6- MP

17.9K 682 24
                                    

"-Elena ben Dean" uzun zaman olmuştu duyduklarım bende şok etkisi yaratırken o an duraksadım. "-Dean uzun zaman oldu bana ulaştığına göre bi sorun olmalı.. "-Seni özledim görüşmemiz gerekiyor bi konu hakkında konuşmalıyız önemli! dedikten sonra "-tamam " diyerek telefonu kapattım..

1. Dünya savaşı Fransa

Orduda kayıplar çoğalıyordu cephede hemşirelik yapıyordum uzun bir hayatım vardı ve işe yarar şeyler yapmak adına orduya katılmıştım askerler ağır yaralı geliyordu bazılarını kaybediyorduk iyileşenler ise çok fazla hareket edemiyordu... Deanı ilk o zaman gördüm askerler çoğu zaman kaba oldukları için Dean ın kibar oluşu bizi şaşkına çeviriyordu.

Deanın cepheye gittiği gün olaylar şiddetini arttırmıştı Deana karşı hep sempati beslemiştim korumacı tavrı hoşuma gidiyordu. Deanını çadıra ağır yaralı getirdikleri an yaşama şansının sıfır olduğunu o an anlamıştım yaralıyken bile bana dönüp "-şşş ölüyorum ama bak üzülmek yok ölmezsen sağ kalırsan ki sen çok güçlü bi kızsın kendine çok iyi bak dikkatli ol. Canım çok acıyor ama birazdan tatlı bi uyku bedenimi sararken elimi tut yalnız ölmek istemiyorum" dedi. " ... İlk defa biri ölürken bu kadar üzülüyordum , kalp atışlarımı kulağıma ince bi sızıyla gelirken ona veda edemeyeceğimi çoktan kavramıştım. Deanın elini bırakarak ona döndüm "- Vedaları hiç sevmem Dean üzgünüm yapamayacağım. Birazdan canın çok yanabilir bunu ilk defa deniyorum üzgünüm çok üznüm"  Dean bana acı içinde kıvranarak ne dediğimi anlamamış gibi kaşlarını kaldırarak baktı yattığı sedyenin yanındaki perdeleri örttükten sonra ona döndüm .. 

Devasa dişlerimi çıkartıktan sonra gözleri fal taşı gibi açılmıştı ona aldırmayarak birden boynuna gömüldüm o çığlık attıkça kanının son damlalarına kadar içmem saniyelerimi almamıştı.. ÇAdırdaki çoğu asker yaralarını dikerken çığlık attıkları için kimsenin aldırmayacağını biliyordum.. 

Kolumu kesip bileğimdeki kanı  onun boğazına doğru tuttum yeteri kadar kendi kanımdan verdiğime emin olarak bileğimi çektim çekmemle kesiğin kapanması bir oldu. Deanın kalbi durmuştu korkuyordum işe yaramayacağını düşünerek tedirgin oluyordum hava karanlıktı dönüşüm geçirse bile bu bi kaç saatini alırdı bedeni kendini toparlamalıydı. Bi kaç saat sonra güneş doğacağını bildiğim için onu burada tutamazdım dönüşse bile güneşin ışınlarından dolayı küle dönerdi. Perdeleri açtım kimsenin burada olmadığından  emin olarak Deanı dışarı çıkartacaktım. Etrafa baktığımda bi kaç uyuyan yaralı askerden başka hiç birşey yoktu.

Deanı kucağıma alarak vampir hızımla onu çadırın arka tarafından çıkarttım ormanın içinde koşturmaya başlamıştım neyse ki etrafta kimse yoktu. Deanı yere yatırdım ellerimle toprağı kazmaya başladım yaklaşık bi kaç dakika sonra işim bitmişti Deanı alıp açtığım mezarın içine koydum ancak burada bu şekilde koruna bilecekti onu içeri gömerken hem korkuyordum hemde seviniyordum. Yaşamasını çok istiyordum Dean a değer veriyordum ve o benim kanımdan olacaktı. Korkuyordum çünkü vampir mi yoksa kurt mu olacağını neye dönüşeceğini bilmiyordum..

Kazığım hendeğin başında sabaha kadar beklemiştim ama Deanın yok olmasından sonra benimde ortalarda görünmemem şüphe çekmesin diye çadıra geri döndüm..

Hava kararmaya bağladığında üzerimdeki beyaz elbiseyi çıkartarak Binici kıyafetlerimi giyerek  arka tarafta bekleyen atıma atladığım gibi ormana girdim kazığım hemdeğin ne tarafta olduğunu daha dün geceden aklıma kazımıştım atımla hızla giderek Deanı gömdüğüm yere geldim sabırsız bi şekilde atımdan  atlayarak hendeği kazmaya başladım. Deanı bulup hendekten çıkarttım biraz bekledikten sonra parmaklarını oynatında içimden bir ohhh çektim o yaşıyordu ve ben çok mutluydum biraz bekledikten sonra kendine geldi "-Ne oldu nerdeyim ben "   "-Ormandayız iyisin. Nasıl hissediyorsun Dean"  "-Bilmiyorum iyi hissediyorum aynı zamanda tuhaf"  ... Sesi kısık ve tiz çıkıyordu etrafına bakıp neler olduğunu kavramaya çalışıyordu. "-Açmısın"  diye sordum o an birden boğazını tuttu inleyerek çok açım dedi. Onu vampir yapmıştım kalbinin atmamasından anlamalıydım yaşayan birini kurtken ısırırsam kurtadam yapardım ama ölen biri kesinlikle vampir olurdu..

"- Dean kalk hadi gidiyoruz ".  "-Savaş bitmedi hem nereye gidiyoruz neler oluyor neden buradayım neden böyle inanılmaz hissediyorum"  "-Dean bak ben sandığın gibi biri değilim belki bana kızacaksın ama seni değiştirdim sadece yaşamanı istiyordum " . Diyerek ne varsa anlattım. Bana başta çok tepki versede oda bunu kabullenmişti. Ata binmemize gerek yoktu inanılmaz hızlıydık zaten ona atın kanını içmesini söyledm başta tereddüt etti ama inanılmaz açtı ve başka çaresi yoktu cephede savaşan askerlere yönelmesini kendini ifşa etmesini istemiyordum... Onunla birlikte Fransadan İngiltereye geçtik ve orada beraber yaşamaya başladık.. Uzun zamandır yaksha dan haber alamıyordum ama o istediği an zaten beni bulurdu ... Deanla günler geçerken  Tek sorun onun bitmez tükenmez açlığıydı ona yardım ediyordum ilk önce insanlardan besleniyordu sonra hayvanlardan beslenmesini istedim  ne istiyorsam yapıyordu biraz zaman geçtikten sonra isteklerimi ben istediğim için yapıyordu o bunu  istemiyordu o an aramızda bi bağ olduğunu anlamıştım onun yaratıcısı bendim ve bana bağlıydı bunu kullanarak yıllarca onu insan katili olmaktan uzak tuttum ama Yaksha geri döndüğünde işler değişmişti....

---------------

Telefonu elime alarak Deanı tekrar aradım ve onun gündüz çıkamayacağını bildiğim için benim evime yakın bir yerde görüşmeyi teklif ettim.. "-Dean  ben  75. caddenin batısında kalan Malibu bardayım orada görüşelim   "-Geliyorum"  diyerek telefonu kapattı ..  Öğrenmem gerekenleri öğrenmeliydim iki günde yeterince ifşa olmuştum yaksha nın beni bulması an meselesi gibiydi..  

Beni neler beklediğini Deandan öğreneneceğim aklımdan geçmezdi...

----------------

Çalıştığım için sadece geceleri yazabiliyorum :( 

Melez PrensesWhere stories live. Discover now