çöktü. Göz pınarlarından göz yaşları usulca serbest kalmaya başlayınca, göz yaşlarım da yanağımdan süzülmek için isyan ediyordu. Yüzünü ellerimin arasına aldım ve bana bakmasını sağladım.

"Beni bırakmak zorundasın...Benim için koş Jungkook, benim için yaşa."

"Özür dilerim." Hıçrıkları, yüzünü göğsüme yaslayınca daha da arttı ve boğuklaştı. Cebine haritayı attım. Dudaklarımın arasından süzülen sesli hıçkırığı bastırmak için ellerimi dudaklarıma bastırdım, yanağımdan süzülen sıcak göz yaşları elimi ıslatmaya başladı.

Kızaran gözlerinin içine son bir kez baktım.

"Geleceğim...gelip seni kurtaracağım."

Göz yaşlarımı elimin tersiyle hiçliğe saklayıp gülümsedim, "Evet..."

"H-hadi koş !"

Hızla ayaklanıp yerden destek alarak koşmaya başladı.

"Beni bırakma Jungkook..."

Umarım beğenirsiniz pezevenkler, vote istiyorum hocam, şaraplı yakşamlar🌚❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım beğenirsiniz pezevenkler, vote istiyorum hocam, şaraplı yakşamlar🌚❤

BITTER WEIN 🌙 VMIN & YOONKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin