100k ya az kalmış ♥ Teşekkür ederimm ♥
Yorumlarınızı bekliyoruum! ♥
Beren'in Anlatımı
''Demir Bey, yaşayan bir ölü. Bu sizin için zor ama sevgiliniz iyileşemez. Siz kendinizi toparlaya bilirsiniz, ama benim bir kızım ve bir oğlum var onların anneye ihtiyacı var. Lütfen bunu iyice düşünün ve Demir Bey'in kablolarının çekilmesine izin verin.''
Bu sözcükler beynimde dönmeye başladığında nasıl tepki vermem gerektiğini henüz bilmiyordum.
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığımda adam konuşmaya devam ediyordu, ''Lütfen, iyi düşünü...''
Ayağımla ortamızda duran sehpaya tekme attığımda sehpanın üzerinde ki çay adamın ayaklarına dökülmüştü.
Sinirli bir şekilde ayağa kalktığımda adam oturduğu yerden bana sakince bakıyordu, ''Demir'in benim için atan kalbini senin karına asla vermeyeceğim. Gerekirse 10 yıl sonra uyansın! Asla böyle bir şeyi kabul etmeyeceğim.'' Dedim dişlerimin arasından.
Şuan o kadar sinirliydim ki adam bir kez daha böyle bir teklifi bana sunarsa üstüne atlayıp onu öldürebilirdim.
Adam ceketini düzeltip iç çektiğinde kapıya doğru ilerledim, ''Sakın karşıma çıkma! Yoksa seni gebertirim.'' Deyip odadan çıktım ve kapıyı arkamdan sertçe kapatıp ilerlemeye başladım.
Gözyaşlarım benimle birlikte akmaya devam ediyordu. Demir'in kalbini nasıl isterdi? Demir ölmemişken nasıl böyle bir cesarette bulunabilirdi.
Duvara destek alarak ilerlediğimde ayaklarım daha fazla hareket edemiyordu. Gözyaşlarım görüşümü bulanık olmasını sağladığında Ömer'in uzaktan bana doğru koştuğunu gördüm.
Beni sıkıca tutup korkuyla bana baktı, ''Beren! Ne oldu sana?'' dedi endişeli bir sesle.
Kollarımı Ömer'in boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başladım, ''Yoruldum Ömer! Çok yoruldum.''
''Beren, pes edemezsin! Dayanmak zorundasın.'' Dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım.
''Demir'i özledim.'' Dedim hıçkırıklarımın arasından.
''Hadi yanına çıkalım.'' Dedi Ömer düşmemem için beni sıkıca tutarak yukarıya Demir'in kaldığı kata girdik. Koridorda ilerlediğimde bu hastaneden ne kadar bıktığımı bir kez daha hatırlamıştım.
Demir'in kollarını özlemiştim, öpmesini ve bana bakan o kara gözlerini. Çocuksu tavırlarını ve o midyeyi gördüğü zaman ki yüz halini, ses tonunu, kavgalarımızı... Beni sahiplenmesini, kıskanmasını ve geceleri gizlice yanıma yattığı zamanları özlemiştim. Ona son kez sarılmadım bile! Orda uzun zamandır yatmayı hak etmiyordu. Demir'e dair her şeyi özlemiştim, her anı, her dakikayı, her saniyeyi...
YOU ARE READING
BÜYÜK PATRON
General FictionBir adam var; nefret dolu, hırs dolu, geçmişinin mahkumu yaşayan. Bir kadın var; hayat dolu, huzur dolu, sabır dolu geleceğine tutunarak yaşayan. Hayalleri ölmüş biri, hayalleri olan birine aşık olursa ne olurdu ki? ''Kapak tasarım...