Ben:" Bundan sonrasını tek başıma halletmelisin, benim gitmem gerekiyor. Dikkatli ol."

Kız:" Teşekkür ederim, öleceğimi sanmıştım. Beni kurtardın."

Ben:" Yaşamayı hak ediyorsun, her insan gibi. Şimdi gitmeliym fazla vaktim yok."

Ben onu bırakmış ilerlerken arkamdan seslendi. " Adını öğrenebilir miyim.?" bir an duraksayıp kafamı ona çevirdim " Adım Sita." gülümseyerek bir kaç adım bana yaklaştı. " Sana melez prenses diyorlardı beni yanına getirirlerken. Tarih senden bahsedecek Sita, yolun açık olsun."

Ona gülümseyip son hızımla ormanın derinliklerine daldım. Gittikçe Dean'ı daha çok hissediyordum. Yakşa ve bir dünya vampir Dean'ı diz çöktürmüş başını öne eğdirmişti. Diğer tarafta ise kurt sürüsü vardı:

Yakşa:" Size bir barış hediyesi, Bu Vampir sizden birini almıştı. Bunu size hediye ediyorum. Ben yakşa, Vampirlerin tanrısıyım."

Kurtların gözü parlamıştı ağızları sulanmıştı. Yakşa Dean'ın üzerine yapmadığı birşeyi yıkıyordu Dean ise yalanlamaya çalışsada kimse onu takmıyordu. Kurtlardan biri konuştu " Onu zekle öldüreceğiz." Ardından tekrar gülümsemeye devam ederken diğer kurtlarla birlikte dönüşmeye başladılar. Daha fazla bekleyemezdim beklersem öldüreceklerdi. İçlerinde bir alfa yoktu sadece bir kurt sürüsünden ibaretlerdi. Birden onlara doğru koşmaya başladım tam ortalarına girdiğimde kırmızı kurt gözlerimi ve dişlerimi çıkartarak kurt sürüsüne doğru uluyup kükremeye başladım. Hepsi itaatkar bir şekilde oldukları yerlere sinip başlarını eğmişti. Tekrar insan görünümüne geldiklerinde bende tekrar normale dönmüştüm pençelerimi çıkartıp yakşayla karşı karşıya geldim. Kurtlar ise taraf seçmiş vampirlerle birbirlerine girmişti.

Yakşa bana doğru gelmeye başladığında. Dean'ı ayağa kaldırıp:

Ben:" Hemen buradan uzaklaş Dean. Hemen!"

Dean:" Seni almadan gitmem.!"

Ben:" Yaratıcın olarak sana emrediyorum Buradan uzaklaş Dean. Bir gün tekrar beni bulacaksın. Git."

Dean telaşla başını sallayıp hızlıca uzaklaşmıştı. Yakşa ise sinirlenmiş hızlıca bana gelmeye başladığında bende hızlıca ona doğru gittim. Ona yaklaştığımda bana attığı tekmeyle metrelerce havada uçmuş ağacın gövdesine çarpmamla yere düşmüştüm. Güçlüydü, olduğundan fazla güçlüydü. Tekrar ayağa kaltığımda ona doğru ilerleyip pençelerimi çıkarttım ona doğru ilerlediğimde çarpışmıştık aniden pençelerimi gövdesine geçirmiştim çıkarttığımda sırıtmaya başladı. Üzerindeki gömleği çıkartıp yaranın aniden geçtiğini gösterdi. Normal bir vampir bunu yaptığımda ölüyordu. Ama yakşa Vampirlerin efendisi ve tanrısıydı, ayrıcalığını bir kere daha göstermişti. Birden donakalmş onun gövdesine bakıyordum. tekrar işerleyecekken ormanın derinliklerinden çıkan diğer vampirler önümü kesti ikişer kişi kollarımdan tutuyordu bir diğeri ise arkama geçmiş beni gövdemden sarıyordu. yakşa ise sırıtıp beni izliyordu. yakşanın arkasından kurtların ve vampirlerin kapışmasını hala görebiliyordum.

Beni zor zapt eden 5 vampir sıkıca beni tutmş bırakmıyorlardı. laşabalık bir vampir grubu geldiği için yakşa tahminimce 18 veya 19 vampire yönelik konuşmaya başlamıştı.

Yakşa:" O piçi hemen buluyorsunuz. hangi deliğe saklandıysa cıkartıp getirin eğer buşamazsanız hepinizin kalbini sökerim."

Ben:" Onu bulamayacaksn , çoktan uzaklaştı hissediyorum. Tüm bunlar bittiğinde seni kendi ellerimle öldüreceğim."

Onunla alay edercesine konuştuğumu umursamayarak bana yaklaştı. dudağının bi tarafı kıvrışmış adeta söylediklerimi komik bulurcasına tek eliyle saçlarımı okşarak gözlerimin içine bakmış emin olurcasına konşmaya başlamıştı.

Melez PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin