10

2.8K 346 5
                                    




''Bunu kesinlikle bir daha yapmayacağım'' gerçekten insanlar büyüdükçe kişilikleri değişiyor olmalıydı. Dükkanın kötü zamanlarında bana bu fikri verip kahramanım olan ufaklık bir kaç yıl sonra karşıma geçip yüzünü kimseye göstermek istemediğini savunuyordu.

''Taehyung anlamıyor musun? buna ihtiyacım var'' Eline verdiğim tohum ve ekilecek bir kaç bitkiyi yere bırakıp eliyle dışarıya astığım fotoğrafı gösterdi.

''Ben kendimi bu kadar gizlerken sen nasıl benim fotoğrafımı dışarı asarsın?'' önüme gelen saçlarımı arkaya atıp gülümsedim.

''Takma adını kullandım. Kimse sen olduğunu anlamayacak'' saçlarını karıştırıp ayağı ile yerdeki malzemeleri iteledi.

''Yapmayacağım! Yapmayacağım işte!'' olgun halinden çıkıp bir çocuk gibi ayaklarını yere vurmaya başladı hemen sonrada kapıya doğru ilerlediğinde artık sabrımın sonuydu. Hey bu ufaklık ne zaman bu kadar büyümüştü?

''Ya! Kim Taehyung. Bir yıl sonra ilk defa dışarı çıkmış olman umurumda değil. Eğer o kapıdan dışarı çıkarsan elimde can verirsin seni velet!''

--

''Hoş geldiniz'' genç kızları arkadaki bahçede onları bekleyen Taehyung'a doğru yönelttiğimde daha yürürken bile peşine takıp getirdiği insanlar dükkanı dolduruyordu. Ji Hu'yu arayıp yardım istediğimde Namjoon ile olan anını bir daha bölersem beni ikiye böleceğine dair bir tehtid almakla yetinmiştim.

''Affedersiniz bir daha ki ders ne zaman ve  kaç kişi olacak?'' bana soru soran teyzeye bakıp gülümsedim.

''Yarın yine bu saatte en fazla on kişi.Bir çok kişi yarın ve sonraki gün için adını yazdırdı isterseniz adınızı yazalım'' teyze Taehyung'un el becerileri hakkında bir şeyler sorup adını yazdırdı ve yavaş yavaş biten dersten çıkan insanların arasında kaybolarak uzaklaştı.

''Ben bittim'' Taehyung kendini koltuğa bıraktığında bende bugün hem dersten hem satışlardan elde ettiğim paraları sayarak keyfimi yerime getiriyordum.

''Yarın yine aynı saatte burada ol'' Taehyung ağrıyan bedenini koltuktan kaldırdı.

''Kesinlikle olmaz!'' elimdeki kalemi bırakarak ona yan bir bakış attığımda vücudunu koltuğa geri bırakıp mızmızlanmaya başladı.Bense onu umursamayarak işimi bitirip yarın kazanacağım paraların hayali ile dükkanın üst katındaki küçük odama doğru ilerledim. Koltuğumu işgal eden Taehyung kendi kendini dışarı atabilirdi öyle değil mi?


--

''Taehyung ölmek mi istiyorsun?'' belkide elli kere bıraktığım sesli mesajlara bir yenisini daha eklediğimde saç diplerimi çekiştirip söylenmeye başlayan müşterilere cevap verdim.

''En kısa sürede burada olacak efendim'' eğer derse girmezlerse parayı vermezlerdi ve ben yine çaresizlik içinde mor koltuğumda ölüp giderdim. Telefonumu çıkarıp Taehyung'un numarasını bir kez daha tuşlayıp aynı gıcık kadın sesini duyduğumda hemen arkasından gelen mesajı açtım

''Üzgünüm bu müşteri benim için önemli''

Ha?

Neden tek bir şey dahi yolunda gitmiyordu?

''Ne zaman gelecek burada bizi oyalıyorsunuz'' Sabırsızlanan müşteriler ve onların üstüme doğru yükselen sinirleri ile daha ne kadar baş edebilirdim bilmiyorum. Ji Hu çaresiz bir yüz ifadesi ile olanları izlerken dükkanın içindeki itiraz ve memnuniyetsiz sözlerde yükselmeye başlıyordu. Benim beynim ne yapacağı hakkında en küçük bir fikre sahip bile değilken insanlar dükkandan yavaşça çıkmaya başladılar.

''Durun! gitmeyin'' Ji Hu'nun hiç bir işe yaramayan sözleri onları kapıya yönelip dışarı çıkmaktan alı koyamıyordu.

''Hanımlar bu dersin yeni öğretmeni olabilir miyim?'' kapıdan çıkmakta olan kadınların yolunu kesen karşı dükkandaki gıcık komşumdu. Eline aldığı kürek ve bir kaç malzeme ile gereğinden fazla usta ve yetenekli gibi duruyordu.

Ne yani şimdi dersi verip bana yardım mı edecek? Daha bir kaç gün öncesinde dükkanımı kapatacağını söyleyen adam şimdi neden böyle aptalca bir şey yapıyordu? Nasıl bir kişilik bozukluğu vardı bilmiyorum ama o saniyeler için benim net bir kahramanımdı.Hakkında düşündüğüm tüm kötü düşünceleri kafamdan atıp dünyanın en önemli elması gibi düşünebilirdim.

''Tabi şahsi yerimde. Hemen karşıda''

Nasılda güzel konuşuyor.

Ha?

Şahsi yerim mi dedi? Hemen karşıda mı? Acaba şuan göz göre göre benim müşterilerimi mi çalıyor yoksa ben sabahki rüyamdan uyanamadım mı?

''Ji Hu'' adını söylediğimde hemen gelip yüzüme bakan arkadaşıma gözlerimi sıkıca kapatıp açtıktan sonra sordum.

''Acaba o şuan benim müşterilerim ile kendi dükkanına mı gidiyor? '' Ji Hu parmaklarını koluma uzatarak beni cimciklediğinde herhangi bir rüyanın içinde olmadığımı anlamıştım.

''Ji Hu sanırım şuan dükkanının camında kendi fotoğrafı ve ders verdiğine dair saçma bir kağıt görüyorum'' beni kafasıyla bir kez daha onayladığında yumruk yaptığım elimi iyice sıkarak dükkanımın kapısına gelip onun büyük camlarına doğru baktım. O an o da çaldığı müşterilerden yüzüne çekerek bana baktı ve sırıttı. İçinde bulunduğum aptalca durum yüzünden bende ona psikopat gibi sırıtıp dişlerimin arasından tısladım.

''Taklitçi''

flower ❀ kim seokjin ✔️Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum