Yağmur Yağıyor

4.5K 196 14
                                    

Bu bölümü sedacgdm 'E ithaf ediyorum. Onun kitabında okumanızı tavsiye ederim.

Bu gün neler popülere girdiğimizi fark ettim. Çok Mutlu oldum saolun. Evet Miraç'o değiştirdim. Multi güzel oldu be ;)

Bölüm şarkısı: Avril Lavigne- wish your were here.

Oy vermeyi unutmayın.

İnstagram sayfamız: wattpad.serseri

Hemen bölüme geçiyorum. :))

İyi okumalar serseri ailesi🌙

Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Serseri gitmişti sanki,yerine küçük bir çocuk gelmişti. Ateş'e gözüm kaydığında sigara içtiğini gördüm. Boğaz'ına baktığımda çok derin içtiğini fark ettim. Canı yanıyordu. Onun elinden sigarayı alsam,başka bir paket çıkartacaktı ve benim paketi alamayacağımı biliyordu. Acısına acı kattığının farkında değildi.

Sigarasını yere atıp son dumanı üfledi. Gözlerim dumanlara kayarken yayılışlarını izledim. Mavi gökyüzüne zehirler tek tek gidiyordu. Gökyüzünü severdim. Huzuru bulduğum tek yerdi. Belki nefes almamı sağlayan koskoca mavi bir gök. Ama sonra griye çalmış siyah dumanlar göğe gidiyordu. Ama bir süre sonra duman yok olup gidiyordu.

Gözlerimi kırptım. Derin bir nefes aldıktan sonra beklemeye başladım. Oturduğum soğuk yerden kalkıp,Ateş'in başında dikildim. Yerden kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Çok yumuşak bakıyordu gözleri. Bomboştu ,biliyordum. Sigara izmaritine takıldı bir ara gözüm. Ayağımın ucuyla hâla yanmakta olan izmariti ezdim. Ayağa kalkıp yürümeye başlayınca bir süre şaşkınca gidişini izledim. Yerdeki toz toprak olan çantamı alıp ona yetişmeye çalıştım. Yanına geldiğimde bir sigara daha yaktı. İçmemesi gerekliydi. Ciğerleri mahvolacaktı,dinlemezdi ki.

"Neden korktun?"

Kafamı sağa çevirip anlamsızca saçlarını izledim. Cevap veremezdim. Ya kendine ya da Emre'ye zarar verecekti. Bu yüzden mi korkmuştum yani. Bunu ona söylemek istemiyordum. Sonuçta nedenini bilmediğim-en azından benim-bir neden yüzünden kavga etmişlerdi. Sanırım Ateş'in çizdiği annesiydi. Ne olmuştu? Kim,onu bu kadar üzecek bir şey yapmıştı?

Üşümüştüm. Hava kararmaya başlamamıştı ama buğulu bir nefesi vardı. Burnumu çekip ellerimi ince montumun cebine koydum. Ellerim üşümüştü. Yürümeye devam ettiğimizde etrafa göz gezdirdim. Caddeye çıkmıştık. Buradan daha uzağa gidersek evin yolunu bulamaya bilirdim.

"Burnun kızarmış!" Dediğinde ona gitmem gerektiğini söylemek için açtığım ağzımı kapattım. Göz devirerek "Üşüdüğümde hep kızarır." Defimde bir laf etmemişti. "Benim gitmem gerek. Buraları bilmiyorum,annem. Kızabilir." Dedim ve kafamı ona çevirdim. Kafasını sallayıp ellerini cebinde sokup yürümeye başladı.

Eve geldiğimde annemin gelmiş olduğunu gördüm. Çantamı yere atıp odama çıktım. Annemle aramız iyi değildi. Ateş yüzünden küçükte olsa tartışma yaşamıştık. Annemin üzülmesini istemiyordum ama Ateş'i tanımıyordu. Nesini tanıyacaktı ki? Annem Ateş'i sevmemişti. Kimse neden görmüyordu içindeki şu masum çocuğu. Madem masumdu iyiydi,neden o kadar pisliğe bulaşmıştı.
Kafamda çok soru vardı. Kim Ateş'i bana anlata bilirdi? Bir dakika. Okulda Ateş'i tanımayan yoktu. Semih bilebilir miydi? Onun maçına bir kaç gün vardı. Sanırım çalışıyordu. Ateş için, veya benim için Ateş'in geçmişini öğrenmem lazımdı. Telefonumu elime alıp Semih'in numarasını tuşlamaya başladım. Yazıp,yeşil butona bastım ve kulağıma götürdüm. 'Dıt' sesleri iki kere çaldıktan sonra Semih'in sesini duydum.

SERSERİ.Where stories live. Discover now