Gitme,yanımda kal.

4.8K 218 23
                                    

Bölüm şarkısı: Pera sensiz ben!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm şarkısı: Pera sensiz ben!

Biraz aşşağılarda yıldızlar var. Ondan sonra kavga başlayacak. Yani ondan sonrasında okuyabilirsiniz. Bir okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız zaten. 🌟🤗🤗🤗

İyi okumalar serseri ailesi💫


Ne kadar Ateş'ten korksam,nefret etsem,kızsamda.. Ateş bana iyi geliyordu. Sinirlendiğim zaman sakinleştirmesine kadar tanıyordu beni,sanki. Alışmış mıydım? Biraz. Daha iki gün önce korktuğun adam,kurtarıcım olmuş çıkmıştı. Bu iş,iş değildi. İkimizin bir ortak noktası vardı. Yoksa hayatta geçinemezdik. Ne ara biz olmuştuk ki ki geçinecektik. Ne saçma şeyler düşünüyordum ben. 'Biz' ne demekti? Hah,ben o serseriyle anlaşamıyordum.

Hayır. Bal gibi de anlaşıyordum. Sonuçta onun ayağına gidip yapmak istediğim spreyi veya başka şeyleri yapmasaydım. Yani onun yanına gitmeseydim. Her şey çok farklı olurdu. Veya Ateş,benimle konuşmazdı. Bunu ben mi istiyordum yani? Ateş ile zaman geçirmek. Kulağa korkunç geliyordu. Normal bir şeyler yapmıyorduk ki. Serseri gibi duvarı boyuyorduk. Ne yani!? Bende ona benziyordum. Aman ne güzel. O zaten serseriydi. Asi,sinirli,çekici,korkunç Ateş. Adı çok garipti. Benim bildiğim, Ahmet veya Mehmet. Ama onun her zerresi bir tutam tehlike içeriyordu. Bazen,' Dikkat edin tehlike çıkabilir' deyip insanları uyarmak geliyor içimden. Tamam. Sadece şakaydı.

Yatakta doğrulup masanın üzerinde duran telefonumu aldım. Daha çok erkendi. Bir saat önce ezan okunmuş olmalıydı. Kalkıp banyoya doğru ilerledim. Işığı açıp banyoya girdim,aynanın önünde durdum. Dün,güzeldi. İkimizde birbirimize iyi geliyorduk. Bir serseri ve Nazlı. Kulağa ilginç felsefe çizdiklerimiz veya yazdıklarımız çok güzeldi. Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Artık kış gelmişti. Bedenimi sıcak tutacak bir şeyler gerekiyordu. Siyah,yüksek bel bir kot giydim. Üzerine çok sevdiğim pembe,üzerinde siyah küçük kalpleri olan bir kazaktı. Üzerime geçirdikten sonra dün akşamdan çantamın içine koyduğum,sınav kitapları ve vesaire ile dolu olan çantayı omzuma taktım. Babam ve annem gitmiş olmalıydı.

Kaç gündür doğru düzgün kahvaltı yapmıyordum. Bu sorunu es geçip kabanımı giydikten sonra evden çıktım. Kafamı kaldırıp sokak lambasına baktığımda gülümsedim. Küçük,az olsada kar yağmaya başlamıştı. Umarım devam ederdi de.

Okula yaklaştığımda içeriye tek tük öğrencinin girdiğini fark ettim. Okulun içine gireceğim sırada simitçiyi fark ettim. Bilindik bağırmasıyla insanlara bakıp yürüyordu. Ellerini başının altında,simitleri tutan kahve tonlarında bir başlık bardı. Ona seslenip bir simit aldım. Parasını ödedikten sonra okulun bahçesine adımımı artım. Zeynep yoktu. Her zamanki oturduğu veya beni beklediği banka bu sefer ben oturdum. Simitimi yemeye başladım.

Zeynep'in attığı mesajda hasta olduğu ve bu gün okula gelemeyeceğini yazmıştı. Bende simiti bitirdikten sonra okula girmiş,sınıfımızın olduğu katta yürümeye başlamıştım. Panoda gördüğüm kadarıyla Semih'in maçı yarındı. Gitmek istemiyordum ama onu kıramazdım. Bu yüzden giderdim illaki. İnşallah Zeynep iyileşirdi. Yoksa tek başıma hayatta gidemezdim.

SERSERİ.Where stories live. Discover now