Bölüm 14: Plan

1.1K 137 146
                                    

İyi okumalar ❤

"Montunu çıkar."

"N-neden ?"

Jimin, gencin fermuarını indirip hızla montunu çıkardı, ceplerini hem dışardan hem de içeriden aradı. Genç, Jimin'in ellerine baktı, kaç boğazın nefesini kesmişti bu eller ? Bu kulaklar kaç çığlığa daha dayanmıştı ? Günahlarından geriye kalan dokunuşlarıyla, genci de günaha boyuyordu. Dokunduğu yerlerin ardında gencin ruhunu acıtan siyah lekeler bırakıyordu. O bencildi. Artık iyileştirmiyor, canını yakıyordu.

"Banyoya." diye emretti. "Cebinde bir şey sakladığını gördüm. Soyun ve bir havluyla sarın. Sonra da gelip kıyafetlerini tek tek arayacağım. Saklarsan da bütün odayı."

"Onu rahat bırak."

Jungkook biraz olsun toparlanıp mutfaktan gelen seslerle mutfağa hızla girdi. Biraz önce yaşananlardan sonra ikisininde yakınında olmalarına göz yumamazdı.

"Sen karışma !"

"Elime bir fırsat geçtiği zaman ikinizi de öldüreceğim, aslında bu çok hoşuma giderdi..."

Bayno

Taehyung, kapıyı kilitledikten sonra sırtını kapıya yaslayıp yavaşça yere oturdu. Yüreği küle dönmüştü, kırgınlık şiddetle gencin tüm bedenini kavurdu. Deli gibi titreyen parmaklarına odaklandı. Göz bebekleri korkunun acı yoğunluğuyla büyüdü.

Bir insanın canına boyanmıştı elleri.

Göz yaşları, inci taneleri gibi ısınan yanağından sessiz ve usulca süzüldü, aceleleri yoktu. Duvardan destek alarak ayağa kalktı, lavaboya ilerledi. Ardında bıraktığı duvarlara kan izleri bırakırken zorlukla lavaboya tutundu. Titreyen parmaklarını suyun saflığıyla buluşturdu, su kırmızıya boyandı. Kanın usulca akışını izlerken dudaklarının arasından daha fazla hıçkırık dökülüyordu. Kazağını çıkartıp sinirle bir köşeye fırlattı. En son boxerı kaldığında boyuna kısa gelen havluyla halsiz ve zayıf bedenini sarmaladı. Kapının vurulmasıyla göz yaşlarını ellerinin arasındaki hiçliğe sakladı.

"Taehyung ?"

Kapı yavaşça aralandı, Jimin'in bakışlarının ilk dokunduğu yer gencin titreyen bedeni sonra da yere bakan yüzü olmuştu. Ağladığı belli oluyordu, uzun kirpikleri ıslanmıştı, dudakları kızarmış ve nemliydi. Jimin yine gencin nefret ettiği şefkatle yoğunlaşıp birbiriyle harmanlaşan açık kahverengi tonlarını gözler önüne seriyordu. Gözlerini kaçırıp odaklandığı kıyafetlere eğildi.

Taehyung

Tüm sevdiklerimizin bizi terk ettiğini görüp ansızın çevremizde evrenin yalnızlığını ve ölümcül soğukluğunu hissederiz. Çocukluğumuz çürüyüp dökülür, çöker, yıkılır yavaş yavaş. Pek çok kişi bu sivri kayaya çaprar ve bir daha kurtaramaz kendini, bir daha geri gelmeyecek geçmişe, yitirilmiş cennetin düşüne tüm düşlerin bu en haini ve acımasızına sarılıp kalarak acılar içinde kıvranır. Ben o kayaya tokat gibi çarpmıştım, uzun zaman alsa da ruhum onu kolaylıkla parçalara ayrılmıştı. Zirvede olduğumu zannediyordum. Ama şimdi önümdeki endamlı dağı görebiliyordum.

"Bir şey saklamıyorum ki."

Beni ararsa, sadece çakıyı bulmakla, kalmaz, Hoseok’un haritasını da bulurdu. Onu bulursa bize ihtiyaçları kalmazdı. Belki de öldürürlerdi.

"Siktiğimin havası !" Yoongi'nin küfreden sesi kulübenin ön kapısından içeri süzüldü. "Yine kar yağıyor. Dışarı gel Jimin ve cesedi parçalamama yardım et."

BITTER WEIN 🌙 VMIN & YOONKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin