Bölüm 10: Ceset

1.1K 145 30
                                    

İyi okumalar c:

Taehyung

Çığlığımın yarısında gırtlağıma yapışıp beni arkaya ittiğinde nefesim kesilmişti. O kadar şaşırmıştım ki acıyı idrak etmem bir kaç saniyemi aldı. Beyaz kemikli elini deli gibi tırmalarken, parmaklarının boğumları çenemin yumuşak kısmına nefesimi tamamen kesecek bir baskı uyguluyordu. Oda bulanıklaşmaya başladı.

"Yalan söyledin."

Kafamı hayır anlamında defalarca sağa ve sola salladım.

"Yoksa oyunun şartlarını eşitleyebileceğini mi sandın ? Onu oyun dışı bırakınca buradan kurtulabileceğini mi sandın ? Böyle bir numara çevirdiğine göre, belki de sandığımdan daha aptalsındır."

Elini genişletince, bir rahatlama haykırışı bıraktım. Özgürlüğümün bu denli kısıtlandığını duyumsamamıştım. Ciğerlerim acı içinde hasret kaldığı oksijene kavuştu. Göğsümün üstünde bir beton kütlesi vardı sanki. Yüreğimin çarpıntısından boğulacak gibiydim.

"Sen Jimin'i elimden aldın, belki de ben de Jungkook'u senden almalıyım.

Çaresizce yüzüne baktım. Gözlerim telaşla büyüdü. "Y-yarım saat d-daha, lütf-" Ciğerlerim ardı ardına kesilmeyen öksürüklerimle isyanını devam ettiriyordu. Öfkeye kapılacak mı diye bekledim. Nefretten yoğunlaşan donuk gözleri eski halini alırken arkasını dönüp sandalyeye ters bir şekilde oturdu.
"Sadece yarım saat daha."

Derin nefesler alıp toparlanmaya çalışıyordum. Korku filminden fırlamış dakikalar birbirini kovalarken soğuk terler döküyordum.

Deponun kapısı, klübedeki basınç bir  anda değişmiş gibi sallandı. Kapının altından dondurucu bir hava süzüldü. Bir anda, Yoongi de ben de kapıya döndük. Yoongi derin bir nefes verdikten sonra dudaklarını araladı. "Üzgünüm Taehyung. Seni korkutmak istemedim..." Rahatlamak istermişçesine arkaya yaslandı ve dudaklarını tekrar araladı.

"İnan bana bu samimi bir özürdü."

Ne dediğini zor olsa da idrak ettikten sonra onaylamak için kafamı salladım.

Ön kapı gürültüyle kapandı ve oturma odasının ahşap zemininden ayak sesleri yükseldi. Deponun kapısı açıldı. Jimin elini kapının yanındaki duvarın üstünde dolaştırarak elektrik düğmesini buldu.

Soğuk, beyaz tenini mor ve kırmızı tonlarıyla bezemişti. Saçları ve kaşlarının üzerindeki erimiş kar damlaları parlıyordu. Montunun omuzları ve kolları kalın bir kar tabakasıyla kaplıydı.

"Sikeyim soğuktan ölmek üzereyim." Alnına yapışan ıslak siyah tutamları geriye attı.

"İyi misin ?" dedi Yoongi.

"İyiyim, malzemeleri aldım ve dökümünü çıkarmalıyız."

"Tamam, oturma odasına geç ve biraz uyu, sonra yola çıkacağız."

Jimin'nin yoğun ve baygın bakışlarını üzerimde hissediyordum. "Boynuna ne oldu ?"

Kadife sesini duyunca yerdeki bakışlarımı kızarmış yüzüne çevirdim. Duvara sinmiştim. İçinde kaybolmak istiyordum. Kollarımı sığınma ihtiyacıyla göğsüme bastırdım. Sanki ileri bir adım atsam ölecekmiş gibi hissediyordum.

BITTER WEIN 🌙 VMIN & YOONKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin