~29. Bölüm~

141K 5.8K 733
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geç gelen bölümler için kusura bakmayın <3 Keyifli okumalar...


Beren'in Anlatımı

Gözlerimi açmamla Demir'in gözleriyle karşılaşmam bir olmuştu. Hızla üzerimde ki yorganı kafama çekip birkaç saniye öyle kaldıktan sonra yorganı bir daha açtım.

''Hayal görmüyorsun.'' Diyen Demir'e şaşkınca bakmayı kesip etrafa baktım.

''Ben nasıl geldim.'' Dedim kekeleyerek.

''Sen nasıl gitmeyi düşünürsün?'' dedi sert sesiyle.

''Nasıl geldim?'' diye sordum gözlerimi Demir'in deli gibi gözlerinden kaçırarak.

''Sen nasıl gidersin! Bir kağıt yazıp gitmek ne demek!'' diye bağırdığın da uzandığım yerden doğruldum.

''Duydum. Ben dün her şeyi duydum. Ben dün senin bir hayalinin olduğunu öğrendim...'' acıyan gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp tekrar açtığımda yüzü biraz yumuşamış Demir'i görüp devam ettim.

''... ben senin hayallerini gerçekleştiremem. Dün Rojda haklı olacak ki sustun ona karşı. Ona karşılık bile vermedin.''

Demir önüne düşen saçlarını geri atıp, ''Rojda'nın haklı olduğunu düşünecek kadar aptal olamazsın, değil mi? Dün sustum çünkü Rojda'ya zarar gelmesini istemedim. Bir bayana zarar vermek bana yakışmaz.''

Alt dudağımı kemirirken ellerimle de oynuyordum.

''Beni nasıl buldun?'' diye tekrarladım Demir'in gözlerinden gözlerimi kaçırmaya çalışarak.

''Gittiğin yer o kadar uzak ki bulmam sadece 5 dakika mı aldı.'' Dediğinde gözlerimi devirdim.

''Ömer!'' dedim burnumdan soluyarak.

''Ömer ya da başka biri önemli değil nereye gidersen git seni bulurum.'' Dediğinde anlamsız gözlerle ona bakmaya devam ettim.

Aramızda ki geçen yoğun bakışmayı sade bırakmamakta kararlı olan Demir'in dudakları dudağıma yapıştığında gözlerimi kapatıp ona ait olmanın huzurunu yaşadım.

Demir dudaklarını benden ayırıp alnımı alnına yasladı, ''Bir daha asla küçük notlar yazıp gitmek yok. Söz mü?'' dediğinde gülümseyerek kollarımı boynuna doladım ve kulağına, ''Söz.'' Diye fısıldadım.

Demir'in Anlatımı

''Olmaz bu ufaklık için fazla büyük bir şey değil mi?'' dedim yüzümü buruşturarak.

''O'na ne yedirdin?'' dedi Beren'de ekşiyen yüzüyle bana bakarak.

''Aslında ekmek arası yaptım ama yememekte ısrarlı... Ah Beren! Ufacık bir bebeğe ne yedireyim? Tabii ki de mama!''

BÜYÜK PATRON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin