Bölüm 8: Rehin

1.3K 139 76
                                    

İyi okumalar ❤

Taehyung

Jungkook Jimin'in suratına çokta sert olmayan bir yumruk geçirdiğinde gözlerim sonuna kadar açıldı. Jimin bir kaç adım gerilediğinde Jungkook kazağından tutup onu savurmaya başladı. Bir yandan da yüzüne doğru haykırıyordu.

"Sen ne dediğinin farkında mısın ?! Biz dışarda soğuktan ölürken, sen içerde sıcacık salonunda televizyon mu izleyeceksin ? Vicdanın rahat olacak mı ? Tabi varsa !"

Jimin yüz ifadesini bozmadan Jungkook'u izliyordu. Yoongi ortalığı sakinleştirmek için Jungkook'u belinden geriye doğru çekti.

"Tamam sakin ol. Dışarıda kalmanıza göz yumamayız. Jimin'le biraz önce kavga ediyorduk. Fazla saçmaladı." dedi Yoongi.

Jimin itiraz etmek için dudaklarını araladı. "Onları tehli- KES SESİNİ JİMİN. 

Daha fazla dayanamayıp içeri daldım. Sıcaklığın verdiği tatlı mayhoşluk vücudumu sarıp içimi gıdıkladı. Hücrelerimi saran buzun çözüldüğünü hissedebiliyordum. İçimdeki fırtınalı korku bulutları dağılmış yerini ilkbahara bırakmıştı.

"Arabanız nerede ?" diye sordu Jimin. "Nereye park ettiniz ?

"Sizin klübenin ilerisinde, ana yolda."

"Büyük olasılıkla araba çoktan kar altında kalmıştır." diye ekledi Jungkook.

"Yalnız mısınız ?" diye sordu Yoongi. "Sadece ikiniz misiniz ?"

Konuşamayacak kadar yorgun hissediyordum. Kafamı evet anlamında salladım. Jungkook ve ben bir şeyin üstüne mi gelmiştik ? Görmemizi istemedikleri bir şey ya da biri mi vardı ? Jimin ve Yoongi klübede yalnızdı. Holün karşı tarafındaki askıda kuruyan iki erkek montundan anlamıştım.

"Sadece bir gece kalacağız." dedim Jimin ve Yoongi'ye. "Sabah ilk iş gideriz."

Jimin, kadife bir sesle."Taehyung konuşabilir miyiz ?"dedi. Bu çocuğun çift kişilikli olduğunu düşünmeye başlıyordum.

"T-tamam."

Bütün bunlar sabrımı sınıyordu. Soğuktan öyle halsizleşmiştim ki Jimin'in yanından hızlıca geçip şöminede yandığını gördüğüm ateşin yanına gitmek daha cazip geliyordu. Ateş koridorun sonundaki oturma odasının duvarlarına canlı gölgelerin vurmasına neden oluyordu.

Belimden tutup beni köşeye çekti.
"Bu iyi bir fikir değil."

"Ne iyi bir fikir değil ?" Sorunun ne olduğunu söyleyeceğini umuyordum.

"Burada olmamalısınız."

"Neden ?"

Cevap vermesini bekledim ama o bana karanlık ve sert bir ifadesiyle bakmakla yetindi.

"Jimin, mutfağa gel." diye seslendi Yoongi.

Öfkelenme sırası değildi, Jimin'in kişilik bozukluğuyla uğraşmayacaktım. Oturma odasına doğru hızlı adımlarla ilerledim. Jungkook, şöminenin yakınındaki kareli koltuğun içinde büzüşmüş ısınmaya çalışıyordu. Sıcaktan mayışmıştı, uyuyacak gibi duruyordu. Üzerine ince yumuşak bir battaniye örtülmüştü. Yoongi örtmüş olmalıydı. Yoongi'yi sevmiştim. Bizi kabul etmişti. Jimin piçinin ise sabah ki rahat ve sevimli çocuk olduğundan emin değildim. Çabucak uyuyup buradan gitmek istiyordum.

"Ne konuştunuz Tae ?"

"Önemli değil." dedim yanına oturarak. Uykulu olduğu için daha fazla sorgulamadı.

BITTER WEIN 🌙 VMIN & YOONKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin