24

1.9K 271 89
                                    

''Sabah oldu''

''Uyan''

''Uyansana''

''Uyansana seni zilli!''  başımı yastığımdan kaldırıp ayağımdaki terliğe uzandım ve sesin geldiği kişiyi tüm kuvvetimle attım.

''Sen bana zilli mi dedin? '' 

''Kaç yaş var bizim aramızda ucube!''Taehyung'un bacağına yapışan terlik yüzünden olduğu yerde zıpladığını yarı açık gözümden görebiliyordum.

''Ben neden senin evindeyim?''

''Ne oldu bana?''

Taehyung bacağını hafif ovalamaya devam ederken konuştu.

''Neden benim evimde saçma sapan rüyalar görüyorsun!!'' 

''Ne rüyasından bahsediyorsun ben üç yaşımdan beri rüya görmedim'' 

''SeokJin'in adını sayıklarken rüya değilde ne görüyordun? Simulasyon mu?''yanaklarıma yerleşmeye başlayan ateş yüzünden ellerimi yanaklarıma koyup bağırmaya başladım.

''Saçmalama! Nerede buldum şimdi Jin'ide bir de rüyamda göre-''

''Bir Çatal alabilir miyim?

''Sen yokken benim hayatım daha güzeldi''

''Kalbim bu kadar hasta değildi'' 

''Sen beni öptün mü?''

''Bu bir çıkma teklifi mi?''

''Ajumma şu yakışıklı oğlanın evlenme teklifini kabul etmeli miyim?''

''üç evetle gönderiyorum'' 

''Hesabı ben ödeyeceğim diyorum! Evet biz üç kişiydik''

''Ben Jin ve kalbim.!''

''Lütfen kalbimin hesabını da öde!''

''Öde dedim sana!!!'' 

''oha sen benden bir yaş küçük müsün?''

''Yalancı!Hani büyüktün!''

''Söyle!!''

''Noona de bana ''

'''Hadi NOONA! NOONA! HAHAHA''

''Noona dersen seni öperim''

''NoonaAAA''


''Allah benim belamı versin''

**

''Yapmayacağım''

''İşi bırakıyorum''

Elimdeki istifa dilekçesini Hoseok Beyin masasına bırakırken olabildiğince hayal kırıklığı olan gözlerine bakmamaya çalışıyordum.

''Neden?''

''Biliyorum.Bunu sizden ben istemiştim. Ama ben ona bunu yapmayacağım''

''Ben nefret edemem.''

''Hiç kimseye nefret besleyemeyen bir kişiliğiniz var sanırım''kafamı olumsuz  bir şekilde sağa sola salladım.

''Hayır. Ben ondan nefret edemem''

''Çok denedim ama.Nefret edemem''

Kafamı hafifçe eğdiğim yerden kaldırarak tepkisini kontrol ettim.Yüzünde garip bir gülümseme oluştu.Eline dilekçemi alarak açmadan inceledi.

''Beklediğim gibi. Kaybeden ben oldum''

Sessizce söylediği için zar zor duymuştum.

''Tamam.Gitmek istiyorsan seni tutamam.Umarım geri kalan hayatında onunla çok mutlu olursun'' yüzümü tam olarak kaldırarak tekrar kafamı olumsuz anlamda salladım.

''Yanlış anladınız.Bizim aramızda öyle bir şey olamaz.Ben-''

Sözümü keserken bile çok nazikti.

''Gözlerinde ki onun adını söylediğinde oluşan parıltı öyle demiyor.Hayatta seviyorsan seviyorum.Sevmiyorsan sevmiyorum demekten çekinme lütfen.''sözlerini devam ettirdi.

''Eğer ben öyle yapsaydım.Şimdi olduğum kadar pişman olmazdım'' Bir veda konuşması yapıyor gibiydi. Bu beni kötü hissettiriyordu. Hoseok Bey'i gerçekten seviyordum.Bana her zaman çok iyi davranmıştı.

''Neden bir daha karşılaşmayacakmışsınız gibi konuşuyorsunuz? İzin verirseniz ben siz ve eşinizle her zaman bir kahve içmek isterim''

''Bende isterim'' derin bir nefes alıp verdi.

''Ama bazı şeyleri istemeden onların senin olacağı anlamına gelmez.Hayattan öğrendiğim en büyük ders buydu.''

''Hoşça kalın Seon Yeon Hanım'' 

''Hoşça kalın Hoseok Bey''şuan ne olduğunu anlayamıyordum?

Bir daha görüşmek istemediğini mi söylüyordu?

Kafamla onaylayarak odayı terk ettim. Elimde ki mavi dosyayı yüzüme kapatarak odama gidecek ve hızlıca bu şirketi terk edecektim. Evet benim için en önemli olan buydu. Daha yeni sabah toplantısı bitmiş olduğu için bir duvarın içinden bile Jin çıkabilirdi.

''Seon Yeon''  elimdeki mavi dosya çekilirken ruhumunda onunla beraber çekildiğine şahit olmuştum.

''Ah yoksa Noona mı desem?''dudaklarımı birbirine bastırıp ilerlemeye başladım.

''Ufak bir işim var. Benimle gelir misiniz? Sekreter sekreteri hanım''

ona dönerek yalancı bir şekilde gülümsedim.

''Özür dilerim SeokJin Bey. Ben artık Sekreter sekreteri değilim'' kaşları havalandı ve gülümsedi.

''Terfi mi aldı?'' kafamı yavaş yavaş sağa sola salladım. Bir hapisten kurtulmuş gibi hissediyordum.

''Hayır. İşi bıraktım'' yürümeme devam ederek odama girdim ve zaten bir şeyim olmadığı için çantamı alarak dışarı çıktım. Tabi kapıyı açtığım anda Jin ile karşılaşmasaydım kalp krizi geçirmeye bilirdim.Elimi kalbime koyup nefes aldığım da Jin yapmacık bir ilgi ile bana doğru eğildi.

''Seon Yeon Noona yoksa kalbin çok mu hasta?'' derin bir nefes alarak elimi kalbimden çektim.

''İzin verirseniz gideceğim'' kafasını olumsuz şekilde salladı.

''Bir yere gitmem gerekiyor dedim''

''Bende işi bıraktım dedim.'' Jin eliyle kolumu tuttu.

''O zaman bende sekreter sekreteri olarak değil gelecek eşim olarak götürürüm.'' 


flower ❀ kim seokjin ✔️Where stories live. Discover now