Bölüm 13: Çakı

Magsimula sa umpisa
                                    

"Bize tüm bildiklerini anlat." dedi Yoongi.

Silahı diğer memura doğru çevirdi ve alnına dayadı.

"Arkadaşının beyninin dağılmasını istemiyorsan."

"Eğer bir kanun görevlisini öldürürsen, bundan kur-"

"Umrumda mı sanıyorsun piç herif ! Arkadaşının canı namlumun ucunda ve hala gevezelik yapıyorsun !" Yoongi'nin sakin ve soğuk ses tonu haykırmalara dönerken, Jimin'in malzemelerin arasından çıkardığı ve silahının namlusuna yerleştirdiği metali algılamaya çalışıyordum.

Bunu daha önce de görmüştüm. Bu...

Susturucu muydu ?

Onu öldürecekti.

Onu öldürecekti !

Son umudumuzun da kabusumuzun şafağında kaybolmasını izlemek istemiyordum. Asla.

"J-jimin ne yapıyorsun.."

Jimin, susturucunun ucunu bekçinin ağzına soktuğunda, bekçinin yüzü dehşetle gerilip bembeyaz kesildi ve gözlerindeki korkunun yoğunluğu gözler önüne serildi.

Yoongi'nin elleri arasındaki polis korkuyla kükrerken durmasını söylüyordu.

"JİMİN DU- !"

Taehyung'un kalın ve endişeli sesine karışan cılız sesin şiddeti başımı döndürürken gerilimi bir bıçak gibi kesti.

Bekçinin artık can barındırmayan bedeni yere yığıldı.

Taehyung

Jungkook'un korku dolu haykırışı bütün bedenimin duvarlarında yankılandı ve aklımı kaçırmama sebep oldu. Vücuduma sıçrayan kan, değdiği yerlerin korkuyla kasılmasına neden oluyordu. Dudaklarımın arasından titrek bir nefes döküldü. Umudum artık gözleri boşluğa bakan cesetten ibaretti. O artık yaşamıyordu.  Bakışlarımın değdiği her yer kırmızıya boyanmıştı ama tek ayrılamayan yer Jimin'in  kahverengileriydi.

Jimin öldürmüştü.

Saatler önce şefkatle dokunan adam, nasıl birinin canını almıştı ? 

İhtiyacım olan sesim kurumuş dudaklarımın arasından fısıltı gibi dökülüyor, Jimin'e ulaşmadan rüzgara eşlik edip hiçliğe karışıyordu.

Polis ise cesete her baktığında daha fazla ağlıyordu.

"Arkadaşın senin yüzünden öldü." dedi Yoongi. Başını geri attı ve derin bir nefes verdi.

"Jimin, arkada ip var, bunu bağlayalım. Ceseti de saklamamız lazım."

Jimin, günaha boyanmış ellerini pantolonuna sürdü ve memurun cansız kolunu tuttu. Ön kapıdan içeri sürüklediler.

O an hızla mutfağa girdim ve bir sandalyenin arkasında asılı duran kabanlarımızı alıp kendiminkini sırtıma geçirdim. Lavabonun altındaki dolabı açtım. Zihnim bulanıklığın sisine kapılmış olsa da, vücudum kontrolü bir temkinle hareket ediyordu. Deli gibi titreyen ellerimle naylon sepeti hızla yırttım ve çakıyı montuma yerleştirdim. Kaçmaya hazır olmalıydım, Hoseok ve Jin hyungu ormanda bulacaktım.

Sırtımı dikleştirdiğimde Yoongi ve Jimin mutfak kapısının önünden geçiyorlardı. O anda Jimin'in bakışları cebimde duran elime kaydı ve beni birkaç saniye izledi. Dışarı çıktıklarında, pencereden onları kontrol ettim. Jimin cesedi yere bırakıyordu, buraya geliyor olmalıydı. Görüş alanlarının dışına, mutfağın köşesine yürüdüm ve çakıyı cebimden çıkarıp tek güvenli yere, boxerımın içine tıktım. O an Jimin kapının eşiğini geçmişti.

"Montunu çıkar."

"N-neden ?"

"Banyoya." diye emretti. "Bir şey sakladığını gördüm. Banyoya git ve soyun."

jimin seks istiyor ve taenin çük gitti amk şjcdkşlcnöşsşsş Yakşamlar beyler ❤

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

jimin seks istiyor
ve taenin çük gitti amk şjcdkşlcnöşsşsş
Yakşamlar beyler ❤

BITTER WEIN 🌙 VMIN & YOONKOOKTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon