Okuldaki Arda'nın da değişip değişmediğini zaman gösterecekti. Biliyorum, kampüs içerisinde yine Tuna ve Yeşim olacaktık.

Bu dağ evinde yaşadığımız yakınlaşmadan sonra kendimizi daha fazla kontrol etmemiz gerektiğinin de farkındaydım. Ancak, ilişkimizi herkese gerçekten ilan etmek isteyip istemediğinden emin olana kadar, rollerimize devam etmeyi tercih ediyordum. Yine de, bu yolda açık vereceğiz diye de geriliyordum.

Aslında herkesin öğrenmesi beni de zora sokacaktı ama Arda için daha zordu. Sonuçta kaç yıldır Belalı iken, bir anda Sevdalı olamazdı. Bir süre daha bu oyunu sürdürmemiz gerekecekti.

Dürüstçe kabul etmeliyim ki, hoşuma da gitmiyor değildi. Herkesin bizim birbirimizden nefret ettiğimizi zannetmesi flörtümüzü daha eğlenceli kılıyordu. O kalabalığın ve hayatın gerçekliği içinde, biz herkesten uzak ve izole, kendi küçük dünyamızı yaşıyor, 'biz' olabiliyorduk.

"Daldın canım, o güzel aklından neler geçiyor?"

Kullandığı sevgi sözcüğünü duyduğumda hafifçe gülümseyerek karşılık verdim. "Kampüste oynamak zorunda olduğumuz oyunu düşünüyorum."

"Biliyorum biraz can sıkıcı bir durum. İstemiyorsan oynamak zorunda değiliz. İstersen kampüse el ele girelim, kafeteryanın ortasında ben seni öpeyim, birbirimize 'aşkım' diye seslenelim."

Dönüp yüzünü incelediğimde ciddi bir ifade göreceğimi zannettim ama alaycı gülümsemesini gördüğümde şaka yaptığını anladım. Belki de sadece tepkimi görmek istiyordu.

"Güzel bir hayal." diyerek gerçekte ne istediğimi belirtmek istedim.

"Eğer istersen, hayal olmak zorunda değil." Hala sırıtıyordu.

"Bana bu konuda şaka yapma lütfen." dedim hafifçe kaşlarımı çatarak.

"Pelin, ben şaka yapmıyorum. Eğer sen gerçekten istiyorsan..."

Daha bir süre önce, evinde yaptığımız kahvaltıdan sonra bu oyunu sürdürmek istediğini söylemişti. Sırf ben istiyorum diye, bunca zamandır okulda elde ettiği prestiji bir kenara atmasına izin veremezdim. Tekrar mutsuz olduğunu görmek, beni de mutsuz edecekti.

"Hayır Arda, şu anda istemiyorum.Yine de ince düşüncen için teşekkür ediyorum." Sonra sesime neşeli bir hava kattım. "Ben bunu açıkçası eğlenceli de buluyorum. Hem zaten sen birkaç aya kadar mezun olacaksın. Olay kendiliğinden çözülecek."

"Pekala nasıl istersen. Ayrıca Kaan ve o arkadaşı da biliyor. Ya onlar açık verirse?"

Burak'ın lafı geçince elimde olmadan hüzünlendim. Olaylar bu şekilde gelişince dostluğumuz çok hasar almıştı.

"Daldın Pelin."

"Efendim?" Sonra Kaan ve Burak'ın ilişkimizi bildiği ile ilgili cümlesini hatırladım. "Ha evet. Bir şey söylemeyeceklerine söz verdiler. Burak'ı sevmediğini biliyorum ancak her şeye rağmen bir zamanlar arkadaşımdı."

Arda'nın suratının karardığını gördüğümde hemen lafı değiştirip devam ettim. "Hem onlar kampüsün diğer tarafındalar, seni ve beni esas tanıyanlar kampüsün bu tarafında. Birden tüm gözleri üzerimde hissetmek istemiyorum." diyerek durumu toparladım.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin