Hala içimdeyken beni kendisiyle birlikte yatağa atıp içimde gel git yapmaya başladı o kadar hızlı ve güçlüydü ki kendimiZden geçmiştik hırıltılarımız bütün odada yankılanıyordu pençelerimi yatağa geçirmiştim. O içimde gel git yapmaya devam ederken yatağı parçalmayı ihmal etmiyordum. vücudumun her yerini pençeleriyle adeta parçalıyordu yatak parçalanmış ve kan gölüne dönmüştü bile gel gitlerin sayısı artmıştı o kadar hızlıydı ki bu his inanılmazdı . Defalarca boşalmıştık ama hiç durmadan devam ediyorduk. Zirvedeydik ve inmeye niyetimiz yok gibiydi. yatağın üzerini ve kenarlarını süsleyen tül perde sarsıntıdan dökülmüştü . hala bacaklarım kalçalarındaydı ve üzerimde gel git yapmaya devam ediyordu pençelerimi sırtına bastırıp bacaklarımı kalçalarından çözerek altından kalkmayı başarıp bu defa üzerine çıkmıştım aşırı güç uygulamak zorunda kalmıştım çok güçlüydü. Erkekliğini tamamen içimde hissediyordum. bu defa onun bana yaptığının aynısını ona yaptım , üzerinde ritmik hareketlerle zıplamaya başladığımda zevkten deliye dönmüştük. hiç yorulmadan saatlerce bu şekilde devam ettik. günlerce içimde kalsada olurdu ne o nede ben hiç yorulmak nedir bilmiyorduk.

Hava aydınlanmıştı iyice sabah olmuştu. şimdilik bu kadar yeter diyerek son boşalmamızdan hemen sonra ondan ayrılıp yanına uzanmıştım. Kollarıyla beni sardığında " Sana sita mı demeliyim , elena mı?" hala nefes nefeseydik nefesimi düzene sokarken hafif kıkırdamıştım. " ne dediğinin hiç önemi yok. Bana istediğini söyleyebilirsin chuck." nefesimiz düzene giriyordu yavaş yavaş birbirimize bakmıyorduk. Sırtımı ona dönüp yatağa iyice yayıldığımda. Karnımdan tutup brni iyice kendine çekti. Onu seviyordum. Hissettirdiklerini seviyordum. Yasak meyve cazibesindeydi.

Yorgun değildik ama ikimizde gözlerimizi kapatma isteğiyle doluyduk. Kötü bir gece geçimiştik. Bu durumlara ben alışıktım ama o değildi. Birden kaosun içine düşüp birde düşman edinmişti. O nu belkide hiç oraya götürmemeliydim. Bilemiyorum.

Uyandığımızda hava kararmaya başlıyordu. Hala kollarındaydım. İlk önce ben uyandım. , kollarında biraz kıpırdandığımda onuda uyandırmıştım. Uzun zamandır bu kadar derin uyuduğumu hatırlamıyordum. " Elena, burada kıyafetim yok biliyorsun değil m, İstersen çıplak gezebilirim ama aşağıdakilerin bu manzarayı seveceğinden emin değilim." hala sırtım ona dönüktü. Dülerek ona doğru döndüm "Chuck, bunu aklından bile geçirme. Bekle sana dean'ın kıyafetlerinden birşeyler getirebilirim. Dünya kadar kıyafeti var." Bana bakıp keyifle sırıtmaya başladı. Kollarından sıyrılıp karşıda duran genelde giydiğim gündelik bi kaç kıyafetin bulun dolaba gidip bi kot şort siyah bir tişört kırmızı siyah kareli bir gömlek alıp. Çekmecede duran iç çamaşırlarımla birlikte giyinmeye başladım. " Çok aşırı giyinmemen çok hoş. Çıkartırken çok uğraşmak zorunda kalmayacağım. " Ellerini başının altında birleştirmiş keyifle bana bakıyordu. Arsız bi çocuk gülümsemesi vardı. Yanımda olduğunu bilmek inanılmaz mutlu ve güvende hissettiriyordu. O sırıtırken kapıyı açıp kendimi koridora attım. Koridordaki odalardan biri Dean'ın kıyafet odasıydı. İçeri girip iç çamaşırı çorap lacivert bi kort beyaz bir t-shirt alarak odadan ayrıldım. Bunların Chuck'a uyacağından emindim. Dean ile kalıpları hemen hemen aynıydı.

Odaya geri döndüğümde içeride yoktu. Duşta olduğunu fark edince kapıyı aıp ona aşağı ineceğimi söyledim. " Duşta yer var , hani gelmek istersen diye söylüyorum." gülümseyip " Daha sonra alacağım ben aşağıdayım üzerini iyin ve gel. İlerleyen vakitlerde ormana gidicez." Gülümseyip beni onayladığında odadan çıkıp kıyafet odama gittim. Ayağıma siyah beyaz yarım concverslerimi geçirip hızlı adımlarla aşağı indim.

Dean Morganna ile birlikte kanepede muhabbet ederken tekli koltukta sessizce makarna yiyip karnını doyuran cedric vardı.

Ben :" Selam millet.."

Melez Prensesحيث تعيش القصص. اكتشف الآن