"Bak burası şehirin dışında ve ben şu anda merkeze bir yere gitmiyorum,varmam gereken yerede az kaldı ve artık bir karar vermelisin"

Buradan inse bile yine otostop çekmek zorundaydı ki herkesin peşine düştüğüne emindi buluna bilirdi ve bunu riske atmak istemiyordu Hazal.

"Son bir şey rica edebilir miyim?Üzerimi değiştirebilir miyim?Eğer gideceğin yer müsaitse?"

Şimdi hayır dese indirse yolda vicdanı rahat etmeyecekti nereden çıkmıştı ki bu kız sanki karşısına?Üstelik babaannesinin çiftlik evine gidiyordu ve bir sürü soru sorulacaktı şimdi herkes evlenmesi için baskı yaparken birde bu kızı görünce iyice kötü olacaktı ama anlaşılan başka çaresi yok gibiydi.

"Üzerini değiştirdikten sonra çekip gidiyorsun beni daha fazla uğraştırma!"dedi Akın.
Hazal sadece başıyla onaylamıştı.Biran önce buradan uzaklaşmak istiyordu biran önce.

###

Kıyamet kopuyordu evde evet bildiğiniz kıyamet kopuyordu.Murat Çınar her yeri birbirine katıyordu.Ee kolay değildi düğün günü terkedilmişti adam, ki Murat Çınar gibi bir adamı tekretmek her yiğidin harcı değildi.
Odanın kapısı açıldığında içeriye daldı Murat ve adeta bir azgın bir boğa gibiydi.

"Sen biliyorsun değil mi?Nereye gittiğini biliyorsun!"diyerek bağırdı genç adam.Öyle bir kükrürüyordu ki tam bir aslan gibiydi, en azından İpek böyle düşünüyordu.

"Konuşsana kuzeni değil misin sen?Üstelik çok yakınsınız!Biliyorsun  nereye gittiğini değil mi?"

Evet Hazal kuzeniydi amcasının kızıydı ve çok yakınlardı.Bu kaçma işinde de elbette yardım etmişti kuzenine, ancak bunu Murat'a elbette açıklamayacaktı.Hatta onun böyle delirmesi, öfkelenmeside öyle hoşuna gidiyordu ki.

"Hiçbir şey  bilmiyorum ben,bağırma yüzüme yüzüme!"

Murat bir anda kolundan tutup duvara doğru ittirdiğinde,İpek acıyla kıvranırken Murat sinirden deliye dönmüş durumdaydı.

"Yoksa bana olan ilgini mi anladı!"

Genç kızın, acıyla buruşan yüzü şaşkın bir hâl almıştı şimdi.Şaşkındı çünkü Murat'ın sorduğu bu soru beynini yakmıştı.

"Ne saçmalıyorsun sen?"diyerek çıkıştı İpek.

"Bana olan ilgini anlamayacak kadar gerizekalı mıyım sence!"

Anlamış mıydı?O kadar çok mu belli etmişti?
İpek, gözlerini kaçırıp uzaklaştı hemen ondan.Gerçekten inanamıyordu nasıl böyle bir şeyi farkederdi bu adam?Halbuki ondan uzak durmak için o kadar çabalamıştı ki.Doğru düzgün aynı ortamda bulunmamak için bile büyük bir savaş vermişti içinde.Nasıl anlaya bilirdi? Hoş, Murat Çınardan bahsediliyordu.
Oldukça akıllı ve zeki bir adamdı.

"Sana ilgim falan yok!Hazal'ın yerinide bilmiyorum"

Murat öfkeyle tekrardan üzerine gelince İpeğin eli ayağı birbirine girmişti.Nasıl girmezdi!Manyağın tekiydi kesinlikle.

"Eğer senin yüzünden kaçtıysa yemin ederim mahvederim seni!"

Bir insanın canı ne kadar yanabilirdi ki?Sevdiği adam karşısındaydı ve Hazal için  kendisini mahvedeceğini söylüyordu,daha kaç kere kırılacaktı bu kalbi?Daha kaç kere o kalbi tamir etmek için uğraşacaktı?

"Benim yüzümden değil seni sevmediği için kaçtı kız bunu anlamıyor musun bunu?Hazal seni hiç sevmedi,sevmeyecekte!"

Murat asla normal bir insan değildi.Öyle sert ve öyle bencildi ki kimseyi sevmeyen, takıntılı ,ruh hastasının tekiydi işte.Ama İpek  biliyordu. Murat'ın içinde bir yerlerde iyilik olduğunu biliyordu.İyi bile olmasa seviyordu, iyiyi herkes severdi, peki kötüyü?Kötüyü herkes sevebilir miydi?

TUTSAKजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें