29 ''Kaçan kuş''

2K 209 142
                                    

Omzuma koyulan sahiplenici büyük eller babamdan başkasına ait değildi. 

Dönüp kapattığım dükkanıma bakarak sabahın erken saatlerinde sulanması gereken çiçeklerime ne olacağını düşünmeden edemiyordum. Yolda bavulumu bagaja yerleştiren taksiciye dönüp baktığımda ,şoför koltuğuna çoktan geçmiş  bizim  arabaya binmemizi bekliyordu.

Babamın yüzünde yayılan büyük gülümsemeye karşılık gülümseyerek karşı dükkana bakmaya başladım.

Giden gelen yoktu uzun zamandır. İçeride ki çiçeklere yazık olacaktı.Doğruya onun umurunda değildi çiçeklere ne olduğu onun tek derdi beni buradan uzaklaştırmaktı. Kaçırtmak ve beni bulmak isteyen babamın beni bulmasına engel olmak.

 Babamın kolundan sıyrılarak dükkana doğru ilerledim. Elimde ki hafif ısınmış su ile kapının dibinde duran çiçeğe yöneldim. Toprağına yavaş hareketlerle döktüm.

''Hoşça kal güzel çiçek belki bir gün yeniden bir araya geliriz.''  çiçeği elimle sevgimi gösterip kırdığım dizlerimi düzeltip üzerimi çırptım.

Hava soğuyordu ve bu çiçek soğuğa dayanıklı bir tür değildi.

Yazık olacaktı.

Duyduğum adım sesleri ile kafamı sola çevirdiğimde bana doğru yürüyen Jin'in suratında ki ifade bir şeyler aramaya çalıştım.

Gözlerinde görebildiğim hiç bir şey yoktu. 

''Bir yere mi gidiyorsun?''

''Bu seni ilgilendirmez.'' 

Aramızdaki sessizlik yarım dakikadan biraz fazla sürmüş olabilirdi.Ancak kesinlikle bir dakikayı geçmiyordu.Elimle yerdeki çiçeği gösterdim.

''Bu çiçek soğuğa dayanıklı değildir.İçeride büyümesi gere-''

sözümü bitiremeden kollarını etrafıma sarıp beni kendine sıkıca bastırdı. Ellerim onun göğsünde hareketsiz bir şekilde bekliyordu.

Hızlanan kalbime susmasını söylemek o kadar zor olmuştu ki kendime nasıl hakim olmam gerektiğini bilmiyordum. Bu konuda çok toydum. Beceriksiz ve aptalca bir hareket yapmak benim için kaçınılmazdı. Yineden göğsünde bekleyen elimi sağ eliyle kavrayıp iyice kalbine bastırırken yerinden fırlayacakmış gibi atan kalbime sahip çıkmada çok kötü sayılmazdım.

''Bu kalpte sensizliğe hiç dayanıklı değil''  boğazıma oturan yumruyu yutmaya çalışırken neredeyse boğuluyordum. Dolmaya başlayan gözlerimi ondan çekip bana sert bakışlar atan babama çevirdim. 

Bakışları haklıydı. Kızını ondan kaçırmaya çalışan bir adamın kollarında gibi görünüyordum.

 Ama anlamıyordum. 

Neden? 

Neden beni öz babamdan kaçırmaya çalıştığını anlamıyordum.

Ne gibi bir derdi olabilirdi?

Elimi hızla çektim ve bir şey söylemeden arkamı döndüm.Bu onu son kez görüşüm olacaktı belkide. Kokusunu son kez çekişim ve güven dolu hissettiğim kollarını son kez hissedişim.

Bu kadar acıyacağını bilseydim. Sevmezdim.

Ama aşk böyle bir şeydi demek ki. Başkaları size aşık olmamanızı söylerdi ancak siz yine o tuzağa düşerdiniz.

Oysaki hayallerinizde baş karakteri oynatabileceğiniz birisinin olması neden kötü ki diye çok düşünmüştüm. Şimdi anladım ki onu hayallerinizde baş kahraman yapmak çok güzel hissettirebiliyordu ancak o kişi gittiğinde, beraberinde hayallerinizi de götürüyordu. 

flower ❀ kim seokjin ✔️Where stories live. Discover now