Cesaret mi? Esaret mi?

4.1K 192 15
                                    

Selam. Bölümleri hızlı atmamın sebebi hızla büyüyor olmamız. Oy sayısı az olsa bile Görüntülemeler yükselmekte. Bu arada genç kurguda neler popülere girdik. Diğer bölümde de söylemiştim aslında ama neyse.

Bunun için hepinize teşekkür ederim. İyi ki varsın.

Yorum çok fazla yok. Bu yüzden biraz morelim bozuk. Sizden yorum yapmanızı istiyorum. İnanın üç saniye alır. Olsun. Sizin beğenmeniz benim için önemli. Sadece okumanız bile yeter. Kimseyi zorlamak istemiyorum ama emeğimin karşılığını alamıyorum gibi hissediyorum...

Bölüm şarkısı: Avril Lavigne- complicated.

Multide serserinin eski kapağı var.

İyi okumalar serseri ailesi 🐼

"Geçti. Kalk bakalım." Sesiyle gözlerimi açtım. Saçları ıslak bir Ateş'le karşılaştım. Gözlerimi tekrar yumdum. Açtığımda incelendiğini fark ettim. Ateş'ten gözümü alıp havaya baktım. Gece olmasına rağmen,koyu lacivert bir rengi vardı. Havada bulutlar çok fazlaydı. Yıldızların beyaz kısımları bulutlara kaplanmıştı. Dudaklarımı ıslatıp,kafamı Ateş'e çevirdim. Kalkmak için hareketlenirken kafam onundan kaydı. O zaman fark ettim, saçlarım ıslaktı. İçimdeki esneme duygusu ile gözlerimi yumup esnedim. Kafamı kaldırıp Ateş'e baktım. Göz bebekleri büyümüştü. Rengini sert siyaha çevirmişti sanki.

"Polisler gitti mi?"

Soruma kafa sallayarak cevap verdi. Derin bir nefes alarak üzerimdeki tozu dilememekte başladım. Saçlarıma baktığımda çok kötü durumda olduğunu fark ettim. Dehşetle hapşırdığımda Ateş kaşlarını çattı. Göz devirip arkasına bakmadan yürümeye başlayınca kaşlarımı çatıp bağırmaya başladım.

"Sen busun işte. Ateş! Şimdi ne oldu! Hey,beni duymuyor bile!" Diye bağırıp aniden ayağa fırladım. Ona yetiştiğimde, "Neden benim mekanıma geldin. Her şey senin suçun." Kaşlarımı iyice çattım. "Siren sesleri geliyordu." Devamını getiremeden lafımı bölmüştü. "Kaçabilirdin değil mi?" Diye sorduğunda gözlerimi devirdim. Arkamı dönüp yürümeye başladığımda sert sesi ile durdum.

"O duvarın orada bekle! Bu gece!"

***

Gözlerimi tekrar açıp baygın bir şekilde tahtaya bakmaya başladım. Gözlerimi ovuşturup kafamı yana çevirdim. Gözlerini etrafta dolaştıran Zeynep'e baktım. Gözlerimiz buluşunca yanaklarını şişirdi. Sıkıntıyla nefes verdim. Tekrar hapşırdığımda iki üç kişi bana bakıyordu. Sinirle sıranın üzerine yattım. Kalemi elime alıp defteri tek elimle açtım. Salak salak çizimler yapmaya başlayınca Zeynep kahkahayı bastı. Zeynep aniden susunca hocanın bakışlarının bizde olduğunu fark ettim. Sustum ve biraz sıramda dikleştim. Tahtaya bakılırsa baya yazı yazacaktım. Daha doğrusu yazacak mıydım? Ne oluyordu bana böyle? Yazmaktan üşenmezdim ama hiç keyfim yoktu. Başım ağrıyor ve gözlerimi açamıyorum.

Ön çaprazında oturan Ateş'e kaydı bakışlarım. Ah,doğru ya! Gece Ateş sokaklarına (!) davet etmişti beni. Artık gerçekten korkuyordum. Yakalandığını fark ettiğimde derin bir nefes alarak başımı Zeynep'e çevirdim. Uykumu açan zilin sesi oldu. Saçımı başımı düzeltip sıradan kalktım. Kapının açılmasıyla bizim yaşlarımızda bir çocuk içeriye girdi. Sınıfta göz gezdirip bana baktı. Yanıma gelmeye başlayınca kaşlarımı çattım.

"Sen Nazlı olmalısın?"dediğinde gözlerimi kısıp kafamı salladım.

"Müzik hocası seni çağırıyor. Aşağıda müzik odasında."

SERSERİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin