SERSERİ.

Gelini Öpebilirim.

Merhaba,uzun zamandır bölüm atamıyorum farkındayım.

Dün bölümlerimi okuduğumda yazım yanlışları olduğunu,kısa ve betimlemelerin eksik olduğunu fark ettim. Affınıza sığınarak düzeltmeye çalışacağım diyorum ve sizi çok öpüyorum. Yine upuzun bir bölüm oldu. Keyif alarak okumanız dileği ile...

Bölüm şarkısı: Duman- Kırmış kalbini

Gözlerim aradığımda tanıdığım ruhsuza avize ile göz göze geldim. Yatakta doğru olduğumda odaya loş havasını veren ışığın içerideki odalarının birinden yansıdığını fark ettim. Kısık gözlerle etrafa bakarken ateşin nerede olduğunu düşünüyordum. Yavas hareketlerle ayağa kalktım,önce bir kendime baktım dolabın kirli aynısından. Cılız Işık yettiğince kendimi seçmeye çalıştım aynada. Uzun siyah tişörtüm,uyumaktan şişmiş gözlerim,dağınık saçlarım... Bu tabloyu sevmemiştim. Kendime bakmayı kesip ağır hareketlerle odadan çıktım. Gözlerimle etrafı incelemeye başlamıştım ki,kapı kapanma sesi ile irkildim. Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Ateş'i gördüm. Uykulu gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. Üzerindeki ütülü siyah takım elbisesi,büyüleyici parfüm kokusu, bileğindeki gözlerimi alacak derecede parlak saati ile muhteşem görünüyordu. Yüzümdeki şaşkın ifade ile yanına gittim. Oda bunu fark etmiş olacak ki,gamzelerini belli ede ede gülümsedi. "Günaydın..."

"Çok... Çok büyüleyici görünüyorsunuz bayım. Bunu neye borçlusunuz?"diye sordum kinayeli bir ses tonu ile.

"Şirkete gidiyorum." Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapatıp,devam etti sözlerine. "Ve benim güzel sevgilim,bana kravat seçer mi?" diye sordu bana cesurluğu öğreten,hüzünün paylaştıkça hafifleyeceğini öğreten adam... Dediklerine gülümsedikten sonra koluna girip onu yatak odasına sürüklemeye başladım. Tek elimle kapıyı ittim,içeriye girip dolabın karşısına geçtiğimizde yansımamıza baktım. Biraz tatlı mı görünüyorduk sanki? Benim hem uykulu hem heyecanlı yüzüm,Ateş'in ise hem takım elbisesi hem de gülen yüzü... Ateş boğazını temizledi bir anda.

"Hadi hatun. İşe geç kalıyorum,"diyerek yanıma geldiğinde güldüm. Ateş bu günlerde çok mutlu diye geçirdim içimden. Gözüm bir kravat takıldı az önce. Hemen ateşin boynuna tuttum,gözlerimle nasıl göründüğüne bakarken o da dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. "Olmadı,"diyerek kravatı rastgele fırlattım. Siyah,beyaz çizgili güzel ve modern duranı aldım bu sefer. Ona doğru tuttuğumda yakıştığını gördüm. Gördüm de,bu adama her şey yakışıyordu. "Sizi benden alacaklar diye çok korkuyorum bayım. Eve mi kitlesem sizi?"diye sorduğumda dudağı kıvrıldı. "Sen de gelirsen..."Dedi tek kaşını kaldırarak. "Neden olmasın ?" Güldüm bu dediğine. Bir şey demeden siyah ceketin altındaki beyaz gömleğin yakalarını kaldırdım. Kravatı yerleştirdim,bağladım. Yakasını da düzelttikten sonra yanağına küçük bir buse kondurdum.

"Ben uyuyacağım sevgilim. Sen kaçta geleceksin?"diye sordum uyku sersemi ona bakarken. Aynı zamanda dolabın kapağını kapatıyorum. "Öğlen olmadan,"diye cevap verip elimi tuttu. Beni peşinden yatağa sürüklerken uykulu uykulu onu takip ediyordum. Yatağın yorganını kaldırıp beni yatağa yatırdı. Üzerimi örttükten sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Oradan çeneme sıra sıra öpücük kondurmaya başladı. Boynuma indiğinde öpecek sandım,seslice üflediğinde anı bir gıdıklanma hissi ile gülmeye başladım. "Ya Ateş..." Gülüşlerimin içinden ateşe durması için yalvarıyordum. Durduğunda yanağıma uzun bir öpücük kondurdu. Ve ağır adımlarla odadan çıktı. Gidişini izlerken sanrım uydum.